Eceabat’ın Kilitbahir köyünde bulunan 1900’lü yıllardan önce inşa edilen ve 1920’lerde medrese, karakol binası olarak kullanıldığı bilinen, sivil mimarinin güzel bir örneği olan tescilli bir konak günümüzde, İş Geliştirme Merkezi (İGEME) Kültür ve Bilgi Evi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Kültür ve Bilgi Evi iç tasarımı ve sergilenen eşyalarıyla ziyaretçilerine 70 yıllar hissi sunuyor.   
70’Lİ YILLARDAN GÜNDELİK EŞYALAR
Tarihi konağın içerisinde sergilenen eşyalar 70’li yıllardan kalma günlük kullanım eşyalarından oluşuyor. Her odası farklı bir izlenim uyandıran tarihi konağı Zümrüt Yıldız eşi ile birlikte düzenleyerek İGEME Kültür ve Bilgi Evi olarak ziyaretçilere açtı. İGEME Kültür ve Bilgi Evi’nin sahibi Zümrüt Yıldız eşi ile birlikte 70 yıllara ait dönemlere ait kıyafet, tarım aletleri ve günlük hayatta kullanılan araç-gereçlerin sergilendiği bu konağı kültür evi haline getirdi. Kara tahtası ve bir de sınıfı olan İGEME Kültür ve Bilgi Evi’ne gelen ziyaretçiler bu evde adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyor.
Her bölümü ayrı ayrı detaylandırılmış olan tarihi konağın bir de bahçesi mevcut. Konağın bahçesinde yer alan nostaljik kafesinde yapılan özel içecekler ziyaretçilerin en çok sevdiği özelliklerinden. Ziyaretçiler içeceklerini içerken sanki 70’li yıllarda bir kafede gibi hissediyor.
‘’HER ZAMAN HAYALİMİZDE VARDI’’
İGEME Kültür ve Bilgi Evi’ni düzenleyerek ziyaretçilere açan Zümrüt Yıldız, gençlerin geçmişini bilmeleri için gayret gösterdiğini anlatarak,  “Uzun yıllar eşimle birlikte İstanbul’da yaşadık. Eşim kaptanlık yaptı ben de Miço oldum. Eşim devlet memuru olup Çanakkale’ye atanınca Kilitbahir Köyü’ne yerleştik.  Bir kültür evi açmak her zaman hayalimizde vardı. Kilitbahir bizim için imkân oldu.  Gelecek nesile topluma faydalı işler konusunda sürekli arayış içerisinde idik. Kırklareli’nde, Ertuğrul Köyü’nde bir Fatma Teyze var. O kendi evini kültür evine çevirmiş. Evinin odalarında geleneksel tarihi kıyafetler, eşyalar ile müzeye çevirmiş. Çevre illerden yurt dışından getirenler de olmuş. Ben de Fatma Teyze’ye katkı sağlamak istedim.  Hem geleneği birlikte yaşatmak, hem onun adını duyurmak için birlikte hareket ettik bize destek oldu. Bu odalarda gördüğünüz tüm tarihi kıyafetler, tahta sandıklar, daktilolar,  köy enstitülerinden kalma kitaplar ne gördü iseniz Fatma Teyze’nin bize hediyesidir. Köy halkından tablolar, kanaviçeler getiren oldu, duyuldukça herkes eski eşyalarını bize getirir oldu” şeklinde konuştu.
‘’BU SINIFTA ÇOCUKLARA MASALLAR ANLATMAK İSTİYORUZ’’
İGEME Kültür ve Bilgi Evi’nde 70’li yıllardaki yaşayış hakkında her detay yer alıyor. Her odası farklı bir his uyandıran bu evde bir de tahta sıraların olduğu bir sınıf mevcut.  Asıl amaçlarının eğitim sınıfının aktif bir şekilde kullanılması olduğunu ifade eden Yıldız, “Bir de sınıfımız var ve asıl amacımız bu sınıfta verilecek eğitimler. Bir taraftan kültürel değerlerimize sahip çıkarak bir taraftan da gençlere ve çocuklara yol belirtmek amacımız. Biz bu sınıfta firmalar ile anlaşarak firmaların reklamını yaparak, gençlere, öğrencilere eğitim vermek, mesleklerin eğitim çalışmalarını düzenlemek. Bu sınıfta çocuklara masallar anlatmak istiyoruz. Anaokulları kültür evimize gelebilirler. Okul gezilerinden öğrenciler hem burada dinlenip hem de sergi odalarımızı gezebilir, sınıfımızda çalışma yapabilirler. Sınıf kullanımı için ücret talep etmiyoruz. Kafe alanımızda eskiden oynadığımız masa oyunlarımız, çivili futbol tahtamız, kara tahtamız var.  Eceabat’tan bir anaokulumuzu ağırladık, burada kahvaltı ettiler, oyunlar oynadılar’’ şeklinde konuştu.
AYTES’İN PATENTİ ALINDI
Eğitime destek için çocuklara yönelik bir kahraman yarattıklarını ve bu kahramanla eğitimlerin daha da kolaylaşabilceğini söyleyen Yıldız, ‘’Biz ayrıca anasınıfı öğrencileri için Aytes isimli bir kahraman da yarattık.  Seslendirmesini de yaptık. Burada Piri Reis’in çocukluk maceralarını anlatıyoruz. Aytes’i biz yarattık, patentini aldık. Bu bir çizgi roman olacak. Aytes Osmanlıca’da yardım eden kuş anlamında. Bunun video klibini de hazırladık. Gelen çocuklara bunun sunumunu da yapıyoruz. Biz her türlü desteğe ve kurum ve kuruluşların farkındalık çalışmalarına açığız” şeklinde ifade ederek, evi ziyaret etmek isteyenlere her daim kapının açık olduğunu belirtti.  

 Arzu Baladur