Marmara Denizi’ni adeta öldüren müsilaj adı verilen jel tehlikesi ile ilgili ne çevre belediyelerin ne de yetkili kurumların adım atmadığını günler öncesinde dile getirmiştik. Hem deniz ürünlerine hem de turizme büyük zarar veren bu sorun için nihayet belediyeler ve yetkili kurumlar adım atıyor. Bu hafta sonu Çanakkale Belediyesi’nin de içinde bulunduğu Marmara Belediyeler Birliği ve bakanlık acil olarak toplanıyor. Toplantıda kirliliğin sorunu ve çözüm yolları ele alınacak.
 
Çanakkale Belediyesi Haziran Ayı Belediye Meclis toplantısı, Altın Yıllar Yaşam Merkezinde gerçekleşti. Nazım hikmetin vefatının 58. yıldönümü sebebiyle Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ’Davet’ şiirini okuyarak başladığı meclis toplantısında gündeme dair çeşitli konular konuşuldu. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Meclisin açılışında Nazım Hikmet’in vefatının 58.yıldönümünde rahmet sevgi ve saygıyla andığını ifade etti. Konuşmasına devam eden Gökhan, ‘’Değerli meclis üyeleri maalesef son aylarda özellikle son günlerde başımıza bir çevre sıkıntısı var denizlerimizde müsilaj sorunu, deniz salyası deniliyor. O artık ciddi boyutlara ulaştı. Biz hep denizin üstünü görüyoruz esas sıkıntı denizin altında onu biz görmüyoruz bilim adamları bu konu hakkında bunun farkındalar ve yoğun bir biçimde harekete geçilmiş durumda an itibariyle Çanakkale 18 Mart Üniversitemizde o da deniz bilimleri fakültesi önderliğinde bir toplantı gerçekleştirdi bugün ve orada genel müdürlükten su ürünleri genel müdürlüğünden katılıcılar oluyor. Öğretim görevleri hocalar bilgi verdiler bende katıldım. Zoom üzerinden tabi burada en büyük sıkıntı şu maalesef Marmara'nın kirliliği üzerinde barındırıyor olmanın sonuçları bunlar, hocaların ifadeleriyle konuşuyorum. Üst akıntılar ve alt akıntılar var. Oradaki alttaki kirlilik oranın ısısının artmış olması küresel ısınmanın etkileri hepsi bir bütün halinde çok detaylı bir şey sizlerle paylaşmak durumunda değilim çünkü yetkin değilim genel anlamında söylüyorum bize düşenler anlamında bilgi vereceğim’’ diye konuştu.

‘’Bu kirliliğin içeresinde tabi en önemli unsur yerleşim yerlerindi atıkların ve sanayinin atıklarının uzun bir şekilde Marmara'da gidiyor olması biz Çanakkale olarak bu konuda çok tedbirleri almak için Çanakkale'nin atık su arıtma tesisini bitti’’ diyen Gökhan, ‘’Şu an itibariyle deşarj yaptığımız su gayet sağlıklı hatta ultraviole ile hatta mikropları da öldürüyoruz doğaya verirken, Güzelyalı’daki de aynı şekilde, Dardanos'un tesisleri de her zaman söylüyoruz bizim tesisleriz sürekli şuan bile bakanlıkta izleniyor. 24 saat 365 gün yani, izleniyor derken standartlar dışında bir şey olursa hemen alarm veriyor ve ikaz ediliyoruz. Onun için bu önemli, Biliyorsunuz atık depo alanında sızıntı suyumuz var. Biliyorsunuz sızıntı suyu da çok ileri artıma ile tekrar çöpün içine veriyorduk, şimdi vermiyoruz. Arıtıyoruz ve onu da doğaya veriyoruz. O da son derce sağlıklı ve tabii burada bu bizde çıkan birkaç senedir bir koku oluyordu. Bu mevsimlerde bu sahillerde onunla ilgili de çalışıyoruz. Üniversiteyle hatta oradaki değerleri de paylaştım bugün yine o da işte bu kirliliğin başka göstergesi onunla ilgili de çalışmalar yapılıyor. Çanakkale olarak biz bu noktada elimizde geleni gayreti gösterdiğimiz gibi yatırımları yaptık şu anda sağlıklı bir şekilde atık sularımızı arıtabiliyoruz. Hatta bir adım ötede bir çalışma yapmak durumundayız acaba bu çıkan suların etütlerini yaptırmak suretiyle acaba sulama suyu olarak kullanabilir miyiz depolamak marifetiyle bir çalışma hem su tasarrufu babında, hem bu şekliyle hiçbir şekilde doğaya vermeme şeklinde bir çalışmamız var’’ dedi.

