Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 14. Büyükelçiler Konferansı’nda katılımcılara hitap etti.  
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükelçiler Konferansı'nın 14'üncüsünde katılımcılarla beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık geleneksel hâle gelen Büyükelçiler Konferansı'nı başarıyla organize ettikleri için Dışişleri Bakanlığı yetkililerini tebrik ederek, Konferans'ın Dışişleri Teşkilatı ile devletin tüm birimleri için hayırlara vesile olmasını diledi.
“BİZİ YOK ETMEK İSTEYENLERE KARŞI İNSANLIK TARİHİNİN EN DESTANSI MÜCADELELERİNİ VERDİK”
Konuşmasının başında devlet ve millet adına bir vefa borcunu özellikle vurgulamak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bizler, bu topraklardaki bin yıllık mevcudiyetinin her safhası mücadeleyle geçmiş, akrebin kıskacında yoğrularak bugünlere gelmiş bir milletin mensuplarıyız. Bin yıllık tarihimiz boyunca elde ettiğimiz hiçbir kazanım birileri tarafından bize altın tepside sunulmadı. Haçlı Seferleri'nden Moğol istilasına kadar doğrudan varlığımıza kasteden nice saldırıyla karşılaştık. Sahip olduğumuz her şeyin bedelini misliyle ödedik. Önce Çanakkale'de ardından Kurtuluş Savaşımızda bizi yok etmek isteyenlere karşı insanlık tarihinin en destansı mücadelelerini verdik. Allah'ın yardımı ve milletimizin kahramanlığı sayesinde hamdolsun tüm bu saldırıları püskürtmeyi başardık. Her karışında bir yiğit yatan bu cennet vatana namahrem eli değdirmedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bin yıllık tarihimizde karşımıza çıkanlar değişti, taktıkları maskeler değişti, kullanılan aparatlar değişti ama niyetler hiçbir zaman değişmedi. Dün işgalcilere karşı verdiğimiz mücadelenin benzerini son 50 yıldır farklı kisveler altında üzerimize salınan terör örgütlerine karşı yürütüyoruz. Bu bir dönem ASALA terör örgütüydü. Ardından bölücü terör örgütü PKK'yı başımıza musallat ettiler. Daha sonra marjinal sol örgütleri devreye aldılar. DEAŞ ve FETÖ ile tetikçilerine yenilerini eklediler. Vatanımızı parçalamak, devletimize diz çöktürmek için her yolu denediler. Türkiye'nin toparlanıp yeniden ayağa kalkmasına set çekecek tüm araçları kullandılar ama ne yaptılarsa emellerine ulaşamadılar. Ne ASALA terör örgütünün ne de bölücü alçakların eylemleri karşısında geri adım attık, hayır. FETÖ'cü hainlerin ölüm kusan tanklarına ve tüfeklerine teslim olmadık."
“REFORMLARLA ÜLKEMİZİ AYAĞINA VURULAN PRANGALARDAN KURTARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle son 21 yılda hayata geçirdiğimiz reformlarla ülkemizi ayağına vurulan prangalardan kurtardık. Ekonomiden güvenliğe, savunma sanayiinden eğitim, sağlık ve enerjiye varıncaya kadar her alanda Türkiye'nin çehresini değiştirdik. Dışişlerinde 260 temsilciliğimizle dünyanın en geniş beş diplomasi ağından biri hâline geldik. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ile Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi kurumlarımızla devletimizin etki gücünü daha da artırdık. Dış politikamızın ufkunu tüm dünyayı kapsayacak şekilde genişlettik. Afrika, Latin Amerika ve Asya gibi uzun yıllar boyunca ihmal edilmiş bölgelere ağırlık vermek suretiyle ilişkilerimizi güçlendirdik. Ülkemizin prestij projesi olan Birleşmiş Milletler'in tam karşısındaki Türk Evi'ni 2 yıl önce hizmete açtık. Burada saymaya kalksak saatlerimizi alacak sayısız hamleyi, başarıyı, zaferi ve atılımı diplomasi tarihimize kazandırdık” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıllık başarıları önemsediklerini ancak yeterli bulmadıklarını belirterek, ilk günden beri hep kendisiyle yarışan bir hükûmet olarak yeni dönemde yepyeni bir heyecanla yola devam ettiklerini belirtti.
“SAHADA VE MASADA GÜÇLÜ OLMAK BİZİM İÇİN TERCİH DEĞİL MECBURİYETTİR”
İlkelerinin gayet net olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Üç kıtanın kalbinde yer alan Türkiye, hadiseleri tribünden seyredemez. Sahada ve masada güçlü olmak bizim için tercih değil mecburiyettir. Bunun yolu da yapıcı, aktif ve dengeli bir dış politikadan geçiyor. Türkiye eksenli bir okumayla usta bir satranç oyuncusu titizliğinde bölgemizdeki ve ötesindeki gelişmelere müdahil oluyoruz. Gerilim peşinde koşmadığımız gibi onurlu, sabırlı, kararlı ve basiretli bir tavırla kimden gelirse gelsin baskılara da boyun eğmiyoruz. Diplomasinin tüm imkânlarını, sert ve yumuşak güç unsurlarının tamamını kullanarak Türkiye'nin menfaatlerini korumanın derdindeyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin öncelikleri çerçevesinde büyükelçilik ve konsüler alanı büyütme gayretlerinin devam ettiğini ifade ederek, "İçeride de Bakanlığımızın insan kaynağı eksiğinin giderilmesi ve fiziki şartlarının iyileştirilmesi noktasında hazırlıklarımız sürüyor. Yeni dönemde özellikle bu iki konuda ihtiyaçları karşılayacak adımları süratle atacağız. Bakanlığımızı, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun dış politikasını başarıyla yürütecek kapasiteye, fiziki imkânlara, insan kaynağı ve zihni kodlara muhakkak kavuşturacağız. Türk diplomasisinin küresel ölçekte yükselen yıldızının gerisinde, işte bu 21 yıllık çabalarımız ve hamlelerimiz vardır" diye konuştu.

