Türkiye Kamu-Sen Çanakkale İl Temsilcisi ve Kamu-Sen'e bağlı sendikaların şube başkanları ve il temsilcileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup göndererek memur ve emeklilere ek destek paketi ve zam istediler.
 
Memur ve emeklilere ek destek paketi ve zam talebinde bulunan Türkiye Kamu-Sen Çanakkale İl Temsilcisi ve Kamu-Sen'e bağlı sendikaların şube başkanları ve il temsilcilerinin hazır bulunduğu Merkez PTT binası önünde Türkiye Kamu-Sen Çanakkale İl Temsilcisi Resul Demirbaş bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
 
Türkiye Kamu-Sen Çanakkale İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş, basın açıklamasında, ‘’Hepinizin bildiği gibi memur maaş zamları açıklandı. Ne yazık ki, memur ve emeklilerin maaşlarına yapılan artışlar ülkemizin gerçekleriyle örtüşmüyor. Son 10 yıldır memur maaşları enflasyonun bile altında kalıyor ve sürekli eriyor. Bu durum küresel salgınla birlikte sürdürülemez bir hal almıştır. Memurlarımız ve emeklilerimiz, yoksulluk içinde en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdadır. Toplu sözleşme görüşmeleri de etkisiz sendikalar ve malum konfederasyon yüzünden yaralara çare üretmekten uzak kalmaktadır. 2019 yılında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kamu görevlileri ile emeklilerin sosyal ve özlük haklarında kayda değer bir kazanım sağlanamadığı gibi 2020 yılı için altışar aylık dönemler halinde yüzde 4'er, 2021 yılı için ise yüzde 3 er oranında zam yapılması karara bağlanmıştı. Buna bağlı olarak 2020 yılı içerisinde memur ve emekli maaşlarına enflasyon farkı da dahil olmak üzere yüzde 11,56 zam yapılmışken yıllık enflasyon yüzde 14,60 olmuştur. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl memur maaşları resmi enflasyon karşısında yüzde 3,04 erimiş bulunmaktadır’’ dedi.
 
‘’YALNIZCA GEÇEN YIL MEMURUN ALIM GÜCÜ AYLIK TAM 501,24 TL AZALDI’’
Demirbaş, ‘’TÜİK'in resmi enflasyonu yıllık yüzde 14,6 oldu ama çeşitli mal ve hizmetler yüzde 28,12; ulaştırma yüzde 21,12; gıda yüzde 20,61; ev eşyası yüzde 18,04; sağlık harcamaları yüzde 16,67 oranında zamlandı. Memur maaşlarına 2020 yılının tamamı için ortalama 463,86 TL zam yapıldı buna karşılık aynı dönemde dört kişilik ailenin insanca yaşamak için vazgeçemeyeceği zorunlu harcamaları 965,10 TL yükseldi. Yani yalnızca geçen yıl memurun alım gücü aylık tam 501,24 TL azaldı.2021 yılına ilişkin olarak ise memur maaşlarına, yılın her iki yarısı için yüzde 3, toplam kümülatif yüzde 6,1 oranında zam yapılması kararlaştırılmıştır. Buna karşın TCMB enflasyon tahminini yüzde 9,4 olarak güncellemiştir’’ ifadelerinde bulundu.
 
‘’AİLE BÜTÇESİNDEKİ AÇIK HER GÜN BİRAZ DAHA BÜYÜMEKTEDİR’’
2021 yılında enflasyon hedefine ulaşılsa bile memur maaşlarının gerçekleşen enflasyon karşısında yine en az %3,5 eriyeceği ifade eden Demirbaş, ‘’Daha şimdiden kesinleşmiştir. Zaten ocak ayında alınan yüzde 3 zam, mart ayı itibarı ile vergi dilimindeki artışa gidecektir. Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalmakta, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyümektedir’’ dedi.
 
‘’EMEKLİLERİMİZ ALIŞVERİŞ YAPAMAZ HALE GELMİŞTİR’’
‘’Enflasyon farkının alım gücünde bir telafi içermediği aksine geç kalmış bir mahsuplaşma ile memur maaşlarına reel anlamda sıfır zam yapıldığının tescili olduğu unutulmamalıdır’’ diyen Demirbaş, ‘’Enflasyonun toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler üzerinde görülmektedir. Memur ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Ama her ne hikmetse kamuoyunda sanki memurların bir eli yağda bir baldaymış gibi afaki maaş rakamları dolaşmaktadır. Hâlbuki kamuoyundaki rakamlarla memurlarımızın eline rakamlar arasında dağlar kadar fark vardır’’ şeklinde konuştu.
 
‘’GELİR DAĞILIMINDA ADALETİN İÇİN EN ÖNEMLİ ARAÇ ÜCRET POLİTİKALARIDIR’’
Demirbaş, ‘’Ülkedeki gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi benimsenen ücret politikalarıdır. Ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaş artışlarının enflasyonun bile altında kalması, gelir dağılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır. Bir süredir var olan ekonomik daralmanın yanı sıra COVID-19 salgınının da etkisiyle tüm dünya ekonomileri zor günlerden geçmektedir. Dünyada pek çok devlet bu olumsuzlukları bertaraf etmek için çalışan, çalışmayan toplumun tüm kesimlerine doğrudan gelir desteği sağlamakta, çeşitli sektörlere teşvikler sunmaktadır. Aynı şekilde devletimiz de salgın sürecinin olumsuz ekonomik etkilerini azaltmak için değişik sektörlere yönelik ekonomik destek ve tedbirleri hayata geçirmiştir’’ dedi.
 
