Kenti ikiye bölen ve sorunları ile hiç kentin gündeminde düşmeyen Sarıçay sorunları belediye meclisinde de görüşüldü. Burada meclis üyelerine verilen bilgide, çayın dolmasının sebebi deniz gösterildi. Dereden gelen akıntının denizin engellemesi nedeniyle havzada pislik biriktiği belirtildi. Bu engellin ortada kaldırılması için çay ile denizin birleştiği yerde yapılması istenen çalışmaya bakanlıkların izin vermediği belirtildi.
 
Çanakkale’de Belediye Meclisi Haziran Ayı Olağan Toplantısı önceki gün gerçekleştirildi. Toplantı yoklamanın yapılmasının ardından gündem dışı konuşmalarla devam etti. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve mecliste bulunan partilerin grup başkanvekillerinin gerçekleştirdiği konuşmaların ardından ilgili müdürler kentte devam eden çalışmalar hakkında bilgilendirme sunumu yaptı. Yapılan bilgilendirmelerde dikkat çekici konulardan biri Sosyal Konutlar oldu. İlgili müdürün sosyal  konutlarla ilgili yaptığı sunumun ardından Başkan Gökhan, açıklamalarda bulundu.

KAZMA VURULMADI AMA BİZE MÜSAADE ETSİNLER BİZ KAZMAYI VURURUZ
Ülgür Gökhan, Sosyal Konutlarla ilgili devam eden çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunarak,“Stratejik belge konusu var. Biz bu işe girerken böyle bir şey yoktu. Stratejik alan istenmiyordu. Daha sonra bakanlığın bir uygulaması kentteki tüm riskli alanları bize bildirin dediler. Biz sadece Sosyal Konutlar için başlamıştık. Sonra bakanlık dedi ki ‘kentindeki tüm riskli alanları bize bildir’ Biz Sosyal Konutları bildirdik. Hem de acil olarak bildirdik.  Daha sonra küçük sanayimizin geri kalan bölümü, Barbaros’taki küçük sanayiyi bildirdik. Bir de Fevzipaşa Mahallesi’ni bildirdik. Ama Sosyal Konutlarla ilgili çalışmaya acil devam ettik.  Burada geldiğimiz noktada sayın vekilinde riskli alan ilan edildi diye beyanatı var. En son karar olarak bize dediler ki, ‘ riskli alan ilan etmiyoruz. Siz bina bina bunu halledin’ dediler. Bizim için yeniden planlama ihtiyacı doğdu. Çünkü biz riskli alanı yaparken yarışmada ilan ettiğimiz yapılaşmayı yapacaktık. Şimdi yeniden planlıyoruz. Arkadaşlarımız yoğun bir şekilde çalışıyor. Burada vatandaşlara külfet yaratmadan nasıl bir planlama yaparız, orada nasıl belediyeye bir alan yaratırız diye çalışıyor arkadaşlar. Oradaki vatandaşlarla da bunu konuşacağız. Bu sefer blok blok konuşacağız. Eskiden kitle olarak konuşuyorduk. Çünkü alandı. Şimdi 3 blok bir arada, 2 blok bir arada onları eşleştirerek, yeni bir mimari yapacağız. Katı da düşürmeyi planlıyoruz. Kat da yüksek. Çünkü bakanlık aynı zamanda bu katlarla ilgili de yat mimari diye bir kavram koydu. Biz orayı yatay mimariye çevirip, oradan bunu kotarmaya çalışıyoruz. Birkaç ay içerisinde vatandaşlar görüşebilir hale geleceğiz. Burada bir avantajımız olacak. Eskiden bir yerdeki vatandaşı başka bir yere atıyorduk. ‘Benim evim şuradaydı falan’ diyordu. Artık böyle herkes kendi alanında olacağı için öyle bir sıkıntı olmayacak. Herkes hangi manzaraya bakıyorsa orada olacak. Strateji belgesini de hazırladık, sunduk. Yalnız şunu bir hatırlatayım; seçimlerden hemen önce sayın bakan gelmişti. Şöyle bir sözü var; ‘bizim adayımızı seçin yarın kazmayı vuruyoruz’ demişti. Onların adayı seçilemedi. Onun için kusura bakmayacaklar. Kazma vurulmadı ama bize müsaade etsinler biz kazmayı vururuz. Biz değerleyip, toplayalım yine meclise sunacağız. Meclis kararları gerekecek. Ondan sonra yine ilgili kurumlarla işi diyalog içerisinde götürürüz” diye konuştu.

