Kale içindeki Deniz Müzesi, TCG Uluç Reis denizaltısı, Nusret Mayın Gemisi ve Çanakkale Savaşları’na dair bölümler ziyaretçileri tarihî bir yolculuğa çıkarıyor. Çimenlik Kalesi Müzesi’ne gelen ziyaretçilerin ilk dikkatini çeken bölümlerden biri, 1970’li yıllarda görev yapan TCG Uluç Reis denizaltısı. Sınırlı yaşam alanlarında görev yapan askerlerin, yüksek basınç altında ve disiplinle geçen hayatları, denizaltının dar ve hareket alanlanının kısıtlı olması ziyaretçileri geçmişle ilgili düşündürüyor. balmumu figürler eşliğinde birebir canlandırılmış. Bu denizaltını gezdiğimizde tarihini merak etmemek elde değil. Kale içerisindeki bir diğer etkileyici canlandırma ise Reşitpaşa Hastane Gemisi. Savaşın sadece cephede değil, hastane gemilerinde de sürdüğünü hatırlatan bu bölümde, yaralı askerler, hemşireler ve dönemin tıbbi malzemeleri ziyaretçilere duygusal anlar yaşatıyor. Işıklandırmasıyla adeta bir zaman tüneline dönüşen bu alan, savaşın insan üzerindeki yıpratıcı etkisini başarıyla aktarıyor. Kale avlusunda yer alan Binbaşı Nazmi Bey ve Yüzbaşı Yusuf Ziya Bey büstleri, savaşta hayatını kaybeden kahramanlarımızı onurlandırıyor. İç kısımdaki sergi salonlarında ise Atatürk’ün portreleri, savaş planları, deniz harp cihazları ve minyatür modeller yer alıyor. Ziyaretçiler, bu detaylı arşivle yalnızca savaşın fiziksel boyutunu değil, stratejik yönünü de öğreniyor.

 

Kurşun Kurşuna Bir İmkânsız Gerçeklik

Savaş dönemine ait kurşun örneklerinin sergilendiği özel bölümde, Çanakkale’de havada çarpışan iki merminin sergilenmesi ziyaretçileri hem şaşırtıyor hem düşündürüyor. 100 metrelik mesafede, iki farklı askerin aynı anda ateş edip mermilerini havada çarpıştırması ihtimali, uzmanlarca 160 milyonda bir olarak hesaplanmış. Olayın gerçekleşmesi savaşın ne kadar yoğun geçtiğinin en net göstergelerinden biri. Bu çarpışma, Çanakkale’de gerçeğe dönüşmüş.

Merdivenler Neden Eğri?

Çimenlik Kalesi’ni gezen ziyaretçilerin ilk fark ettiği şeylerden biri, içerideki merdivenlerin alışılmıştan farklı dar ve düzensiz olması. Bu durum ilk bakışta bir yapı hatası gibi düşünülse de, aslında tamamen bilinçli ve savunmaya yönelik bir mimari tercih.Biçimsiz gibi görünen bu merdivenler, düşmanın içeri sızması durumunda rahat ilerleyememesi ve savunmacının üstten avantajlı olması için bilerek böyle inşa edilmiş. Aynı zamanda dar ve alçak geçitler, düşmanın hareket kabiliyetini sınırlamak için planlanmış. Üstelik kale inşa edilirken kullanılan taş malzeme, zamanla aşınmalara uğramış fakat bu bozulmalar bile yapının özgünlüğüne zarar vermemiştir. Aksine, tarihî dokuyu tamamlayan detaylar olarak dikkatleri üstüne çekiyor.Bugün bu merdivenlerden çıkarken duyulan yorgunluk bile, bir zamanlar kaleyi koruyan askerlerin göğüs göğüse verdiği mücadelenin fiziksel bir göstergesi gibi.

Bir Durak Değil, Bir Anı Mekânı

Çimenlik Kalesi ve içindeki müze bölümleri, yalnızca gezilecek birer yapı değil; tarihin yaşayan belgeleri. Denizaltı içindeki zorlu yaşam koşulları, savaş dönemine ait çarpıcı detaylar, her yaştan ziyaretçiye tarihî bilinç kazandırıyor.Boğazın kıyısında sessizce duran bu kale, aslında geçmişin sesiyle yankılanıyor.

 

Dilgen Beril Erken