Çanakkale Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Doktor Kerim Yeşildağ 2 Mayıs Dünya Astım Günü olması nedeni ile yazılı bir basın açıklaması yaptı. Yeşildağ, Sağlık Bakanlığının bu yıl Dünya Astım Günü temasının ‘Astımınızla Sağlıklı Yaşayabilirsiniz’ olarak belirlendiğini söyledi. Dünya Astım Günü’nün tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitli etkinlikler yapıldığını belirterek, Polenden klimaya, parfüm ve deterjan kokusundan beslenmeye, inşaat yıkımları nedeniyle havaya karışan toz bulutları ve zararlı partiküllerden yemek pişirirken yayılan koku ve buhara dek astımı tetikleyen çok önemli faktörler olduğunu vurguladı. Yeşildağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir”

ASTIM ÖMÜR BOYU SÜRÜYOR
 Astımın hayat boyu süren ve uzun süreli tedavi gerektiren bir hastalık olduğunu belirten Yeşildağ: “Astım hastalığının ortaya çıkmasında etken olan faktörlere risk faktörleri denir. Astımın neden bazı bireylerde görülüp, bazılarında görülmediği işte bu risk faktörleri ile açıklanabilir. Bu faktörler kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruptur. Kişisel risk faktörleri; içinde kalıtım yani genetik yapı, cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise; kalıtsal olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır” dedi.

BESLENME ÇOK ÖNEMLİ
Beslenmenin astımda önemli olduğunu belirten Yeşildağ, “Yetersiz ve dengesiz beslenme pek çok hastalıkta olduğu gibi solunum sistemi hastalıklarının oluşumunda da risk faktörleri arasında yer almaktadır. Tersi olan ve son yıllarda tüm dünyada artan obezite (aşırı şişmanlık) ile de astım arasında bağlantı bulunmaktadır. Obezite astım ataklarının şiddetini ve sıklığını artırmakta ve tedavisini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenme, hem bu hastalıklardan korunmada hem de hastalık oluştuktan sonraki tedavi süresince büyük önem taşımaktadır. Astımda dikkat edilmesi gereken diğer önemli noktada egzersiz. Tedavi edilemeyen astımlıların %90’ında egzersiz ile astım belirtileri oluşur. Bazen de astım atağının tek nedeni egzersiz olabilir. Ancak, astımı kontrol altında olan, yani uygun ve yeterli astım tedavisi alan hastalar aktif bir yaşantı sürdürebilir ve egzersiz-spor yapabilir. Özellikle kısa sürede yapılan yoğun egzersiz ile belirtiler oluşurken, yavaş ve uzun sürede yapılan egzersizlerde belirtiler daha hafif olabilir. Örneğin; yürüyüş, koşmaya göre daha güvenlidir. Yüzme, bisiklet, jimnastik ve aerobik egzersizler astımlılar için en çok önerilen sporlardır. Havuzda solunan havanın nemli olması ve havuz suyundaki klorun belirtileri tetikleyebilmesi nedeniyle yüzme için deniz tercih edilmelidir” dedi.