KRUVAZÖR LİMANINI BEN NEDEN İSTEMEYEYİM
İYİ Parti’li Meclis Üyesi Ahmet Uslu’dan kruvazör limanı ile ilgili gelen soruya cevap veren Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Bu yıllardır konuşuluyor. Her zamanda gündeme geliyor. Hatta hep bize fatura çıkar, ‘belediye istemiyor’ diye.  Kruvazör limanını ben neden istemeyeyim. Benim bu kadar kafam çalışmıyor mu? Çanakkale önemli bir şey. Hatta şöyle bir önerim oldu. Bu ‘L’ iskeleyi iyileştirelim. Hatta ‘L’ iskelenin içerisinde bir eski motorların kalktığı alan  var. Onu dolduralım. Bu iskelenin ön tarafına güzel bir şey yapalım. Oraya büyük gemiler yanaşsın. Çok istiyorlar ama bir türlü bu proje yapılmıyor. Kim yapacak bu projeyi; Ulaştırma Bakanlığı. Biz bilemeyiz ki. Biz kruvazör limanı yapabilecek bilgiye, bütçeye sahip değiliz. Benim bir önerim daha oldu. Bizim sandal mahzenimiz var. Orada mendirek var. Mendireği biraz ileriye alalım, oraya yanaşsın büyük gemiler. Bu tarafta bir risk var. Gemi yolu üzerine denk geliyor. Koca gemi manevra yapacak. Onu biraz daha kaydırabilirsek. Hem bizim yat limanı, sandal mahzeni de yeniden ele alınabilir. Çanakkale önemli. Troya var. O noktada isimli bir yer. Başka özellikleri de var. Ama bir türlü yapılamadı. Masraflı bir şey. Kolay değil. Yapılamadı derken, yapılması biraz zor. Ama şu yapılabilir. Hep şunu söylüyorum. Bu arabalılarda gitsin diye daha önceden de planlanmıştı. Karacaören altında yat limanı, arabalı iskelesi, yat oranım alanı hepsi beraber bir kompleks olarak çok güzel olur. Tam böyle koy. Orası lodosa da kapalı. Orayı tek mendirekle çözebilirsiniz. Bir poyraz mendireği ister herhalde oraya. Bu Vali Süleyman Kamçı zamanından beri konuşuluyor. Bir türlü olmadı. Artık köprü oluyor. Köprü olsa da benim inancım şu; burada arabalılar çalışacak. Bu benim düşüncem. Yat limanı, kruvazör limanı yapılabilirse Çanakkale için çok güzel olur. Oradan da çok rahatlıkla kent ulaşımı, çevre yolundan da diğer yerlere ulaşım olabilir. Çanakkale’nin buna ihtiyacı var.  Köprü kolay. Niye kolay? Çünkü yap, işlet modeliyle yapıyorsun. Adam da geçiş garantili yapıyor. Şimdi bunu kime yaptırırsın. Ne garantisi vereceksin. Yat yanaşma garantisi mi vereceksin. Turist garantisi mi vereceksin. Adam niye yapsın ki bunu. Bu bir devlet yatırımı olarak düşünülmesi lazım. Yoksa köprü, otoyol bunlar kolay. Yapıyor adam, geçmese bile parayı alıyor. Ama burada nasıl yapacaksın” şeklinde konuştu.