Gökhan, ‘’Tabi bir handikabı bir türlü aşamadık o da Sarıçay’ın kirliği konusu Sarıçay’a maalesef 3 tane köyümüz halen daha şeyini atık suyunu arıtmadan vermeye devam ediyor.  Onlar da doğal olarak denizle buluşuyor. Birde tabii barajın iç tarafındaki köylerden de arıtması var gibi olsa da yeteri kadar çekilmiyor. Ve maalesef barajın içine atıkları köylerin gidiyor. Bunu defalarca söyledik ama bir türlü başarılı bir sonuca varamadık’’ dedi.

ACİL TOPLANIYORLAR
Bu hafta sonu müsilajla ilgili Marmara belediyeler birliği başkanı Kocaeli büyükşehir belediye başkanı Tahir Büyükakın’ın daveti üzerine çevre şehircilik bakanı Murat Kurum’unda katılımı ile Marmara denizine kıyısı bulunan Balıkesir, Bursa, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova belediye başkanlarının ve Marmara Belediyeler Birliği encümen üyelerinin katılımı ile acil durum toplantısı yapılacağını ifade eden Gökhan, ‘’Müsailajla ilgili yani bu toplantıya katılacağız pazar günü umuyorum hangi tedbiler alınacak neler olacak belediyelerin mevcut durumları belediyelerin, İstanbul Tekirdağ Kocaeli Balıkesir bunlar büyükşehir belediyeler Yalova biz büyükşehir belediyle böyle bir toplantı olacak sizlerle paylaşmış olayım. Sadece atık su değil birçok kirlilik yaratan yanlış avlanmalar bunla ilgili bir çalışma olacak bunu toplantı sonrası kamuoyu ile paylaşacağız. Daha sonra sizlerle de yapmamız gerek acilen kararlar olursa bir daha olağanüstü toplanır bu konuları değerlendiririz. Evet maalesef bu çevre konusu 2007’de olmuş yoğun bir biçimde bu sefer şimdi olmuş tabii bu insanın dinledikçe ürperiyor. Deniz altındaki bütün eko sistemi kaplıyor yavrularla ilgili yumurtalarla ilgili birçok konuda şey yapıyor. Tabii bir şey öğrendim paylaşayım küçük balıkların azalması buna engel olurmuş Onlar bu planktonlardan beslenirmiş, büyüklerde o küçüklerden beslenirmiş, yani bir ekosistem var içerde, Oradaki yani yanlış avlanmalar balık popülasyonlarının azalması gibi konularda var. Sadece kirlilik olarak algılamamak lazım, biz bunların hepsini detaylı olarak öğrendikçe kamuoyu ile paylaşırız’’ şeklinde ifade etti.
Ayasofya’da yaşananlar hakkında konuşan Gökhan,  ‘’Gerçekten anlamakta zorlandığım bir konu bütün Türk halkının anlamakta zorlandığı bir konu, bunun neden böyle olduğunu sorguluyorum. Bir türlü işin içinde çıkamıyorum. Bu Diyanet işleri başkanlığının bir Ayasofya sorunsal var. Ayasofya açıldıktan sonra ortaya çıktı. Ayasofya açıldıktan sonra Ayasofya sorunsalı haline geldi. Her Ayasofya da imam olarak adımını atan Mustafa Kemal Atatürk'e saldırmakla sanki şeymiş bir görevmiş gibi bir hal oldu, Yanlışsa düzeltin lütfen düzeltin sizde söz alın konuşun, İlk başta daha ilk açılışta Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş kılıçla çıktı oralara efendim vakıf malı dokunulmaz dokunanı yakar. Çiğneyen lanete uğrar. Biliyoruz lanete uğrayacağını gayet net buradaki vakıf malları lanete uğradı. Bunlara dokunanlar var biliyorsunuz buradaki Hüseyin Akif Terzioğlu vakıf malları da burada saldırıya uğradı. Biz bunları savunmuyoruz. Barış kafenin alanlarını bu amaçla aldık. Şimdi buradan başladı sonra buraya imam atandı sayın Mehmet boynu kalın o efendim 21 ve 24 anayasalarında devletin dini İslamdır’ dan başladı, laiklik yoktu’ dan çıktı. Ve cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönmesi gerektiği noktasına kadar geldi. Cumhuriyetin fabrika ayarları neresiyle bunu bir tespit yapalım. Çanakkale’ de konuşulması gereken bir konu çünkü Çanakkale Demek Mustafa Kemal Atatürk demek  ben öyle algılarım, Sonra başka laflar oldu detaylara girip canınız sıkmak istemem ama bunlar devam ederken boynu kalın gitti. Bu arada hafız çocuklar yetiştiriliyor. Hafızlarımız yetiştiriliyor genç çocuklar, kuran dersi almışlar, hafız olmuşlar hıfz etmişler onlar ezbere kuran-ı ezbere hatim etmiş duruma gelmişler. Bunlar hafızlık edebilme ehliyetini alacaklar, yani bunlar yarın Türkiye'nin bir çok yerine gidip orada insanlara dini vaazlar verecek. Onlar kuran kurslarında kadınlara çocuklara, erkeklere vaazlar verecekler, yüce dinimizin güzelliklerini anlatacaklar. İslam dinimizi çok önemli bir dindir, şu dur budur bunları anlatacaklar onların yemin töreninde bir başka imam efendi çıktı. Mustafa Demirkan efendi çıktı. Atatürk’ün zımnen kafir ve zalim ifadelerini kullandı. Bunlar şimdi çok akıllı ya hiç Atatürk lafı etmiyorlar, ama bizde çok şeyiz anlamayız gibi ama burada Atatürk'e zalim ve kafir ifadesini kullandı. Bu İnsanlara söylenmedi ya da söylendi işlerine gelmiyor. Ayasofya'da sadece namaz kılınmıyordu. Ezana okunuyordu. Onu kimse anlatmıyor onun müze olmasının gerekçesi farklı birde bir şey merak ediyorum. 20 yıllık iktidar son 19 yılında Ayasofya’nın açılmasına vesile oldu 19 yıldır neredeydi merak ediyorum herhalde Ayasofya'yı sonradan öğrendiler’’ dedi.