“SIĞINMACILARIN GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞLERİ DE HIZLANACAKTIR”


"Türkiye, uluslararası ilişkilere damgasını vuran, birçok kritik başlıkta dahli aranan, tavrı yakından takip edilen oyun kurucu bir ülke hâline gelmiştir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Libya'da meşru hükûmetten yana müdahalemiz, bu ülkenin bölünmesinin önüne geçmiştir. Can Azerbaycan'la sergilediğimiz dayanışma sayesinde hem 30 yıllık işgalin ardından Karabağ özgürlüğüne kavuşmuş hem de Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrar adına önemli bir fırsat yakalanmıştır. Suriye'nin kuzeyine yönelik harekâtlarımız güney illerimizin güvenliğini teminat altına almanın yanında terör devleti kurma heveslerini de kursaklarda bırakmıştır. Irak makamlarıyla eşgüdüm içinde yürüttüğümüz operasyonlarımızla bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbesini indiriyoruz. Kuzey Irak'ta teröristler tarafından alçakça şehit edilen diplomatımız Osman Köse'nin kanını yerde bırakmadık. Irak'la birlikte Türkiye'nin de toprak bütünlüğünü tehdit eden terör belasını ortadan kaldırıncaya dek bu operasyonlarımız sürecektir. Irak ve Suriye istikrara kavuştukça sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de hızlanacaktır."
 
Millet olarak bu meselede insanlık tarihine altın harflerle yazılacak büyük bir fedakârlık örneği sergilediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tıpkı ecdadımız gibi savaştan ve zulümden kaçarak ülkemize sığınan mazlumlara kucak açtık. İnşasına başladığımız konut projeleri, daha fazla sığınmacının evlerine dönmelerini teşvik edecektir" dedi.
 
“BİZİM KİMSEYLE ÇÖZÜLEMEYECEK HİÇBİR MESELEMİZ YOKTUR”
Türkiye olarak daha fazla savaş, kan ve gözyaşı görmek istemediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Savaşın Karadeniz'e yayılması tüm bölgemiz için tam anlamıyla bir felaket olacaktır. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni titizlikle uygulayarak şimdiye kadar böyle bir trajedinin yaşanmasına müsaade etmedik. Bundan sonra da gerilimi düşürmek, her iki tarafın da bu girdaptan çıkışını temin için samimiyetle çalışmayı sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı olarak sembolleştirdiğimiz yeni dönemde hedefimiz, ülkemizin etrafında bir barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmektir. Diyalog ve diplomasi bizi bu hedefe taşıyan en önemli iki aracımız olacaktır. Her zaman söylüyorum, sıkılı yumruklarla musafaha yapılmaz. Kimseyle kavga peşinde, husumetleri büyütme derdinde değiliz. Bilakis dostlarımızın sayısını daha da artırma derdindeyiz. Bizim kimseyle, özellikle komşularımızla çözülemeyecek hiçbir meselemiz yoktur. Herkesle görüşmeye, konuşmaya, karşılıklı adımlarla ortak bir noktaya buluşmaya varız ve hazırız."

NATO ÜLKELERİYLE OLUŞAN POZİTİF GÜNDEM SÜRECEK
Son dönemde bölge ülkeleri, Avrupa Birliği ve NATO müttefikleriyle oluşturdukları pozitif gündemi sürdürmekte kararlı olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylül ayında katılacakları G20 Liderler Zirvesi ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bu yöndeki çabaları yoğunlaştıracaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçiliğin bir dönem olduğu gibi vatandaşın çekinerek gittiği, devletin soğuk yüzünü temsil eden bir yer olmadığını vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: "Devletin vatandaşına uzak durduğu, vatandaşına tepeden baktığı hatta kimi vatandaşlarını sırf inancından ve kılık kıyafetinden dolayı hor gördüğü anlayış bir daha geri gelmemek üzere rafa kaldırılmıştır. Tekrar hortlatılmaya çalışılan bu zihniyete milletimiz 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde, sandığa yansıttığı iradesiyle bir kez daha 'dur' demiştir. Pek çok açıdan turnusol işlevi gören seçimlerde gurbetçilerimiz, yüzlerce kilometre yol giderek, saatlerce sıra bekleyerek, bize, demokrasimize ve geleceklerine sahip çıkmıştır. Biz bu vefakârlığı, şahsımıza yönelik bu muhabbeti, tüm dünyaya verilen demokrasi dersini asla ve asla unutmayacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu makamlarda oldukları müddetçe devletin kapısını, "milletin kapısı" yapmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
14'üncü Büyükelçiler Konferansı'nın hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilere görevlerinde başarılar diledi.

Kaynak: Cumhurbaşkanlığı