Doğanay  “Çanakkale’de Su Musluktan İçilir ve Su Tasarrufu'' konusunda önemli bilgiler verdi. Su kaynakları hakkında bilgi veren Doğanay; ’Suyumuzun kaynağı Atiksar Barajı'dır ve Atiksar Barajı  tek içme ve kullanma suyu kaynağımızdır.  Barajımız, hem kullanma suyu olarak hem de sulama amaçlı kullanılmaktadır. 54, 155 hektometreküp su tutma hacmine sahiptir maksimum. Ve şu anda  yaklaşık olarak yüzde  40 oranındadır’’ dedi.
 
Çanakkale'de içme suyunun kalitesi ve su tasarrufunda olan pogramda konuşan, Çanakkale Belediyesi, içme suyu arıtma tesisi sorumlusu Yüksek kimyager Zeynep Doğanay. çeşmelerimizden akan suyun hangi aşamalardan geçerek evlerimize ulaştığı, kalitesi ve su tasarrufuna ilişkin evlerimizde neler yapabiliriz konularında izleyici bilgilendiren programdakendisini tanıtarak başlayan Doğanay; ‘’Çanakkale Onsekizmart üniversitesi Kimya Bölümü'ne iki bin bir yılında  bitirdim. Daha sonra 2005-2007 yılları arasında da yüksek lisansımı tamamladım yaklaşık on yedi yıldır da Çanakkale Belediyesi içme suyu arıtma tesisinde  çalışmaktayım.’’ dedi.
 
Öncelikle suyumuzun kaynağı neresidir? Suyu ne şekilde almaktayız? Sorusuna cevap veren Doğanay; ‘’Suyumuzun kaynağı Atiksar Barajı'dır ve Atiksar Barajı  tek içme ve kullanma suyu kaynağımızdır.  barajımız, hem kullanma suyu olarak hem de sulama amaçlı kullanılmaktadır. 54, 155 hektometreküp su tutma hacmine sahiptir maksimum. Ve şu anda  yaklaşık olarak yüzde  40 oranındadır. Barajımızdan tesisimize isale hattıyla suyu almaktayız. Iki tane isale hattımız var.Bu şekilde alıyoruz. Aracımızda eskiden dibe yakın noktadan alırken suyumuzu 2015 yılından sonra bu baraj suyunun kalitesindeki değişimlerden kaynaklı üstten  su almaya başladık. Bunu da yüzen bir iskeleyle yüzensal sistemiyle artık barajın doluluğu ne olursa olsun hep yüzeyden suyu almaya başladık. Bu da tesisimize daha kaliteli su gelmesini sağladı.’’dedi.
 
 
 Çanakkale Belediyesi'nin de hassasiyetle üzerinde durduğu içme suyunun Çanakka Çeşmelerden içilmeye devam edilebilmesi için ikinci kademe içme suyu arıtma tesisi kısa bir süre önce devreye girilmesi ve tesiste bir günde ortalama ne kadar su arıtılıyor? Sorusuna ise  yanıtlayan Doğanay; ‘’Evet yaklaşık bir buçuk aydır  yeni içme suyu arıtma tesisimizden suyumuzu arıtmaktayız. Tesisimiz konvansiyonel arıtma tipinde olup yüz bin metreküp gün kapasitelidir.Şu anda da yaklaşık olarak otuz üç bin metreküp civarında günde arıtmaktayız. Eee tabii bu mevsimsel olarak değişim sağlıyor. Mesela yaz aylarında bu değer otuz yedi bin metreküplere ulaşabiliyor. Tesisimizi az önce söylediğim gibi barajdan iki tane isale hattımız var. Bu isale hatlarıyla barajdan gelen suyumuz izolasyon mana odasında tesisimize giriş yapıyor. Daha sonra bu iki hat tek hatta düşürülerek enerjisinin kırıldığı, basıncın ayarlandığı, enerji kırıcı vana odasına geliyor. Pulingar bana da Biz buna. Buraya geliyor. Buradan sonra da debimetre odasına gelerek gelen suyun  anlık olarak sürekli kaç metreküp su geçtiği anlık olarak o debimetrenin ölçümüyle izlenmiş oluyor. debimetre odasından sonra suyumuz giriş yapısına geliyor.Giriş yapısında da  gelen suyumuzun sürekli online olarak pH'ı bulanıklığı ölçülmüş oluyor.Ayrıca bu giriş yapısında bir bypass hattımız mevcut. Bu da sadece klorlanıp  Arıtma tesisini arıtma ünitelerine girmeden çıkış kolektörüne bağlayabileceğimiz bir bypass hattı mevcut. Giriş yapısından sonra suyumuz  kaskat havalandırma yapısına geliyor. Burası  elli santimlik düşüşlerin yapıldığı basamaklı bir yapıdır. Ve su oradan adeta şelale şeklinde basamaklardan düşerek oksijen kazanır.  ve çözülmüş oksijen suyun içindeki çözülmüş oksijen miktarı artarak suyun içindeki demir ve mangal gibi ağır metallerin oksidasyonu sağlanmış oluyor Ve  bu oksidasyonlu sudan ayrışmış oluyorlar.’’dedi.
 