HAYVAN BARINAĞI KONUSU KONUŞULDU
Başkan Gökhan’ın konuşmasının ardından,  İYİ Parti Çanakkale Belediye Meclis Üyesi Didem Güner , çeşitli konular hakkında bir konuşma gerçekleştirdi. Güner,  ‘’Can dostlarımızın kötü görüntüleri ve bununla ilgili bir takım iddialar var. Biz Çanakkale belediyesinin hayvan dostu bir belediye olduğunu biliyoruz. Ancak iddialara karşı da çok kayıtsız kalamadık. Yeni ulaştı tarafımıza ancak yetkililerle birlikte takipte olacağız. Tabi bunu takip ederken partimizin öncülüğünde hazırlanan yeni hayvan hakları yasasının bir an önce artık onaylanıp bir an önce artık işleme konulmasını talep ediyoruz’’ diye konuştu.
Hayvan barınaklarından sorumlu Çanakkale Belediyesi Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, söz konusu olaylar hakkında konuşmak üzere sözü aldı. Mutluay, ‘’Gerek sosyal medyada bu paylaşımları biz gördük. Bundan öncesinde de bir televizyon kanalının yapmış olduğu bir röportaj var. Öncelikle şunu söylemek isterim ki keşke mikrofon bizlere de uzatılsaydı. Sosyal medyada dönmeden önce haber kanalı röportaj yaptığı zaman gerek veteriner işleri müdürümüzle gerek veteriner hekimlerle ya da bizlerle röportaj yapsalardı. Daha şeffaf daha adaletli bir yayın olacağını düşünüyorum. Burada 2 nokta var. Burası aslında bir barınak değil. burası geçici rehabilitasyon merkezi ve bakım evi ve buraya gelen sokak hayvanları zaten sorunlu hayvanlar; ya hasta ya düşkün yada yavrulu anneler Ya da kısırlaştırma işlemi yapılmak üzere gelen hayvanlar var. 24 saat burada hizmet veriliyor. Nöbetçi sistemimiz var ve icapçı veteriner hekimler ile sağlık teknikerleri mevcut’’ dedi.

