Pandemi pek çok sektörü etkilerken özel yurt işletmelerinin işlerini ise tamamen durdurdu. Çanakkale Özel Öğrenci Yurt ve Pansiyon İşletmecileri Derneği Başkanı Refik Ercan, pandemi ile birlikte bir yılı aşkın süredir iş yapamayan özel yurt sahiplerinin sorunları hakkında konuşarak, Çanakkale’de pandemi öncesinde 71 yurt olduğunu pandemiye dayanamayarak bunlardan 19 tanesinin son 1 yılda kapandığını belirtti. 

Koronavirüsle birlikte geçtiğimiz yıl 16 Mart'tan itibaren üniversite ve okulların tatil edilmesiyle yurtlarda ve evlerde kalan binlerce öğrenci memleketlerine döndü. 1 yılı aşkın süredir yurtlarda öğrenci kalmıyor. Üniversitelerin kapalı olmasıyla son 1 yıldır işleri duran Özel yurt sahipleri çektikleri kredilerle ayakta durmaya çalışırken bir kısım işletme sahibi ise altından kalkamadıkları kira diğer giderleri nedeniyle tek yolu işletmeyi kapatmakta buldu. Çanakkale’de pandemi öncesinde 71 yurt faaliyet gösterirken pandemi ile birlikte 19 yurt kapandı.

Çanakkale Özel Öğrenci Yurt ve Pansiyon İşletmecileri Derneği Başkanlığı görevini sürdüren aynı zamanda Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TÜYİSEN) Genel Başkan Yardımcısı olan Refik Ercan, koronavirüs salgınının ardından işleri duran özel yurt sahiplerinin sorunlarına ilişkin Burası Çanakkale Gazetesine açıklamalarda bulundu.

‘’SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ’’
‘’Söylenecek herhangi bir şey yok. Sözün bittiği yerdeyiz’’ diyerek sözlerine başlayan Ercan, ‘’1 yıldan beri hiç kasasına 1 kuruş girmeyen bir işletme hele de bu işletme binası kira ise ne olabileceğini düşünün. Kira borçları dağ gibi birikmekte. İcralar kapıya akşama sabaha dayandı, dayanır. Ya da mülk sahipleri pandeminin biraz geçmesini bekliyor olabilir. Onun dışında bu insanların sadece geçim kaynağını yurt işletmesine bağladıysalar 1 yıldan beri ne yapıyorlar, ne yiyorlar, ne içiyorlar, nasıl geçiniyorlar?  Bunu hep birlikte düşünelim. Tamamen zor bir durum tamamen kaos bir vaziyeti var’’ dedi.

‘’TÜRKİYE’DE ÖZEL ÖĞRENCİ YURDU DİYE HERHANGİ BİR İŞLETME KALMAYABİLİR’’
Eylül ayında okulların üniversitelerin açılmasını beklediklerini dile getiren Ercan, ‘’Daha önce beklediğimiz gibi ancak önümüzdeki Eylül’de de açılmazsa bırakın Çanakkale’yi Türkiye’de özel öğrenci yurdu diye herhangi bir işletme kalmayabilir ve yahut yüzde 1-2 kalabilir. Onlar da işletmelerin binaları mülk sahipleri kendileri ise ancak ayakta kalabilir’’ diye konuştu.

ÇANAKKALE’DE 52 YURT KALDI
Ercan, özel yurtların pandemi sürecinde dayanamadığını belirterek, ‘’Çanakkale’de pandemi öncesinde 71’di yurt sayısı. En son edindiğim bilgiye göre bunlardan 19 tanesi kapandı. Diğerleri de kapanma aşamasında. O 19, 29 olur 39 olur. Eylül’de de okullar açılmazsa herhalde 1-2 tane anca kalır’’ dedi.

