29 yıl önce İda Dağı zirvesi... Dağcılık İl Temsilcisi olarak zirve çıkışı...

29 yıl önce İda Dağı zirvesi...
Dağcılık İl Temsilcisi olarak zirve çıkışı...
O zamanki mesai arkadaşlarımızla yaptığımız bir faaliyet...
Biz, İda Dağı'na ilgimizi o zaman da göstermiştik ...
Tabii ki o zaman rant uğruna zeytinlikleri yok eden Belediyeleri de uyarmıştık ...
Doğal güzellikleri, suları, bitki örtüsü, doğal toprak gübresiyle güzellikleri de gördük...
Ayrıca, mermer ocaklarının yıkımını da gördük...
Yine, belli yerlerin çöp yığını haline geldiğini de gördük...
Çok üzülmüştük...
Karacayır,Orman Gözetleme Yeri, zirvedeki çeşme, volkanik kaya blokları, kıble yönü belli namazgah ve tören alanı çok dikkat çekiçiydi...
Biz, bizden sonra gelenler de duygularını yazsınlar diye, bir dağ defteri de koyduk...
Sonra, bir levha koyarak bunu da belirttik...
Bir yıl sonra bunların yok edildiğini öğrendik...
Daha, çevre ve doğa kültürü yoktu...
Bizi görenler de, "bunların ne işi var" gibi bakıyordu...
Şimdi daha çok çevreci dostlarımızın olması güzel...
Fakat, daha bilinçli ve bilimi önceleyen bir çevrecilik yapmak gerek...
Bunu şimdilik pek göremiyoruz...
Yarım yamalak ve siyasetin izin verdiği kadar ki, burada yerel yönetimler de sınıfta kalmıştır, çevrecilik yapılıyor ki, bu yanlıştır...
Biz, çevreciliği kendi dünya görüşümüz ve siyasi duruşumuz zarar görmesin, diye yandaş belediyelerimize ve yandaş şirketlerimize söz söyleyemiyoruz veya onların yaptıklarını görmezden geliyoruz...
Çevre bir bütündür...
Kim kirletiyor ve tahrip ediyorsa onun karşısında durmak gerek...
Yine, bazı meslek odalarının veya meslek birliklerinin hazırladığı buram buram siyaset kokan raporlarını;veri kullanmadan, kaynak göstermeden, kendileri herhangi bir tahlil yaptırmadan yazıp bu da bizim raporumuz gibi sunmaları da çevrecilik açısından yanlış...
Bilimi önceleyen ve sadece doğruları halka sunan bir çevreciliğimizin olması gerek...
İstemezük! Tavrı yanlış...
Gerekçeler bilime dayalı olmalı...
Mavi Vatan, Tarım Arazileri, Tohumculuk,Kıyı Kenar Koruması, Bitki Koruma,Sulak alanlar ve yabani hayvan göç yolu, Madencilik, Doğal Kaynaklar, Su rezervleri ve kalitesi, Kimyasalların kullanımı gibi alanlar ile arıtma sonu çıkan suyun tahlillerine kadar her şey kamuoyuyla paylaşılmalı...
Bu konuda, kamu, özerk yönetimler, belediyeler,
şirketler üzerine düşeni şeffaf bir şekilde yapabilmeli...
Halkla bilgi paylaşımı yapabilmeli...
Kamu, dilekçelerimize zamanında cevap vermeli...
Bunu yaparsak işte o zaman gerçek çevreci  oluruz, derim...
Çevre, bize atalarımızdan miras kalmıştır.
Onu korumalı, geliştirmeli ve gelecek nesillere
Yaşanabilecek bir çevre bırakabilmeliyiz...
Şimdiki halimiz facia...
Uyanma zamanı...