Sözlerine devam eden Mutluay, ‘’Gelen şikayetler üzerine nöbetçi personelimiz tarafından ilgili hayvan o noktadan alınıyor, rehabilitasyon merkezine getiriliyor. Ve nöbetçi sağlık personelimiz buna müdahale ediyor. İkincisi beslenme ile ilgili sorunlardan söz edildi. 70 tane mama odağı var. Kent merkezi, Dardanos ve Güzelyalı’da. Ve düzenli olarak her gün beslemeler yapılıyor. Biz kendilerine şu soruyu soruyoruz, sizin sofranızda her zaman yemek oluyor mu? Aynen insanlar gibi hayvanların da bir beslenme saati var. Mama kaplarına mamaları konur. Hayvanlar beslenir. Oradaki popülasyon fazlaysa ve mama yetersiz kalmışsa bize ulaşıldığı anda biz orada takviyeyi sağlarız. Bunun dışında biz bu besleme noktasında da diğer sağlık hizmetlerinde de gerek veteriner hekimler odası gerek STK’lar ile birlikte çalışıyoruz. Örneğin kısa bir süre önce veteriner hekimleri odası ve Patican Hakları Koruma Derneği ile birlikte kısırlaştırma projesi başlattık. Ve 300 kedi ile bu kısırlaştırma projesi devam ediyor. Bunun dışında Belediye başkanımız ile birlikte bir barınak yeri arayışımız vardı. Bununla ilgili de bir çalışma yaptık. Türk tepesi olarak bilinen Eski mezarlığında üzerindeki bir alanda bir barınak inşa etmek üzere bir proje hazırladık. Doğa Koruma Ve Milli Parklar ön incelemesini yaptı. Alanın uygun olduğunu söyledi. Ve burada ek bir hizmet alanı oluşturduk. Burada kısırlaştırmak üzere gelen hayvanları kısırlaştırıyoruz. Bunun dışında da kent içinde gönüllülerimiz var. Bir randevu sistemi oluşturduk.  Gönüllülerimizin bizle iletişim kurması halinde onlara randevu verip, kısırlaştırma işlemini ve mama ve temiz işlemini bu şekilde sürdürmeye çalışıyoruz ’’ diyerek bilgi verdi.
 
‘’Burada ben biraz art niyet de arıyorum’’ diyen Mutluay, ‘’Çünkü barınaktaki nöbetçi arkadaşımız, ihbar gelmesi halinde mesai saati dışında hemen ihbar noktasına gidiyor. Ve burada içeriye giriliyor. Kısa bir süre önce barınağa intikal etmiş kanlı ishal olarak tanısı konulan neredeyse ölmek üzere olan bir hayvan görüntüleniyor ve burası bir ölüm kampı olarak isimlendiriliyor. Bu gerçekten haksız bir eleştiri şu anda ben devlet hastanesine de gitsem, yoğun bakım ünitesine girsem ölmek üzere olan çok sayıda insanla karşılaşabilirim. Burası müşaade odası. Müşaade odasında hayvana tıbbi yardım yapılmış gerçekten hiç bir şey yapılmamış ölüme terk edilmiş gibi bir algı oluşturuluyor. Ve bunun dışında iç ve dış parazitleri gibi hastalıkları oluyor hayvanların bunlar da bir sağlık sorunu. Bunlar barınağa geliyor, bunların da tedavileri yapıldıktan sonra hemen sonuç alamıyorsunuz. Bu parazit tedavisinin de sonuç verebilmesi için bir zamana ihtiyacınız var. Dolayısıyla bu tedaviler yapılıyor’’ dedi.
Mutluay, ‘’Bir ihbar grubu oluşturduk her gelen ihbarı ben dâhil, belediye başkanımız ve yetkililer görebiliyor’’ diye konuştu.

Mutluay’ın açıklamalarının ardından Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel, sözü aldı. Atatürk’e yapılan hakareti kınayarak sözlerine başlayan Yüksel, ‘’Hazır bu kınamayı yaptıktan sonra aynı şekilde bizlerde infial oluşturan ve bende biriken diğer kınamaları da yapmak istiyorum’’ dedi.  Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisinde Atatürk demekten yüksünen İstanbul il başkanı hanımefendiyi de kınıyorum.  Milli bayramlarda tören alanına gelmeyip alternatif tören düzenlenleri de kınıyorum. O alanda devlet erkânıyla resim vermeyen ama teröriste terörist demeyen, teröristin hamiliyle resimlerde boy gösterenleri de kınıyorum. Bunun dışında kınayacak kadar çok ciddiye almamakla birlikte beni gülümseten ama bu konuda fikrimi belirtmek istediğim bir konu var. Milli bayramlarda tören alanlarında bizim varlığımızla ilgili paylaşımlara yaparak siyaset yapanlara da bir sözüm var. Bütün millî bayramlarda bütün teşkilatımızla vardık. Var olmaya da devam edeceğiz. Pandemi şartlarına rağmen belki de en fazla katılımı sağlayan bizi. Biz oradayız, orada olmaya da devam edeceğiz. Alternatif tören meraklılarını da milli birlik beraberlik duygusunu tatmak ve göstermek için meydanlara bekliyoruz’’ dedi.