‘’BU ÇOCUKLAR TAMAMEN YERSİZ YURTSUZ KALACAKTIR’’
Ercan, sadece devlet yurdu yatak kapasitesinin öğrenci sayısına yetmediğini ifade ederek, özel yurtların kapanması halinde çok büyük sıkıntılar yaşanabileceğini sözlerine ekledi. Ercan, ‘’Yaklaşık 325 bin civarında Türkiye genelinden bahsediyorum, Çanakkale değil sadece. Türkiye genelinde 325 bin civarında özel öğrenci yurtlarından yatak arzı var. Yani üniversite öğrencilerine bu özel kuruluşlar bu kadar yatak sunmaktalar. Bunlar 15-20 bin gibi bir yatak sayısına düşecek olursa devletin KYK yurtlarında barındırdığı yatak sayısı zaten yetersiz. 700 bin civarındadır. Bir de bunlar eklenirse bu çocuklar tamamen yersiz yurtsuz kalacaktır ve de kiralık evlere yönelecektir.  Kiralık evlerde öğrencileri bekleyen bir sürü sıkıntı, dezavantaj, can güvenlikleri dahil bir takım tehlikeler mevcuttur’’ dedi.

‘’ÜLKEMİZ GENÇLERİ İÇİN HOŞ OLMAYAN BİR DURUM DOĞACAKTIR’’
Yurtların kapanması halinde yaşanabilecek sorunlar hakkında konuşarak,  Ercan, ‘’Ekonomik olması için Üniversite öğrencisi 1 kişi 2 kişi ev kiraladığı zaman o ev 5 kişi 10 kişi doluşmaktadır. Gece gündüz diye bir kavram kalmamakta dolayısıyla çevre de rahatsız olmakta. Ve de en önemlisi gelişmekte olan bu yaş grubu beslenmelerini de ihmal edeceklerdir. Bu gibi sıkıntılar evlerde kalan öğrenciler için olacaktır. Art çok daha önemlisi can güvenliği tabi ki en başta ama onu takip eden şunlar vardır; günümüzde maalesef son derece yayılmaktadır, uyuşturucu kullanımı, kötü alışkanlıklar ve de düne kadar yaşadığımız hain Fetö oluşumları benzeri yapılar tekrar meydana gelebilecektir. Zararlı oluşumların içine de bu evlerde kalanlar çekilebilecek durumdadır. Nereden baksanız son derece rahatsız ve ülkemiz gençleri için hoş olmayan bir durum doğacaktır’’ dedi.

‘’KÖTÜ OLUŞUMLARIN ÖZEL ÖĞRENCİ YURTLARINDA BARINMASI MÜMKÜN DEĞİL’’
‘’Hâlbuki özel öğrenci yurtlarımız sözünü ettiğimiz bu yatak arzı ile ki yurtlarımız devlete bağlıdır. Yılda en az 2 defa müfettişlerce denetlenmektedir’’ diye konuşan Ercan, ‘’Giriş çıkışlar kontrol altındadır. Menü listesi yeterli ve dengeli beslenme konusunda kalori hesapları yapılarak arz edilmektedir. Yani kısacası her şey dört dörtlük can güvenliğinden bu sözünü ettiğim kötü alışkanlıklar ve kötü oluşumlar özel öğrenci yurtlarında barınması mümkün değil’’  diye ifade etti.

‘’ÖZEL YURTLAR 325 BİN CİVARINDA YATAK ARZ ETMEKTE’’
‘’Özel öğrenci yurtları bütün bu olumsuzların üzerinden gelmek suretiyle var olmayı sürdürmek zorundadır. Dolayısıyla bizim özel yurtlarımız devletin bir nevi sırtında yük olan kredi yurtlar kurumunda kalan öğrencilerin devlete olan yükünü hafifletmek için 325 bin civarında yatak arz etmekte hem kendi geçimlerini temin etmekte bu yurt sahipleri işletmecileri hem de katma değer üretmek suretiyle devlete yük olmak, kambur olmak yerine devlete KDV’dir stopaj, gelir vergisi gibi bir çok kalemde de artı destek olmaktadır ‘’ dedi.

