Pandemi sürecinde turizmin ciddi bir travma yaşadığını belirten Aydeğer, Çanakkale’nin çok özel bir potansiyeli olduğunu ifade ederek; “Kovid yeni bir tüketici profili ortaya çıkardı. Çanakkale’nin gelmiş olduğu nokta bir süreçte pozitif taraftaydık. Çanakkale Balkanlara yakın olması bir avantaj. Çanakkale kar turizmi hariç bütün turizm çeşitlerine sahip dünyada istisna pozisyona sahip bir il” dedi.
Dünya’da virüse bağlı kapanmaların sürdüğüne dikkat çeken Armağan Aydeğer, Boğaz Medya Sosyal Medya hesaplarında canlı yayınlanan Ogün İnal’ın Güncel Programı’na konuk olarak iki yıllık süreci değerlendirdi.  Dış turizmin ciddi yaralar aldığını ifade eden Aydeğer, “Uzakdoğu hiç açılmadı. Birkaç ülke hariç yüzde 90’ı kapalı. Ülkeler bu süreçte iç turizme döndü. Dünya turizminde önemli bir oyuncu olan Türkiye’nin yurt dışından desteklenmeden giden turizmini, bir bacağı sakat bir masa gibi düşünebilirsiniz, o yüzden turizmin ağır bir yara aldığını söyleyebiliriz. Kovid yeni bir tüketici profili ortaya çıkardı. Çanakkale’nin gelmiş olduğu nokta bir süreçte pozitif taraftaydık. Çanakkale Balkanlara yakın olması bir avantaj. Çanakkale kar turizmi hariç bütün turizm çeşitlerine sahip dünyada istisna pozisyona sahip bir il” dedi.
Uzun zamandır ÇATOD çatısı altında çalışmalarınızı yürütüyorsunuz ve bayrağı Nilgün Cura Yüksel’e devrettiniz. Süreci nasıl ilerledi?
“ÇATOD bildiğiniz üzere Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği 2004 yılında kurulmuş 40’a yakın işletmesiyle Çanakkale’nin lider sivil toplum kuruluşudur. Burada da tamamen gönüllülük üzerine devam eden bir süreç var. Yönetim kurulu seçimleri gerçekleşir ve bu süreç devam eder. Biz bundan 2 dönem öncesinde yani 4 yıl önce geldiğimizde dedik ki özellikle kurumlarda değişim dönüşüm çok önemli oradaki dinamizmi korumak önemli artı burada bir gönüllülük konusu olduğu için bunu motivasyonu yüksek. Biz tüzüğümüzde bir yönetim kurulu başkanının iki dönemden fazla görev yapamayacağıyla ilgili bir karar da aldık. Yeni gelen arkadaşımız da Nilgün Hanım da geçmiş dönem başkan yardımcımızdı bu bir bayrak teslimi gibi oluştu. ÇATOD’u bizler elimizden geldiğince belli bir noktaya taşımaya çalıştık.”
Sizin döneminizde de güzel işler oldu Çanakkale turizmi adına…
“Tabii yani bu ekip olarak yapacağımız bir iş. Daha detaylı konuşuruz ama zor, turizmde yaşamış olduğumuz en travmatik dönemini geçirdik, kovid dönemini yaşadık hep beraber, ama derneğimiz marka değerini her geçen gün artırdı. Yaptığı işlerle Çanakkale turizmine bölge turizmine büyük katkıları oldu. Olmaya da devam ediyor. Bizim burada özellikle geçmiş iki dönem içerisindeki en büyük hedeflerimizden bir tanesi ÇATOD’un kurumsal kimliğinin güçlenmesiydi. Burada kişilere bağımlı değil, kişilerden bağımsız üreten, değer üreten bir yapı kurmaktı. Bugün en büyük gururumuz bu aslında. Yani dün bizler vardık bugün başka arkadaşlarımız var öbür gün başka arkadaşlarımız olacak. Ama burada o kurumsal kimlik değer üretmek üzerine bir kurgusu var yeni dönemdeki arkadaşlar da zaten bizim destek verdiğimiz, süreç içerisinde de başkanlık yönetim kurulu üyeliği olsun olmasın zaten ÇATOD büyük bir aile. Bu aile içerisinde de biz yine bir üyesi olarak sonuna kadar desteğiz.  Başarısı için de desteklemeye devam edeceğiz.”
