Gökçeada’da sit alanına yapıldığı gerekçesi ile uzun yılladır dava konusu olan ve yıkılması için dava açılan Masi Otel’in daha önce bağ evi ruhsatı verildiği, bu ruhsatla yerine 6 katlı büyük otel yapıldığı belirtildi.   
 
Gökçeada ilçesi eski Bademli köyünde 2000 yılında 14 odalı olarak inşa edilen 5 katlı Masi Otel'e, 2010 yılında 29 odalı ek bina yapıldı. Otelin ek binasına 3 yıl sonra ruhsat alındı. Gökçeada Gönüllüleri Derneği ile Bademli Köyü Muhtarlığı, otelin kentsel sit alanında inşa edildiği gerekçesiyle hukuk mücadelesi başlattı. Sonuçlanan davada, Danıştay 14. Dairesi, otelin sit alanında kaldığını onadı. Çanakkale Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu da 2015 yılında otel için yıkım kararı aldı. Koruma Kurulu, 90 gün içinde Gökçeada Belediyesi’nden otelin yıkılmasını istedi. Ancak otel yıkılmadığı gibi işletilmeye de devam edildi.
 
İtirazlar üzerine yeniden tespit çalışması yapan Koruma Kurulu otelin kentsel sit etkileşim geçiş sahasında olduğunu açıkladı. Mülk sahibi de yıkım kararını atığı davayla iptal ettirdi.
 
6 KATLI BAĞ EVİ
 
Geçen hafta bu konu ile ilgili yapılan haberler üzerine DHA Genel Müdür Yardımcısı Ömer Erbil, 10 yıldır takip ettiği bu olayla ilgili geniş bir bilgilendirme içeren köşe yazısı yazdı. Erbil’in DHA’daki köşesi yazısı şöyle; “Gökçeada Gönüllüleri Derneği ve Bademli Köyü Muhtarlığı, Gökçeada’nın bağrına saplanan hançer olarak nitelendirilen Masi otel ile ilgili bir davayı daha kazanmışlardı. Sit alanının hatalı ölçüldüğü iddiasıyla 2017 yılında açtıkları davada mahkeme ‘’yıkım talebinin reddedildiği Koruma Kurulu kararını’’ iptal ederek otelin kaçak olduğunu bir kez daha ifşa etti. Bir kez daha diyorum çünkü tam 10 yıllık bir hukuk mücadelesinde otelin kaçak yapıldığı, sit alanında kaldığı ve yıkılması gerektiği konusunda onlarca mahkeme kararı var. Hukuk fakültelerine ders niteliğinde 10 yıllık mücadeleyi size baştan sona anlatayım.
 
 
Masi otel ile tanışmam 2012 yılına uzanıyor. ‘Gökçeada’ya kıydılar’ başlığı ile Eski Bademli Köyü’nde 5 katlı binanın imar yasalarına aykırı olarak, sit alanında yükseldiğini kamuoyuna 11 Ekim 2012 tarihinde duyurmuştum. 01.06.1998 ‘de satın alınan “Dam ve Tarla “ vasfındaki gayrımenkul için 24.02.1998 tarihinde Gökçeada Belediyesi “Bağ evi” adı altında yapı ruhsatı verdi. Aradan 10 yıl geçti o bağ evi ruhsatı otel binası ruhsatına evirildi. Dam ve tarla vasfındaki gayrimenkul 11.01.2008 tarihinde, 3 katlı betonarme otel binası olarak ruhsatlandırıldı. 21.12.2010 tarihinde yeni bir ruhsatla, 6 katlı ek otel inşaatı eklendi.
 
HEM MÜHÜRLEDİ HEM RUHSAT VERDİ
 
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 24.10.2011 tarihinde verdiği teknik raporla, imar durumuna aykırı imalat yapıldığı tespit edildi. Gökçeada Belediyesi bu rapora dayanarak mühürleme ve yıkım kararı aldı. Ancak inşaat devam etti. 18.10.2012 tarihinde Çanakkale İdare Mahkemesi önce Yapı ruhsatı için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme daha sonra Gökçeada belediyesinin bu alandaki planlarını da iptal ederek, 22.11.2012 tarihinde Masi Otel’in SİT bölgesinde olduğu gerekçesiyle, yapı ruhsatını tamamen iptal etti. Ancak inşaatı mahkeme kararı da durduramadı. 25.01.2013 tarihinde Gökçeada Belediyesi mühürleme ve inşaatı durdurma kararı aldığında otel inşaatı neredeyse bitmişti. 17.04.2013 tarihinde belediye yapı ruhsatını iptal ettiği otele önce ‘’İş Yeri Açma ve Çalıştırma’’ ruhsatını bir ay sonra da ‘’Alkollü içki satış’’ belgesini onayladı. Belediye adeta ‘’tavşana kaç tazıya tut’’ diyordu.
 