SARIÇAY’IN ÖNÜNDE BİR SET GİBİ DURUYOR
Ardından ilgili birim müdürü kentin her dönem sorunu olan Sarıçay’da belediye tarafından yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. İlgili kurum müdürü şu ifadeleri kullandı: 2015 yılında yaptığımız gözlem ve çalışmalarla, vatandaşlardan gelen yoğun taleplerle, çünkü artık Sarıçay’da tekne bağlama avcılar kulübünü geçti, insanlarda çok mağduriyet yaşıyor. Gittiğimizde bunu dile getiriyorlar. Biz de 2015 yılında yaptığımız çalışmalarla burada ana sıkıntının kale tarafından Devlet Su İşleri tarafına gelen kuvvetli bir akıntı var. Denizden ve karadan yapmış olduğumuz çalışmalarla bunu tespit ettik. Yağmur ve kar sularının erimesiyle birlikte arkadan gelen alüvyon dediğimiz malzemeler tam olarak akamıyor. Sarıçay’ın önünde bir set gibi duruyor. Bunu tespit ettik. Burayı zaman zaman bizim paletli kepçelerimiz yada Devlet Su İşleri’nin  sallama kepçeleri gelip temizleme yapıyoruz. Temizleme yaptığımız zaman dipteki canlılara da zarar verebiliyoruz. Dışarda da zararı oluyor. Çünkü onu hemen kamyona koyamıyoruz. Bunları kenarda dinlendirip, birkaç gün sonra alabiliyoruz. Böyle zor bir iş. Kenarda yapılmış olan çevre düzenleme imalatlarını da zarar veriyoruz. Yaptığımız tespitlerde buradaki duvar şeklinde set olan akıntının arkadan gelen malzemeyi biriktirdiğini, çayın yatağına zarar verdiğini gördük. Bunu araştırdık. Bu akıntıyı tam ağızdan alıp denizin iç kısmına doğru iki tarafa yapacağımız beton mendireklerle çeldiğimizde bir conk oluşacak.  Arkadan gelen malzeme rahatlıkla buraya akacak. Dere yatağı kendi kendini doğal olarak temizlemiş olacak. Biz bununla ilgili projemizi hazırladık. 2 Ekim 2015 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile DSİ 25. Bölge Müdürlüğü Çanakkale Şubesi’ne yazıyla gönderdik. Daha sonra bu yazımıza istinaden 2016 yılında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü’nden 1 kişi ve Ankara’dan bakanlıktan 2 kişi teknik ekip olarak geldiler. Bunlar burada Devlet Su İşleri ile görüşmüşler. Bizim talebimizi yerinde incelemişler. Ondan sonra bizim yanımıza geldiler. Talebimizin yerinde olduğunu söylediler. İletişim numaralarımızı aldık. Yalnız dediler ki;  ‘bizim bu işi yapabilmemiz için bütçemizde ödeneğimiz yok.’ dediler. Biz belediye bütçesinden bir ayırabileceğimizi söyledik. Karanın bitiminden sonra denizde kalan kısım Ulaştırma Bakanlığı’na ait. Siz bize müsaade ederseniz bir yazıyla biz bunu yapabiliriz dedik. Bunun üzerine 30 Kasım 2018 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, DSİ Bölge Müdürlüğü Çanakkale Şube Şefliği ve Sarıçay’da bulunan vatandaşların mağduriyetini çözülmesinin kaçınılmaz olduğunu, mendirek onayının verildiği takdirde mendirek yapımının belediyenin üstleneceğine dair  yazımızı gönderdik. Daha sonra 30 Kasım 2018 tarihli yazımıza istinaden 12 Nisan 2019 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yazı ile cevap geldi. DSİ Genel Müdürlüğü’nden akarsuya ait rutubat miktarı, taşkın durumu vb. konularda bilgi ve belge temin edilmesi ve proje ile ilgili görüş alınmasıyla ilgili görüş istediklerine dair bir yazı gönderildi. Biz de buradan ilgili memur arkadaşlarla görüşmeye çalıştık. 