Hepimiz biliyoruz ki pandemi en büyük yaralardan birini turizm sektörüne bıraktı, neler yaşandı bu süreçte sektörünüz adına?
“Yani 2020’nin son Aralık ayı hepimizin Wuhan’daki 3-5 tane  marjinal vakayla şehirlerin kapanma arifesinde olduğu haberleriyle irkildik hepimiz. Ama hiçbirimiz anlam veremedik bunun bu kadar ciddi ölçekte olduğuna. Geçmiş dönemlerde Sars oldu, domuz gribi oldu. Bu virütik süreçlerin tamamı bulunduğu bölgenin dışına çıkmadı ya da çıksa bile çok da etki alanını büyütmedi. Bizler de aynı şekilde 2020 sonrası 2021’le beraber o süreçteki haberleri alınca açıkçası işin çok fazla ciddiyetine varamadık. Ama tabii biz özellikle Uzak Doğu’dan iptaller hızlı bir şekilde gelmeye başlayınca, ülke genelinde çünkü onlar da kış dönemindeydi ve 2021 Mart ayında biliyorsunuz süreç artık Avrupa’yı tamamen ele aldığı zaman Türkiye’de bu konuda çok büyük sıkıntı yaşamıştı. Belki de yaşayan jenerasyonun deneyimlemediği travmatik 1.5 seneyi hatta daha fazla bir süreci geçirdik. Bütün Avrupa başta olmak üzere dünyadaki birçok ülke sınırlarını kapattı. Turizmin en önemli yapı taşlarından biri seyahat edebilme özgürlüğü. Burada ülkeler hareketlerini kapattıktan sonra burada dış turizm dolayı yıl genelinde belirli dönemlerde birkaç ay açık olduğu için dış pazarda yüzde 80’lere varan kimi pazarlarda çok daha yüksek bir daralma gerçekleşti. Tabii iç pazar da aynı şekilde. Kamu otoritelerinin de aldığı kararlarla insanların bir araya gelmeleri bile sorunlu oldu. O dönemde derneğimize üye tesislerin de birçoğu işlerini kapatmak zorunda kaldı. Kimileri kapasitelerinin yüzde 90’ını azaltarak sırf faaliyetini devam ettirmek için açık kalarak zoraki bir süreç yaşadı. Sonrasında kısmi açılmalarla Temmuz, Ağustos gibi Çanakkale’nin de içinde bulunduğu Kuzey Ege için pozitif olarak yansıdı. İnsanlar daha çok doğayla iç içe yerleri tercih etmeye başladılar. Tabii yine bir kapanma süreci yaşandı. Sonuç olarak dış pazarda çok dramatik bir düşüş oldu. 2021, 2020’ye göre nispeten daha iyiydi diyebiliriz hareket anlamında. Şimdide yeni bir varyantla karşı karşıyayız.”
Bazı ülkelerin yeniden kapandığına dair söylentiler var.
“Uzakdoğu zaten hiç açılmadı. Birkaç ülke harici yüzde 90’ı kapalı. Ülkeler bu süreçte iç turizme döndü. Dünya turizminde önemli bir oyuncu olan Türkiye’nin yurt dışından desteklenmeden giden bir turizmi bir bacağı sakat bir masa gibi düşünebilirsiniz, o yüzden turizmi ağır bir yara aldığını söyleyebiliriz. 15 gün seyahate gideceksiniz döndüğünüzde 15 karantinaya gireceksiniz böyle bir şey etkili tabii. Sonra aşılar da çok önemli. Böyle misliyle yayılan ve yeni varyantları çıkan virüslere karşı psikolojiyi düzelten aşıların varlığı. Ülkemiz Turizm Bakanlığı, bu süreçte Turizm Tanıtma  ve Geliştirme Ajansı’yla bir marka geliştirdi. Güvenli Turizm Sertifikasyonu. Bu aslında çok pozitif bir hareketti. Ülkelerin çoğu ‘Ne yapacağız’ diye düşünürken, Türkiye bakanlığa bağlı olan tesisleri ki daha sonrasında da 30 oda ve üzeri olan tüm tesislere bu setifikasyona uyma zorunluluğu getirdi.  Bu da tüm hijyen, mesafe, personel-müşteri ilişkilerini denetleyen bir sistem.  Bunu denetleyen de 3. bağımsız kuruluşlar belirlendi. Türkiye’de belki 15-20 kuruluş var. Siz onlarla anlaşıyorsunuz, aylık bir bedeli var kendinizi denetletiyorsunuz. Her ay o denetimi yaptırmalısınız ve onun sonucu belgeniz karekodlarla kapınıza asılı. Genel itibariyle ben 30 yıldır bu işin içindeyim ama hiçbir dönem böyle bir kaos yaşamamıştık. Yalnız şunu söyleyebilirim Türk turizmcisi çok girişimci, çok donanımlı ve eğitimli bunlar yan yana olduğunda birçok rakip ülkeye rağmen çok daha iyi bir pozisyonda olduğumuzu söyleyebiliriz
Peki, sizler Çanakkale’de süreci nasıl yaşadınız?
