1970’li yıllarda Türkiye’ye gelen Korfmann, önce Eskişehir’deki Demircihöyük kazı çalışmalarını yürüttü. 1988’de Çanakkale’ye gelerek Beşiktepe kazılarını başlattı. Ancak onu dünya çapında tanınan bir arkeolog haline getiren çalışmalar, 17 yıl boyunca sürdürdüğü Troya Antik Kenti kazıları oldu. Korfmann, Homeros’un destanlarında adı geçen Troya’yı bilimsel verilerle gün yüzüne çıkararak, kentin Tunç Çağı’nda gelişmiş bir yerleşim olduğunu kanıtladı. Bu sayede Troya’nın yalnızca üst akropol değil, surların dışına taşan büyük bir aşağı şehre sahip olduğu ortaya kondu.
Prof. Dr. Korfmann, Troya’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesi için büyük çaba sarf etti. Kazılar sırasında elde edilen bulguların sergilenmesi ve Troya Milli Parkı’nın kurulması için girişimlerde bulundu. Ayrıca Türkiye dışında bulunan Truva hazinelerinin ülkeye iadesi için kampanyalar yürüttü.
Korfmann döneminde yapılan kazılarda, Tunç Çağı’na ait büyük aşağı kent, antik yerleşmenin yalnızca küçük bir bölümden ibaret olmadığını gösterdi. Ayrıca, Tunç Çağı tabakalarından elde edilen Luwi diliyle yazılmış ilk yazılı belge, Troya tarihine ışık tutan önemli bir buluntu olarak kayıtlara geçti.
Vefatının ardından 2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilen Korfmann, 2005 yılında aramızdan ayrıldı.
Vefatının 20. yılında düzenlenen anma programı Yalı Hanı’nda gerçekleştirildi. Programa, Troya kazılarında birlikte çalıştığı akademisyenler Prof. Dr. Kenan Yurttagül, Prof. Dr. Fahri Işık, Prof. Dr. Halime Hüryılmaz, Prof. Dr. Göksel Sazcı, Prof. Dr. Ekin Kozal ve Prof. Dr. Sinan Kılıç ile gazeteci Murat Kıray, Çanakkale Rehberler Odası temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Katılımcılar, Korfmann’ın Çanakkale ve Anadolu tarihine yaptığı katkıları anlatarak anılarını paylaştı.
Troya’nın bilimsel olarak anlaşılmasında ve tanıtılmasında öncü olan Prof. Dr. Manfred Korfmann, arkeoloji dünyasında bıraktığı mirasla unutulmazlar arasındaki yerini koruyor.
Bünyamin Nami Tonka