‘’Şu anda gerçekten ıkaynak suyundan farkı yok’’
‘’Ayrıca  hidrojen sülfür ve karbondioksit gibi  gazların da sudan  ayrılması sağlanıyor bu ünitede.  daha sonra kaskat  havalandırma yapısının çıkış kanalında ayrıca pH'ı düzenleyebilmek için gelen suyun pH'ını düzenleyebilmek için potasyum hidroksit ilavesi  yapabiliyoruz. Burada ayrıca yine  gerekli olursa potasyum her manganat gibi yükseltgeleyici  maddelerin ilavesini de yapabiliyoruz. havalandırma yapısından sonra suyumuz ozon Tankına geliyor. ön dezenfeksiyon için.ozonlamayla ozon temas tankının yanında da ozon jeneratörlerimiz bulunmakta. ozon jeneratörlerinde kurutucular, kompresörler ve ozon jeneratörleri var. Burada havadaki oksijen kurutuculardan  geçirilip ozon jeneratörlerine geliyor. Ozon jeneratörlerinde  yüksek elektrik akımıyla oksijen parçalarına ayrılıp ozon üretimi gerçekleşmiş oluyor. Daha sonra bu üretilen ozonda eee difüzörler Ozon temas tankının dibindeki difüzörler sayesinde suya karışmış oluyor. Ve ozonla suyumuz temas ettiği zaman eee suyun dezenfeksiyonu sağlanmış oluyor.Artı koku ve tat giderimi de sağlanmış oluyor. gerçekten özellikle bu eee ozonlamayla birlikte suyumuzun ciddi anlamda kokusunda, tadında değişimler oldu. Artık içimi daha rahat eee yani eskiden sürekli suyumuzu biz de içiyoruz zaten. Eskiden bu daha farklıydı tadı ama şu anda gerçekten ıkaynak suyundan farkı yok. Yani ııı çeşme suyumu içtiğin zaman, çeşme suyumu, yoksa ııı kaynak suyumu anlamak gerçekten zorlaştı. Kendim de birebir içtiğim için’’ dedi.
 
 
 