KAÇAK OTELDE KAYMAKAMA YEMEK VERİLDİ
 
Gökçeada Gönüllüleri Derneği’nin pes etmeye niyeti yoktu. Otelin, sit alanında kaldığına yönelik açılan dava Danıştay tarafından da onandı. Çanakkale Koruma Kurulu 08.07.2013 tarihinde yerinde inceleme yaptı ve inşaatın durdurulmasını talep etti. 09.07.2013 tarihinde Gökçeada Belediyesi oteli bir kez daha mühürledi. Ancak dönemin Belediye Başkanı Yücel Atalay, mühürlediği otelde Gökçeada’dan ayrılan Kaymakam Kamuran Taşbilek’e veda yemeği verdi. Savcılar, muhtarlar, kolluk güçleri hepsi kaçak durumdaki otelde verilen davetteydi. 20.09.2013 tarihinde Başkan Yücel Atalay, mühürlediği otelde nikah bile kıydı. Otel o tarihten itibaren de müşteri kabul etmeye başladı.
 
HAPİS CEZASI ALDI YİNE DE USLANMADI
 
28.12.2015 tarihinde Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin bildirimi üzerine toplandı ve SİT bölgesinde olan otelin yıkımına, 90 gün içinde yıkım fotoğraflarının kuruma bildirilmesi kararı aldı. Ancak otel çeşitli bahanelerle yine yıkılmadı. Bu arada İnşaat sahibi Fazlı Yıldırım, mühür bozma suçundan 7500 lira para cezası ve 5 yıl denetim, imar kirliliğine neden olmak suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezası, 2863 sayılı yasaya muhalefet suçundan 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ve 6250 lira para cezası aldı. Hapis cezaları ertelendiği için cezaevine girmedi. Otel sahibi aldığı cezalara rağmen durmadı, Booking ve Tripadvisor gibi sitelerden otele müşteri kabulünü sürdürdü. Belediye de bu faaliyetlere göz yumarak, yasa dışı işletimi alttan alta destekledi.
 
MEŞHUR TIRCI HOCA DEVREDE
 
Otelin yıkılması beklenirken devreye Çanakkale Kültür Varlıkları Koruma Kurulu girdi. Apollon tapınağının üstüne “Tır” çıkarmakla meşhur Prof. Dr. Coşkun Özgünel, yıkım kararı bulunan Masi otelin imdadına yetişti. 25.08.2016 tarihinde Koruma Kurulu geçerli olan haritanın yetersiz olduğu gerekçesi ile Gökçeada sınırları içinde ‘’sadece’’ Bademliköy için ‘Sit Sınırlarının ve Etkileşim Alanlarının irdelenmesi ve Bademliköy’deki binaların Tescil Çalışmaları’ yapılması bahanesiyle durduk yere bir karar aldı. Bu çalışma sonucunda köyün Sit çizgisinin yeri değiştirildi ve böylece otel binası sit bölgesinde değil “Sit Etkileşim Alanında” bırakıldı. Gökçeada Gönüllüleri Derneği’nin bu karara itirazı üzerine Koruma Amaçlı İmar Planı yapılana kadar ‘’Geçiş Dönemi yapılaşma koşullarını ‘’belirten yeni bir karar aldı. Amaç yıkımı durdurmak veya geciktirmekti. Otel sahipleri sevinerek ‘’yıkım kararının’’ kaldırılması için dava açıp, yıkım kararının yürütmesinin durdurulmasını sağladı. Aranan bahane tutmuştu.
 
İYİ Kİ YARGI VAR
 
10.10.2017 tarihinde dernek yine pes etmedi Çanakkale Koruma Kurulunun sit değişikliği kararına dava açtı. Mahkeme derneği haklı bularak otelin sit alanında kaldığını bir kez daha onayladı. Otelin sit sınırları içinde kaldığı kesinleşince, dernek bu defa Koruma Kurulu’ndan yıkım kararının uygulanmasını istedi. Ancak Koruma Kurulu 24.09.2019 tarihinde bu talebi reddetti. Çünkü kurulun amacı yıkımı engellemekti. Dernek bu kararı da yargıya taşıdı. 24.12.2021 tarihinde İdare mahkemesi, otelin Kentsel Sit Alanı içinde kaldığını ve yıkım kararı verilmesi gerektiğine karar vererek kurulun ‘’yıkım kararının uygulanmasına gerek yoktur’’ kararını iptal etti. Böylelikle ‘’Tapınağa Tır çıkarmakla’’ meşhur Prof. Coşkun Özgünel’in oteli kurtarma planları suya düşmüştü.”
Mehmet Güler-DHA