12 Nisan 2019 tarihinde bize gelen yazıya istinaden 14 Mayıs 2019 tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü projeyi göndermişler. Buna istinaden bize Tarım ve Orman Bakanlığı cevap vererek, Sarıçay’ın emniyetli akış ve mansap şartının sağlanabilmesi için memba mansap bütünlüğü içerisinde tüm güzergahı boyunca denize mansaplığı noktada, ıslah kesitleri içerisinde akışı mani olacak yatak kapasitesini düşürecek hiçbir engel ve yapının bulunmaması gerekmektedir demiştir. Buna istinaden yapılamayacağına dair bakanlıktan yazı gelmiştir”

SARIÇAYIMIZIN DEVAMINDA ORGANİZE OLABİLMESİ İÇİN BİR YATIRIM YAPILMAMAKTADIR
Bu sözler üzerine konuşan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, “Ne oldu şimdi? Bu yazı geldi durduk. Bir sene öne mendireği müsaade etmediklerini bize söylediler. Sarıçay’ın niye dolduğunu anlatılabildi herhalde. Öyle bir şiddetli akıntı var ki dışarıda, buradan gelen su o akıntıyı geçemiyor ve orada çöküyor. Çöktükçe yavaş yavaş geri geliyor. Sarıçay’ın bu anlattığımız konu sadece bu kumun oraya çökmesiyle ilgili bir konu. Sarıçay çok polemik konusu. Sarıçay’ın kirliliği ile ilgili bir polemik var. Şuanda Sarıçay’a gelen bir su yok. Gördünüz su deniz suyu. Buraya kışın Çileder dereden su gelir. Bir de bizim arıtmanın suyu var. Kışın baraj dolunca oradan geliyor. Sarıçay’ın yatağı aşağıda olduğu için deniz içeri girebiliyor. Sarıçay’ın projelendirme konusu DSİ’nin konusu. Bizim böyle bir yetkimiz yok. Hatta protokol yaptık. O Protokolde şunu diyor Devlet Şu İşleri; ‘ben yaptıktan sonra sen bunun yanının peyzaj düzenlemesini yapacak mısın’ diye soruyor.  Daha sonrada mevcut alan gibi geri kalan alanında bizim tarafımızdan peyzaj düzenlemesinin yapılacağını taahhüt ediyoruz. Bölge müdürlükleri devamlı ‘yapacağız’ diyor. Fakat herhangi bir ilerleme hiç kaydedilmedi. Seçimden öne kepçeler geldi. Temizlediler, otları yoldular. Öyle kaldı. Dere ıslahı denilen bir proje var. Bunu DSİ yapabilir. Biz bu konuda ısrarla ve inatla Çileder deresinin baraja akıtılmasıyla ilgili talebimiz var. Çileder deresi boşa akıyor. Çünkü Çileder deresi barajın duvarının önünden akıyor. Bunu bir drenajla barajın içine al Çileder deresi de doldursun barajı. Onu bile yapmıyorlar. Sarıçay’ımızın devamında organize olabilmesi için bir yatırım yapılmamaktadır. Sarıçay’ın suyu ile ilgili yanlış bilgilendirme var. Sarıçay’ın suyu şuanda deniz suyu. Aşağıdan gelen bir su yok. Bu hep polemik konusu. ‘Sarıçay’ın suyu kirli, atık var. Atıklar atılıyor.’  diye laflar var. Şimdilik Sarıçay’ın ıslah çalışması bu durumda bekliyoruz” ifadelerini kullandı. 
Yapılan konuşmaların ardından komisyon üye seçimleri ile toplantı sona erdi. Pazartesi günü ise  2’nci birleşimle belediye meclisi devam edecek.
 
Arzu Baladur