İŞLETMECİLER BOĞAZINA KADAR KREDİ BORÇ BATAĞINDA
Son bir yıldır iş yapamayan özel yurt sahiplerinin durumu hakkında konuşan Ercan, ‘’Bildiğimi söyleyeyim, herkes ne yapıyor. Şahsım başta olmak üzere daha önceden var olan birikimlerimizi eritmek suretiyle ikincisi birçok işletmeci arkadaşım kredi aldı. Ve boğazına kadar kredi borç batağına batmış durumda. Şimdi onların ödeme zamanı geldi. Onlar ödenemiyor çoğunlukla. Böyle kötüye giden bir sarmal durumu var. Daha nasıl olur, ne kadar devam eder bilemiyoruz.

‘’DEVLETİMİZDEN DEFALARCA TALEPTE BULUNDUK’’
Özel yurt işletmecilerinin yaşadığı zorlukları anlatan Ercan, çözüm için defalarca dertlerini dile getirdiklerini belirtti. Ercan, ‘’Biz devletimizden defalarca talepte bulunduk. Biz sendika olarak başka cumhurbaşkanımız olmak üzere gençlik spor bakanı bizzat bakan, genel müdür, daire başkanları vs. defalarca yüz yüze görüştük Ankara’da raporlar sunduk ve bir nevi kulis faaliyetleri yaptık olmadı. Yazılı ve görsel basına ilanlar verdik. Röportajlar yaptık. Hatta masumane diyebileceğimiz tarzda sesimizi duyurmak şeklinde eylemler yaptık. Reklam gibi. Mesela bunun en önemlisi de Çanakkale’ye topladık bütün arkadaşları. Burada Çanakkale’de toplandık. Pankartlar açtık. Drone ile yukarıdan çekimler yaptık. Bunları servis ettik ulusal basına. Televizyonlarda görüldü ama maalesef bir çok sektöre ama aza ama çok yardım yapılırken bizim sektöre tek bir şey yapılmadı.
Bir ara gerçek işletme sahipleri için 500 ila 1000 lira kira yardımı onu da şirket durumunda olanlar alamadı. Zaten bir yurdun ortalama aylık kirası 20 bin iken 500-100 lira gibi bir defaya mahsus olmak üzere alınmış olsaydı o yardım yani devede tüy bile olmazdı’’ dedi.

BUNLAR BİZİM HEP KANAYAN YARALARIMIZDIR
Sorunların çözümü için ‘’Hukukta aradık inceledik hukukçularımıza sorduk’’ diyen Ercan, ‘’Borçlar kanununda yazılı bir hüküm var. Diyor ki zor bir durumda mücbir bir durumda kiranın ödenmesi imkansız hale gelmişse ki geldi. o zaman zarar mülk sahibi ile kiracı arasında yarı yarıya paylaşılır diyor. Bunu hayata geçirmiş olsalar en azından çok büyük bir ilaç olurdu yaramıza merhem olurdu bu durum. Bu da yapılmadı. Bunu dile getirdiğimizde şu söyleniyor; biz bunu dile getirdiğimiz zaman dediler ki tamam mal sahibinizi mahkemeye vereceksiniz. Kira tespit davası ya da uyarlama davası açacaksınız. Hakim karar verecek, kazanırsınız. Diyelim ki bunu yaptık, kazandık. Koskoca bir binayı donatıyorsunuz, biz 1 yıllığına 2 yıllığına değil ki en az 5-10 yıllık kira anlaşması yapıyoruz. ‘’ diye konuştu.

Yurt sahiplerinin en azından kira borçları için bir nefes almasını sağlayan bu yöntem için Refik Ercan, ‘’Bunun sonucunda bir husumet oluşacaktır. Dolayısıyla kimse bu alternatifi işletemedi işletemez de. Hâlbuki, madem ki kanunda böyle bir hüküm var devlet bunu kendisi işletip her iki tarafa adilane bir şekilde paylaşım yapmış olsa ne mal sahibi bize küser ne biz kimseye alınırız. Sonuçta adalet yerini bulur. Bu da yapılmadı. Bunlar bizim hep kanayan yaralarımızdır.

Muzaffer Cirtel