‘’ENFLASYON YÜZDE 14,6 OLMUŞ AMA MEMUR MAAŞINA YÜZDE 3 ARTIŞ’’
Açıklamasına devam eden Demirbaş, ‘’Ülkemizde desteğe en çok ihtiyaç duyan kesimlerden birisi de maaşları enflasyonun bile altında kalan kamu görevlileri ve emeklilerdir. Tüm dünya ülkeleri dar ve sabit gelirli kesime yönelik tedbir alırken ülkemizde enflasyon yüzde 14,6 olmuş ama memur maaşına yüzde 3 artış yapılmıştır. Böyle bir uygulama var olan ekonomik sorunları daha da derinleştirir. Memur ve emeklilere yapılacak destek ekonomiye de can suyu olacak piyasaların canlanmasını sağlayacaktır. Bu çerçevede kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaş artışlarının gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı ve refah payının temel alındığı bir mantık içinde belirlenmesi lüzumludur’’ şeklinde konuştu.
 
EK ZAMMI MEKTUPLA TALEP ETTİLER
 
Ortaya çıkan mağduriyetleri gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve alım gücünü yükseltmek amacıyla memur ve emeklilere de bir destek paketi açıklanmasını ve kamu görevlilerine ek zam verilmesini talep eden Demirbaş, bu talebi ve gerekçelerini içeren mektupları 81 il ile birlikte PTT Şubesinden Cumhurbaşkanına ve Hazine ve Maliye Bakanı'na gönderdi.
 
Resul Demirbaş, ‘’Hazırladığımız gerçek maaş bordrolarını da mektubumuza ekledik ve kamu çalışanlarımızın içinde bulunduğu zorluğu ortaya koyduk’’ diyerek ‘’Yetkililerin memurlarımızı enflasyona ve ekonomik olumsuzluklara ezdirmeyeceğini umuyor; maaşlardaki erimeyi telafi edecek ek bir zamla salgınla mücadelenin kahramanlarının yüzlerini güldürmesini bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum’’ dedi.
 
 İŞTE O MEKTUPTA ŞU İFADELER YER ALDI;
 
‘’T.C. CUMHURBAŞKANLIĞIMA Sayın Cumhurbaşkanım,
 
Malumları olduğu üzere 2020 ve 2021 yıllarında memur ve memur emeklilerine yapılacak maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri, 2019 yılının ağustos ayında gerçekleştirilmiş ve uzlaşma sağlanamadığı için konu hakkındaki kararı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu vermiştir. Buna göre kamu görevlileri ile emeklilerin sosyal ve özlük haklarında kayda değer bir kazanım sağlanamadığı gibi 2020 yılı için altışar aylık dönemler halinde yüzde 4'er, 2021 yılı için ise yüzde 3'er oranında zam yapılması karara bağlanmıştır.
 
Buna bağlı olarak 2020 yılı içerisinde memur ve emekli maaşlarına enflasyon farkı da dahil olmak üzere yüzde 11,56 zam yapılmışken yıllık enflasyon yüzde 14,60 olmuştur. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl memur maaşları resmi enflasyon karşısında yüzde 3,04 erimiş bulunmaktadır. Her ne kadar TÜİK'in belirlediği yıllık enflasyon ortalama yüzde 14,6 olsa da çeşitli mal ve hizmetler yüzde 28,12; ulaştırma yüzde 21,12; gıda yüzde 20,61; ev eşyası yüzde 18,04; sağlık harcamaları yüzde 16,67 oranında zamlanmış, memur maaşları yıllık ortalama 463,86 TL zamlanırken aynı dönemde dört kişilik ailenin insanca yaşamak için vazgeçemeyeceği zorunlu harcamaları 965,10 TL yükselmiştir.
 
2021 yılına ilişkin olarak ise memur maaşlarına, yılın her iki yarısı için yüzde 3, toplam kümülatif yüzde 6,1 oranında zam yapılması kararlaştırılmıştır. Buna karşın TCMB enflasyon tahminini yüzde 9,4 olarak güncellemiştir. 2021 yılında enflasyon hedefine ulaşılsa bile memur maaşlarının gerçekleşen enflasyon karşısında eriyeceği daha şimdiden kesinleşmiştir. Zaten ocak ayında alınan yüzde 3 zam, mart ayı itibarı ile vergi dilimindeki artışa gidecektir. Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalmakta, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyümektedir. Enflasyon farkının alım gücünde bir telafi içermediği aksine geç kalmış bir mahsuplaşma ile memur maaşlarına reel anlamda sıfır zam yapıldığının tescili olduğu unutulmamalıdır. Enflasyonun toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler üzerinde görülmektedir. Memur ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Ülkedeki gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi benimsenen ücret politikalarıdır. Gelişmeler karşısında ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaş artışlarının enflasyonun bile altında kalması, gelir dağılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır.
 
Bütün dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını çerçevesinde devletimiz, salgın sürecinin olumsuz ekonomik etkilerini azaltmak için değişik sektörlere yönelik ekonomik destek ve tedbirleri hayata geçirmiştir. Ülkemizde desteğe en çok ihtiyaç duyan kesimlerden birisi de maaşları enflasyonun bile altında kalan kamu görevlileri ve emeklilerdir. Bu çerçevede kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaş artışlarının gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı ve refah payının temel alındığı bir mantık içinde belirlenmesi lüzumludur. Ortaya çıkan mağduriyetleri gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve alım gücünü yükseltmek amacıyla memur ve emeklilere de bir destek paketi açıklanması ve kamu görevlilerine ek zam verilmesi hususunu arz ve talep ederim.’’
 
Bünyamin Nami Tonka