Kamuoyunda ‘Sansür Yasası’ olarak nitelenen ve yalan haber yayanlara üç yıla kadar hapis cezası öngören kanun teklifi, Ankara Ulus'ta bulunan Atatürk Anıtı’nın önünde de protesto edildi. Örgütlerin ortak metnini okuyan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Yasayı geri çekin, basın yasalarını gazetecilere danışarak yapın. Dezenformasyonun önlenmesine karşı değiliz. Ama bunun yolu yasadaki gibi hapis cezasından geçmez. Yargıtay Hâkimi de Adalet Komisyonunda açıkça uyararak, bu yasanın uygulama sırasında yargıda karmaşa ve keyfilik yaratacağını söylemiştir. Ama dinlemediler. Yasada yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler vardır” ifadeleriyle, yasanın geri çekilmesi taleplerini iletti.
 
Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen gazeteci örgütleri, önümüzdeki günlerde Meclis gündemine alınacak olan ve ‘Sansür Yasası’ olarak nitelendirilen kanun teklifi için eylem gerçekleştirdi.
 
Örgütlerin ortak metnini okuyan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Yasayı geri çekin, basın yasalarını gazetecilere danışarak yapın” ifadeleriyle, yasanın geri çekilmesi taleplerini iletti.
 
Gazeteciler; geçtiğimiz gün saat 13.00’de Ulus’ta bulunan Atatürk heykeli önünde bir araya gelerek, ‘Sosyal Medya Yasası’ olarak bilinen ‘Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne karşı açıklama okudu.
 
Açıklamaya; Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber-Sen, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası katılım sağladı.

Basın örgütleri tarafından hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Türkiye Büyük Millet Meclisinde Basın Kanunu yenileniyor. Adı Basın Kanunu ama içinde basın yok baskı var. Adı Basın Kanunu ama içinde gazeteciliği geliştirmek yok hapis cezası, kapatma, internet basınına ağır denetim ve basın kartı iptalleri var” ifadelerini kullandı.
 
“TEK BİR CÜMLEMİZİ BİLE DİKKATE ALMADILAR”
 
Açıklamayı okumaya devam eden Bilgin, “Haftalarca Meclis’te iktidar ortaklarına ‘Gazetecileri dinlemeden basın yasası yapılmaz’ dedik, öneriler verdik, itiraz ettik ama nafile. Tek bir cümlemizi bile dikkate almadılar. Bu nedenle ülkemizin en büyük basın meslek örgütleri olarak Türkiye’nin dört bir yanından buraya, milletin meclisine geldik. Yasayı geri çekin, basın yasalarını gazetecilere danışarak yapın diyoruz” dedi.
 
“BUNUN  YOLU  HAPİS CEZASI DEĞİL”
 
Dezenformasyonun önlenmesine karşı olmadıklarını da ifade eden Bilgin, “Ama bunun yolu yasadaki gibi hapis cezasından geçmez. Yargıtay Hâkimi de Adalet Komisyonunda açıkça uyararak, bu yasanın uygulama sırasında yargıda karmaşa ve keyfilik yaratacağını söylemiştir. Ama dinlemediler… Yasada yazılı basının kapısına kilit vuracak maddeler vardır. Öyle ki Anadolu basını hiçe sayılmış, gözden çıkarılmıştır. Yaklaşık 1000 gazete, yaşam kaynakları olan resmi ilanları büyük oranda kesilerek, kapanmakla karşı karşıya bırakılacaktır. Basın ilanlarının dağıtımına ilişkin değişikliklerle yazılı basına kilit vurduracak olan düzenleme, meslektaşlarımızın özlük haklarında da hiçbir iyileştirme içermiyor. Bunları söyledik, anlattık, yazdık ama dinlemediler. Bu yasa temel insan haklarına, haberleşme özgürlüğüne, basın özgürlüğüne aykırıdır. Yani Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa ile güvence altına alınan haklarımıza aykırıdır. Bu yönüyle sadece gazetecilerin özgürlüklerine değil tüm toplumun özgürlüklerine engeldir” şeklinde konuştu.

“BU YASA TOPLUMSAL BİR OTOSANSÜR DALGASI YARATACAKTIR”
 
Yasanın sadece gazetecileri değil tüm toplumu yazmaktan, eleştirmekten, sosyal medyada mesaj paylaşmaktan alıkoyacağını aktaran Bilgin, ”Bu yasa toplumsal bir otosansür dalgası yaratacaktır. Bu nedenle sadece gazetecilerin sorunu değildir.  Neden getiriliyor bu hapis cezası? Bu nasıl uygulanacak? Seçimlere bir yıldan az bir zaman kalmışken çıkarılan bu yasayla sağlıklı siyasi tartışma ortamı nasıl sağlanacak? Yargıtay’ın görüşündeki gibi uygulamada doğacak karmaşa ve keyfilik nasıl önlenecek? Bu soruları defalarca sorduk ama Meclis’te bizlere hiçbir yanıt verilemedi” dedi.
 
“TÜNELDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞTAYIZ”
 
Basın örgütleri olarak, tünelden önceki son çıkışta burada olduklarını belirten Bilgin, “Atatürk Anıtı önünden hep beraber sesleniyoruz.  Bu yasada gazeteciler yok, gazetecilerin görüşleri yok, basın özgürlüğü yok diyoruz.  Bir kez daha bu yasada susturma, korkutma ve hapsetme var diyoruz. Biz gazeteciler bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
 
Arzu Baladur