ÖV-DER’in açıklamasında, Türkiye’nin farklı illerinde kısa süre içinde meydana gelen iş kazalarında birden fazla çocuğun yaşamını yitirdiği vurgulandı. Mersin Anamur’da 12 Kasım 2025’te MESEM kapsamında çalışan 11. sınıf öğrencisi Alperen Uygun, görevli olduğu inşaatın üçüncü katından düşerek hayatını kaybetti. Kocaeli Dilovası’ndaki bir parfüm fabrikasında meydana gelen patlamada da iki çocuk işçi yaşamını yitirdi.
Şanlıurfa’da ambar inşaatında çalışan 15 yaşındaki Sedat Kurt ve 16 yaşındaki Yakup Güneş, duvar çökmesi sonucu hayatını kaybetti. Ağrı’nın Aşkale köyünde tarım işçisi olarak çalışan 14 yaşındaki Nursefa Samur ise biçerdöver altında kalarak yaşamını yitirdi.
Dernek, 2024–2025 eğitim öğretim yılında en az 72 çocuğun iş cinayetlerinde öldüğünü belirtti.
“Yasak olan işlerde çalıştırılıyorlar”
ÖV-DER açıklamasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çocuk işçiliğine ilişkin hazırladığı raporda 14, 15 ve 16 yaş gruplarının çalışabileceği iş kollarının açıkça tanımlandığı, ancak çocukların uzun süre ayakta kalmalarını gerektiren, kimyasal/toz riskleri barındıran ya da parlayıcı-patlayıcı maddeler içeren işlerde çalıştırılmalarının yasak olduğu hatırlatıldı. Son bir haftada yaşamını yitiren çocukların neredeyse tamamının bu kapsamda çalıştırıldığına dikkat çekildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Çocuklarımızın çalışırken ölmelerini istemiyoruz. Kaza, kader, fıtrat değil iş cinayeti. Bir hafta içerisinde üst üste iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocukların haberlerini okuyoruz. Mersin Anamur’da 12 Kasım 2025 tarihinde MESEM kapsamında 11. sınıf öğrencisi Alperen Uygun çalıştığı inşaatın 3. katından düşerek hayatını kaybetti. Kocaeli Dilovası’nda parfüm üretim fabrikasında çıkan patlamada 2 çocuk hayatını kaybetti. Şanlıurfa’da ambar inşaatında çalışan 15 yaşındaki Sedat Kurt ve 16 yaşındaki Yakup Güneş inşaat duvarının üzerlerine çökmesi sonucu hayatını kaybetti. Ağrı’nın Aşkale köyünde tarım işçisi olarak çalışan 14 yaşındaki Nursefa Samur biçerdöver altında kalarak hayatını kaybetti. 2024-2025 yılı eğitim-öğretim yılı kapsamında en az 72 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çocuk ve genç işçilerin çalışma koşullarına ilişkin hazırladıkları raporda çocukların çalışabileceği işkolları 14, 15 , 16 yaş için farklı tanımlanmıştır. Ve her biri için çocukların uzun süre ayakta kalmayacağı, sağlığını olumsuz etkileyecek tozlanma ve kimyasalların olmadığı, parlayıcı-patlayıcı maddelerin olmadığı, tecrübeli olmadıkları ve fiziksel yetersizlikleri nedeniyle dikkat eksikliği getirme ihtimali olan işlerde çalışmaları yasaktır denmesine rağmen son 1 haftada ölen çocukların neredeyse tamamı bu tarz iş kollarında hayatını kaybetmiştir. 20 Kasım Çocuk Hakları günü yaklaşırken çocuklarını koruyamayan, çocuklar için sağlıklı bir geleceğin kapısını açamayan bir yapı içerisinde suçluyu nerede arayacağız? Hatta suçluyu arayacak mıyız? Yoksa kader, kısmet, şans, talih deyip unutup gidecek miyiz? Milli Eğitim Bakanı ‘’patronlara işgücü’’ lazım diyerek zorunlu 12 yıllık eğitim sürecini 10 yıla indirmeye çalışırken, çalışırken ölen çocukların farkında mı? Çocuk haklarına ve çalışma hukukuna aykırı çalıştırıldıklarının farkında mı? Çözümlemeye çalıştığı sorunlar patronlara ilişkin mi olmalı çocuklara ilişkin mi olmalı? Çocuklarımızı laik, bilimsel, çağdaş bir eğitim hayatına kavuşturmada inatçıyız, meslek edindirmek her ne kadar değerliyse de niteliklerine, fiziksel yapılarına, gelişmişlik düzeylerine ve güvenceli olarak çalışabilecekleri , denetimin olduğu, çocukların ufkunu açan, zamanın ruhuna uygun pedagojik bir süreci önemsiyoruz. Bu anlamda çocuklarımızın çalışırken ölmesini istemiyoruz ve tüm velileri var oldukları şehirlerde çocukların eğitim, yaşam ve gelecek haklarını korumak ve savunmak için örgütlenmeye davet ediyoruz.”
Atakan Alkış