Kovid yeni bir tüketici profili ortaya çıkardı. Çanakkale’nin gelmiş olduğu nokta bir süreçte pozitif taraftaydık.  Genel olarak insanlar artık bin yataklı kalabalık ortamlara gitmemeyi tercih etti. Artık kitlesel turizmin değil bireysel turizmin öne çıktığı bir dönemdeyiz. Artık hava yolları gibi toplu ulaşım araçlarının da çok fazla rağbet görmeyeceği bir dönemdeyiz. İnsanlar artık kendi araçlarıyla kendi bulundukları yerlere yakın bölgeleri seçiyorlar. Çanakkale Balkanlara yakın olması bir avantaj ayrıca Türkiye’nin diğer illerine yakın olmasıyla çok stratejik bir pozisyona sahip oldu. İstanbul, Bursa, İzmir, Eskişehir gibi illere 300-400 kilometre mesafede öte taraftan Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan gibi ülkelere bir anlamda daha yakın. Ayrıca Çanakkale tesislerinin daha küçük, daha kişiye özel, doğayla iç içe olması. Biz birçok konuşmamızda şunu söylüyoruz Çanakkale kar turizmi hariç bütün turizm çeşitlerine sahip dünyada istisna pozisyona sahip bir il. Burada da doğa faktörü daha önemli bir ürün olarak önümüze çıkmaya başladı. Burada Kaz Dağları başlı başına bir ekosistem. Ama Çanakkale’nin neredeyse bütününde bu ekosistemi görebiliyorsunuz. Bunun dışında Çanakkale’de bireye özel deneyim alanları çok güçlü. Şu an yeni turist profilinde deneyim çok önemli bir noktaya geldi İnsanlar artık bireysel deneyimlere çok önem veriyor. Nedir? Yürüyüş alanları, bisiklet alanları, kıyı balıkçılığı, meditasyon, dalış, rüzgar sporları. Özetle bireysel deneyimlerin çok önemli olduğu alanlar oldu. Çanakkale de bu alanlara çok olağanüstü güzellikte imkânlar sunuyor. Çanakkale’yi kovid döneminde farklı bir yere koydu. Bizim de birçok ürünler geliştirmemiz gerekir. Mesela kampçılık, glamping dedikleri daha lüks kampçılık. Yani otel konforunda çadırlar düşünün, doğayla iç içe tesisler bunlar yeni trendin çok tercih ettiği noktalar. Bunu dışında bir de keşif arzusu. Ama hikayesi olan keşifler Çanakkale’nin de her yeri hikaye Antik Dönemden tutun yakın tarihe kadar insanları alıp sürükleyecek hikayeler. Kültürün bununla yoğurulduğu bir şehir. Troya’ya gidiyorsunuz bambaşka hikayeler silsilesi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin temellerinin atıldığı olağanüstü kahramanlık hikayelerinin yer aldığı müthiş bir coğrafya. Bir de bizim kendimizin de potansiyelini ortaya çıkarmadığımız bir de gastronomik kültür var. Bütün bu deneyimi, keşfetmeyi bir tarafa koyun bir de lezzeti bir yere koyun. Gastronomik alanı gelişmiş yerler bu iki alanı çok daha yükseltmeye başlıyor. Çünkü ne diyorlar hem oraya gideriz hem de yemek yeriz. Turizmle ilgili TÜRSAB’ın yaptığı TÜROFED’in yaptığı çalışmalar var.  Yüzde seksen yemek, o bölgeye gidenlerin motivasyonunu arttırıyor. Çanakkale büyük bir değer. Deniz mahsulleri mesela. Geliştirmesi gereken birçok değer var. Bisiklette mesela inanılmaz bir kitle var ve Çanakkale’de de çok sayıda bisiklet rotası olamaya aday yer var. Mesela e- bike’ler var şu an ve bununla farklı bir turizm seçeneğini deneyimleyebiliriz. Çanakkale’de birçok özellik var, fakat yalnız bunun var olması sizi zengin etmiyor bunun doğru işlenmesi lazım. Bunların doğru işaretlenmesi gerekiyor. Mesela Troya Kültür Rotası var bizlerin de desteklediği. 