Artı TV Pelin Cengiz'in Ekolojik Odak programına konuk olan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi iklim bilimci Prof.Dr.Murat Türkeş iklim değişimi kuraklık ve bir çok başlıkta çevre meselelerini değerlendirdi. Kuraklığı bir doğal afet mi saymalıyız? Sorusunu ile konuşmaya başlayan Murat Türkeş; ‘’Eylül, ekim, 2022 aylarından beri belki siz de biliyorsunuz. Aslında yazıyoruz, anlatıyoruz. Uzun sıcak ve kurak bir yaz mevsiminin ardından sonbahara yine uzun süreli ortalamalara göre daha sıcak ve kurak koşullarla başladık. Aralıkta işte biraz yağış oldu. Yeniden aralığın ortasından günümüze kadar Türkiye'nin önemli bir bölümünde özellikle batı ve güney bölgelerinde, Marmara Bölgesi Kuzey Ege, İç Batı Anadolu'da daha kuvvetli, şiddetli olmak üzere yağışlar uzun süreli ortalamanın çok altında yani kuvvetli, şiddetli hatta Marmara Denizi çevresinde de aslında olağan dışı kurak koşulları yaşıyoruz.’’ dedi.
‘’Kış yağışlarında bakın bu çok önemli’’
‘’Bu evet iklimin kendi doğal değişkenliğinin bir sonucu’’, diyen Türkeş; ‘’Ben bir ekleme de yapayım aralık ayının da analizini yaptım ama burada göstermeyeceğim. Aralık ayında da aslında ıdurum yine aralıktan geriye doğru üç ay, altı aylık analizleri yaptığınızda yani üç altı aylık yaptığınızda kuraklığın daha şiddetli ve daha geniş alanlı olduğunu Türkiye'de görüyoruz. bir de aslında şunu da eklemek gerekiyor. Bu evet iklimin kendi doğal değişkenliğinin bir sonucu. Çünkü iklimin kendi doğal değişkenliği. Kurak olayları da oluşturabiliyor. Nemli olayları da oluşturabiliyor. Yıllar arası değişkenlik var. Mevsimsellik var. Ama Akdeniz havzasında özellikle Doğu Akdeniz'de Türkiye ve bölgesinde 1970’lerden başlayarak özellikle Kış yağışlarında bakın bu çok önemli. Neden önemli? Hemen parantez içinde söylüyorum. Kış yağışı yıllık toplam yağışın içinde Türkiye'nin batı güney bölgelerinde yüzde kırk ila yüzde altmış altmış beş oranında yer tutuyor. 1970’lerden başlayarak Türkiye'de özellikle Türkiye'nin Akdeniz ikliminin egemen olduğu, batı ve güney bölgelerinde bir azalma eğilimi var.’’diye ekledi.
‘’Çünkü iklim değişikliği dediğiniz sadece sıcaklıkların artışı değil’’
‘’Benzer kurak koşulları biliyorsunuz geçmişte yine eee bin dokuz yüz seksen dokuz doksan İstanbul bölgesinde hatırlayın şiddetli bir kuraklık yaşanmıştı. Yine 2007-2008, 2013, 2014 2009 2019 2021 konuştuk. Uzun süreli analizlere baktığımızda da aslında İç Anadolu'nun güneyi ve batısı Güneydoğu Anadolu'nun hemen tamamı ve Doğu Anadolu'nun güney ve yine doğu bölümlerinde iki yıllık kuraklık analizleriyle baktım Aslında uzun süreli tarımsal hidrojik bir kuraklığın ülkeyi terk etmediğini görüyoruz. Aslında yeniden Türkiye'nin büyük bir bölümünde etkili olan yani iklimin kendi doğal değişkenliğinin ötesinde uzun süreli sıcak kurak koşulların buharlaşmanın artmasının da sonucunda biz yeniden 2022 sonbaharından günümüze kadar yeni bir kurak evreye girmiş olduk. Yani var olan uzun süreli hidrojik tarımsal batıdan başlayarak yeni bir kuraklığı yaşamaya başladık. Iklim değişikliğiyle bağlantısını şöyle kurmak mümkün. Çünkü iklim değişikliği dediğiniz sadece sıcaklıkların artışı değil. Küresel ısınmanın en önemli sonucu aslında o bir tetikleyici mekanizma olarak ortaya çıkabilir. Bir bölgenin iklimini, oradaki yağışı, sıcaklığı, buharlaşmayı, nem koşullarını denetleyen geniş ölçekli basınç rüzgar sistemlerinde de değişiklik olur. Yani örneğin bizim bölgemiz açısından artık kış Mevsiminde bile işte geçen haftalarda Avrupa'daki sıcak kış sıcak dalgalarını hatırlayın. Bu aslında tropikal sistemlerin kışın bile artık Akdeniz havzasından Güney Avrupa'ya doğru bir eee sokulma eğiliminde olduğunu gösterişti. O iklim değişikliğiyle bağlantılır. Yani iklimin kendi doğal değişkenliğini şiddetlendiren bir küresel iklim değişikliği de söz konusu. Bunlar bir araya geldiğinde özellikle de kuraklığa hazırlıklı değilsek, kuraklık yönetim konusunda bir bütün halinde yani yerel yönetimden kamuya, sivil toplum kuruluşlarına, su birliklerine, tarım birliklerine kadar kuraklık gelmeden önce gerekli önlemler ıalınmıyorsa o zaman kuraklık çok daha etkili oluyor. Yani bir anlamda hani yazın çok sıcakta çok nemli koşullarda aslında binerek ııı sıcakta kalmak gibi bir şey. O zaman da hissedilen sıcaklık insanı ne yapıyor? Işte güneş çarpması, ısı çarpması gibi kuraklık da bizi böyle vuruyor.’’dedi.
İbrahim Akın Kazancı