İçme suyunun tadının ve kokusunun nasıl içilebilir hale geldiğini ifade eden Doğanay; ‘’Gerçekten ozonlamayla çünkü bunun üzerinde durduk biz.ozonlamayla birlikte suyumuzun tadında, kokusunda değişimler oldu ve  daha öncesinde eski tesisimizde ön dezenfeksiyonu klorla sağlıyorduk. Ve bu klordan kaynaklı  dezenfeksiyon yağ ürünleri dediğimiz şeylerle karşılaşıyorduk ama ozonla birlikte artık o onlardan da uzak hiçbiri kalmamış oluyor suyumuzda.  ön dezenfeksiyonu da yapılan suyumuz eee hızlı karıştırıcı ünitemize geliyor. Hızlı karıştırıcıda ne yapılıyor? Şimdi suyun içinde bizim gözümüzle göremediğimiz maddeler, askıda katı maddeler dediğimiz yani suya kirlilik veren maddeler olabiliyor. Bunları sudan ayrıştırmak için de bizim suya bazı kimyasallar eklememiz gerekiyor. Biz Çöktürücü adını veriyoruz. bizim tesisimizde kullanılan da demir üç klorür. yardımcı koordinatımız da anyonik politroli. Bunlar hızlı karıştırıcı suya homojen şekilde eee homojen şekilde dağılması sağlanıyor. Hız iki tane hızlı karıştırıcımız var. Hızlı karıştırıcılardan sonra da suyumuz eee yavaş karıştırma ünitelerine gidiyor. Dört tesimizde dört tane yavaş karıştırıcı ünitemiz var ve her bir yavaş karıştırıcı ünitesi dei Oluşmaktadır.Hızlarının farklı hızlarının olduğu iki bölümden oluşmaktadır. yavaş karıştırıcı ünitesinde ne oluyor? Hızlı karıştırıcı ünitesinde eklenen Demirç klorürüyle beraber bizim işte bu askıda katı maddeleri sudan ayrıştırarak flok dediğimiz  şeylere dönüşüyor bu kimyasal ilavesiyle birlikte. Böyle küçük parçacıklara eee bu flokların  yavaş karıştırıcıda suya yavaş bir hız vererek daha çok büyümesi eee ve Görünür hale gelmesi sağlanıyor, yavaş karıştırıcıdan sonra da bu oluşan flokların artık birbirine daha da yapışıp büyüyüp çamur haline dönüştüğü eee durultucu yapımız var.Durultucu yapımız. Dört tane lehine durultucu yapımız var.Durultucular’da lamalı tipte projelendirilmiş. kafes tipinde şeylerimiz var. bu durultucuların en dibinde de her durultucuda sekiz tane çamur kolimiz var. Bunlar çamurun daha Kolay çökelebilmesi için ters bir anit şeklinde yapılmış. Her durul tüpün altında sekiz tane var. bu dediğimiz birbirine yapışıp çamuru oluşturuyor. Oraya çöküyor. Orada da her bir sekiz tane  çamurun toplamak için eee borularımız var. Çelik borular var. Zamanla bizim otomatik olarak onu da ayarlıyoruz biz. O çamurlar o çelik borularla çamur kolektörüne alınıyor. Sistemden uzaklaştırıyor. Ne yaptık? Dipte çamuru oluşturduk Yüzeyde berrak suyumuz kaldı.  Bu da lambaların üstünde  delikli borularımız var PVC borular var. Bu borulardan artık durultucu, çıkış kanalına gitmiş oluyor. Yani filtreye girmek için hazır hale gelmiş oluyor suyumuz.  dipteki çamur dedik eee otomatik olarak çamur yoğunlaştırma tankımız var.Orada toplanıyor.Yüzeydeki suyumuzla ne yedik?  gelmek üzere alın dedik. Eee altı tane hızlı kum filtremiz var. Artık durultucudan sonra da son bir süzme süzme işleminin gerçekleşeceği filtrelere geliyor suyumuz.  filtrelerin tabanında birebir metre şeyinde beton bloklar var.Bu beton blokların üstünde de plastik yarıklı nozul dediğimiz parçalar var. Eee ve her bir eee şeyde beton bloğu, yetmiş iki tane beton blok var. Her bir filtrede.Ve her  blokta da beton blokta da yüz yirmi sekiz adet eee nozle dediğimiz şeyler var. Ve yaklaşık olarak da dokuz bin civarında da bir filtrede eee nozulumuz var.Bu nozulların üstünde deyatağını oluşturan kumlarımız var. Bunlar nasıl? Üç katman şeklinde. En alt katmanda orta çakılımız var. Daha orta büyüklükte. Daha sonra ııı ince çakıl on santim, on santim kalınlığında ve en üstte de yüz santim kalınlığında ince kumumuz var.Yani suyumuz üç katmandan süzülerek ıtamamen artık içinde kalan şeylerden arınması arıtılması sağlanıyor. daha sonra tabii ızamanla Filtreler süzme işlemini yaptıkça bu kumların cidarlarına eee yapışan kirlilikler olabiliyor ve bunların da zaman zaman  yıkanması gerekiyor. biz bu işleme de geri yıkama işlemi diyoruz. Nasıl yapılıyor geri yıkama işlemi? Eee işte o nozullar sayesinde o plastik yanıklı söylediğimiz nozullar sayesinde alttan hava önce beş dakika hava veriyoruz.Daha sonra hava ve su, daha sonra da yine beş dakika sadece su veriyoruz. O kum tabakası bu şekilde fokurduyor. Iyice kaynıyor. Eee ve eee o kirliliği sudan uzaklaştırmış oluyoruz. Eee ve bunu da yine tahliyeye göndermiyoruz. Bu soruyu da ve su tasarrufunu da işte burada başlamış oluyoruz. Geri yıkama suyu kazanım tankımız var. Bu su oraya gidiyor. Ve oradan da sistemin başına aynen gönderiyoruz. Yani her yıkamada aşağı yukarı beş yüz metreküp su harcanıyor.’’ diye sözlerini tamamladı. 
 
Mine Yel