120 kilometrelik acayip güzellikleri ve hikayesi olan bir rota. İşaretlemeleri yapılmış Uluslararası kültür rotasında da olan bir rota. Bunun arttırlması gerek. Ama bununda dikkat edilmesi gereken noktaları var. Doğaya müdahale edilmeden yapılmalı. Tabela yok bir şey yok sadece 2 boya, kırmız beyaz. Taşlara sürüyorsunuz sadece onu takip ediyorsunuz. Mesela 2 düz çizgi devam et, sağa don sola dön gibi.  Bir de son süreçte sağlıklı yaşam çok önemli. İnsanlar sağlıklı yaşaya bilecekleri destinasyonları tercih edecek. Organik beslenme düzeninin oturduğu, oksijenin bol olduğu Kaz Dağları. Dünyanın en yüksek oksijen yoğunluğuna sahip ikinci bölgesi.  Bunlar ülkemiz için çok önemli bir değer.  Esas odaklanmamız gereken daha çok turist değil daha nitelikli turist, bölgeye katma değer sağlayan turist, tüketen değil değer üreten çevreye değer turist profili ilimizin bundan sonraki, sürecini daha ilerlere götürebilir. Sürdürülebilirlik ana başlığımız ve onun üzerinden kurgularımız geliştirmemiz gerekir. Şu an çok daha önemli bir durum var kuraklık. Henüz bunun sonuçlarını yaşamadık ama bunlarla mücadele etmek zorunda kalacağız. Su, dünyanın en büyük sorunlarından bir. Çoğu ülke susuzlukla ilgili ciddi problemler yaşıyor. Bizim de mutlaka çevreye iklime suya duyarlı olmamız lazım.”
Çanakkale’de çok önemli bir yatırım var, 1915 Çanakkale Boğaz Köprüsü bu turizmi nasıl etkiler?
“Çok çok önemli. Dünyada Sayılı yatırımlardan bir tanesi. Yakın yerlere seyahat eğilimi arttığı için köprü Çanakkale’ye Avrupa’dan Balkanlar’dan gelen turizmine artı değer kazandıracak. Ayrıca İstanbul-Çanakkale arasında da yolun kısalmasını sağlayacak. Çanakkale için köprü çok büyük stratejik avantaj sağlayacak.  İş turizmi, spor turizmi Çanakkale İstanbul’un yanında çok önemeli bir pozisyon alacak. Ayrıca Güzelyalı’da bölgenin en büyük bir gençlik merkezi kuruluyor. Sadece Marmara Bölgesi değil Balkanlar’ın da en büyük spor tesisi yapılıyor. Çanakkale için çok büyük avantaj. Troya Müzesi, Troya Milli Parkı, Asos çok önemli. Asos antik kenti olağanüstü bir yerleşim. Çanakkale’ye değer katacak bir antik bir alan.”       
Çanakkale için turizm 2021 yılında nasıl geçti?
“Temmuz’a kadar rölantide geçti. 2020’ye göreyse daha iyi geçti. 2021 özetle ne öldürdü ne güldürdü denebilir. Genelde gelenler 1,5 yıldır kapalı kalan yurtdışındaki ülkelerini özleyen ve gelen gurbetçilerdi.”
Dalış turizminden de çok fazla şeyler bekliyoruz sanırım bu konuda da çalışmalar var. 
Tarihi Alan Başkanlığımız, Valiliğimiz Milletvekilimiz Bülent Bey onların da çok büyük emekleri var dalış turizminin bölgeye kazandırılmasında. 2022 yılında turizmde çok hareketli bir dönem bekliyoruz.
Arzu Baladur