Gündemde olmayan şehirle ilgili konular hakkında konuşan Yüksel, ‘’Geçen mecliste ben şehirde sıkıntı çektiğimiz yerel hizmetlerle ilgili zorluk yaşadığımız şeyleri, kendimin yaşadığı zorluklar üzerinde anlatarak, yani arada aracı yok bakın ben bile bunları yaşadım, herkes yaşıyor anlamında bir örneklemeyle vermiştim. Su yükleyememiştim, Dardanos’ta çukurlar var, arabalar mahvoldu demiştim. Sayın başkan, çok teşekkür ederim su yükleme yerinin üzerine güneşi geçiren yere karartma yapılmış. Sabah ilk işim o kulübeye bakmak oldu. Süper olmuş. Hatta geceleyin gelenler için aydınlatma koyulmuş, çok iyi düşünülmüş. Çukurlar da doldurulmuş. Ben bu konuda çok memnun oldum. İşimi yaptığım için de kendi kendime ne güzel dedim.

Genelde CHP’li arkadaşlarımız çok söz almıyor ama aldıkları sözlerde de genelde Esra hanıma belediye meclis üyeliğini öğretmeye çalışıyor. O konu buraya gelir miymiş, ne yapacağım burada yemek tarifi mi vereceğim? Tabi ki o konu buraya gelecek. İyi ki de getirmişim. O iki sorun çözüldü. Bana meclis üyeliğini öğreten çok bilen arkadaşlarım diyorlar ki whatsapp mesajı yazsaydın, telefon açsaydın o zaman şu olacaktı; Benim tek kişiyle iletişimim olacaktı. Bu konu bu şekilde bir çözüme ulaşmayacaktı. Bu sorun şu an kökten çözüldü. Sizlere acı haber bu şekilde devam edeceğimi de buradan bildiririm’’ dedi.

Yüksel’in konuşması üzerine sözü alan Başkan Gökhan, ‘’Yok o tatlı haber. Biz tüm meclis üyelerinin bu şekilde Çanakkale’nin sorunlarını bize aktarmalarını diliyorum çünkü her bir meclis üyesi aynı zamanda bir belediye başkanıdır. Siz de seçimler geliyorsunuz ben de geliyorum. Ve beraber kararlar alıyoruz. Dolayısıyla sizlerin fikirleri bizim başımızın üstünde yeri var. Ama bir üslup meselesi aramızdaki fark. Aramızdaki tek fark üslup’’ diye ifade etti.

Gündemde olmayan konular hakkında konuşmaya devam eden Yüksel, ‘’ Sosyal konutlarla ilgili neredeyiz?’ i sormak istiyorum. Çünkü insanlar çok fazla arıyorlar. Ben de mecliste başkana soralım dedim. Çünkü en son projeyi tanıttığınızda proje bu biz artık onlardan temsilci çağıracağız ve yol haritası belirleyeceğiz demiştiniz. Bunu dedikten sonra 3 ay geçti. Tabi bir kapanma oldu’’ dedi.

Gökhan, ‘’bu pandemi açılışını bekliyorduk. Açıldı. Bugün hatta imar müdürü ile görüştük. En kısa zamanda birer birer, muhtarı da çağıracağız, çok kalabalık olmadan ama iyi bir sayıda insanlarla birer birer görüşeceğiz. En kısa zamanda başlıyoruz. İnşallah kapanma olmazsa’’ dedi.

Konuşmasına devam eden Yüksel, ‘’Ben haberlerde gördüm, cennet otoparkı ile ilgili 31 Mart’ta ihale olacak diye bir haber ama onunla ilgili bir gelişme var mı?’’ sorusuna yönelik Başkan Gökhan, ‘’Katılan olmadı’’ dedi. Yüksel planlamanın olup olmadığını sormasının ardından, Gökhan, ‘’Var ama onunla ilgili bir detay veremem şu anda yanlış bilgilendirme olur. Oranın sanki böyle talebi olmayınca otopark kısmını yapabilir miyiz?’in çalışmasını yapıyoruz. Çalışmasını sürdürüyoruz’’ dedi.

Hayvan barınağı ile ilgili de konuşan Yüksel,’’ Ben de iflah olmaz bir hayvan severim. Hem evimde hem sokakta hayvanlar besliyorum. Hayvan seven insanlar genelde bilinçli sevecen ve akıllı insanlar olur. Bu arada başkanım sizin de bir hayvansever olduğunuzu biliyorum, makamınızda kedi Barış da var. Hepimiz burada bir hayvanseveriz. Şimdi şurada mikrofon tutulsa herkes hayvan sever. Her şey bu kadar güzelse bu şehirde neden hayvan barınakları ile ilgili bitmeyen bir sorun var. Tabi ki sizlerin sözlerinize de itibar ediyoruz ama bir sorun yoksa bu kadar tepki olmaz’’ diye konuştu.
 
Muzaffer Cirtel