Çanakkale Savaşları, sadece Türkiye’nin değil çok sayıda ülkenin kaderini değiştirdi. Bu topraklarda dedelerimizin verdiği mücadele sonunda elde edilen zaferin arkasındaki gerçekler, ortaya çıkan belgelerin tercümesi ile bir bir ortaya çıkıyor. Savaşların üzerinde 110 yıl geçti. Savaş sırasındaki belgeler, daha sonra arşivlere alındı. Bu belgelerin çoğu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi’nde (AÇASAM) bulunuyor. ÇOMÜ AÇASAM Müdürü Doç. Dr. Barış Borlat, yaptığı araştırmalar sırasında eline geçen arşiv belgelerinde savaş dönemine ait yeni bir detayı gün yüzüne çıkardı. Doç. Dr. Barış Borlat, bu belgelerin Osmanlı Devleti'nin askeri gelenekleri günde 3 bin ile 5 bin şehit verilen Çanakkale Cephesi'nde de devam ettirdiğini ortaya koyduğunu söyledi. Doç. Dr. Borlat, “İlk defa ortaya çıkan Çanakkale Muharebesi esnasında askerlerin, özellikle subayların terfileri geldiğinde bir üst rütbeye geçebilmesi amacıyla karargahlarda yapılan sınavlar. Bu belgelerden Osmanlı Devleti'nin Çanakkale Cephesi'nde subaylarının özlük haklarını ve terfileri düzenlemede, devlet geleneğine ve askeri kurallara bağlı olduğunu anlıyoruz. Bu amaçla, özellikle üst rütbesi gelen subayların Harbiye Nezareti tarafından yayınlanan bir emir doğrultusunda Çanakkale Cephesi'ndeki güvenli alanlarda sınava girmeleri zorunlu kılınmış. Bu amaçla, üst rütbeye geçecek olan subaylara hangi konulardan sınava girecekleriyle ilgili bir yazı yazılmış. Bu yazılan emir doğrultusunda askerlerin, subayların sınava hazırlandıklarını görülüyor. Bu amaçla, özellikle sınavların cephe gerisindeki karargah mahallerinde yapılmış. Bu sınava girecek olan subaylar izinli sayılmış. İzinli oldukları dönem içerisinde sınav hazırlıklarını yapmışlar. Karargahlarda başlarında üst rütbelerdeki subayların gözetmenliğinde önce yazılı ardından da sözlü sınavlara tabi olmuşlar. Yapılan bu sınavlar sonrasında sınav evrakları Harbiye Nezareti'ne, İstanbul'a gönderilmiş. Evraklar İstanbul'da incelenmiş başarılı olanlar üst rütbeye terfi edilmiş.
Çanakkale Cephesi gibi günde neredeyse 2-3 bin şehidin geldiği anda bile devlet geleneklerini sürdürmüş olduğunu söyleyebiliriz. Şehitlerin geldiği, kayıpların devam ettiği savaşın en kritik anlarında bile bir subayın terfisini, özlük hakkını düzenlerken üst rütbeye geçmesi hemen sağlamıyor. Bunun için askeri teamüller neyse, kurallar neyse bunu cephe hattında, muharebenin sıcak anında dahi devam ettiriyor. Bu nedenle Çanakkale muharebelerinin 110'uncu yılında zaferin anlaşılabilmesinin aslında altındaki en önemli noktalardan birinin de devlet geleneğinin devam etmiş olması olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.
Mehmet Güler
foto: Arşiv