Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Şener, koronavirüsten korunmanın yolları ve merak edilen cevaplar hakkında açıklamalarda bulundu. Şener, cep telefonuna dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunarak, kablolu ya da bluetooth kulaklıkla kullanılması gerektiğini vurgulayarak, yüzeyi pürüzlü sebze ve meyveleri sirke ve tuzlu suda dezenfekte edilmesini söyledi.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkarak tüm dünyaya yayılan koronavirüs tehdidi gün geçtikçe artıyor. Türkiye’de de yayılmaya devam eden virüs için yetkililer alınan tedbirleri artırmaya devam ediyor. Konunun uzmanları ise vatandaşları virüs hakkında bilgilendirmeye devam ediyor. ÇOMÜ Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alper Şener, vatandaşların koronavirüs ile ilgili aklına takılan soruları yanıtladı.
Koronavirüsün 1 metreden yakın temaslarda solunum yoluyla bulaştığını, 1 metreden uzak mesafelerde ise bilinçsiz bir şekilde önce ele oradan da ağza geçerek bulaştığını belirten Doç. Dr. Alper Şener, "Genel önlemler bakımından çarşı pazardan aldığımız sebze ve meyvede dikkat etmemiz gereken konular var. Çünkü virüs bunlar üzerinde saatlerce kalabilir. Bunları sadece sudan geçirmek yeterli. Ancak yüzeyi pürüzlü olan örneğin çilek, marul gibi herhangi bir virüsün yerleşebileceği ürünleri sirkeli ve tuzlu içinde bir süre bekletip, yıkamak gerekir. Ardından da bu sudan arındırmalıyız. Ancak sirke ve tuzlu suyu ağzımıza, burnumuza temas ettirmemeliyiz. Domates, elma, portakal, mandalina gibi ürünleri sadece suyla yıkamak yeterli" dedi.
'EKMEĞİ KIZARTIN, ETİ 60 DERECE ÜZERİNDE PİŞİRİN'
Yoğun ekmek tüketen bir toplum olduğumuzu ifade eden Doç. Dr. Alper Şener, "Ekmeği poşetli alsak dahi koronavirüse karşı tedbir olarak bu dönemde özellikle ekmeği kızartarak tüketmeliyiz. Et ve et benzeri ürünleri 60 derece üzerinde pişirmek bizim için önemli. Bu virüsün dış ortamda yaşama ısısı 5 ile 60 santigrat derece arasında. Bu ısı derecelerine hem pişirme, hem de saklama koşullarında dikkat etmek gerekir" diye konuştu.
'VİRÜS TELEFONDA 3 SAAT İLA 3 GÜN YAŞAYABİLİR'
Vatandaşları cep telefonu konusunda da uyaran Şener, telefonların her yere koyulmaması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Cep telefonları sürekli olarak ağzımıza, burnumuza yakın materyaller. Cansız yüzey olarak baktığımıza, cam yüzey olduğu için virüs burada 3 saat ile 3 güne kadar yaşayabilir. Bu nedenle yine bu dönemde cep telefonuyla kablolu ya da bluetooth kulaklık kullanarak konuşmak koruma anlamında bir avantaj. Herhangi bir cansız yüzeye temas ettiğinizde ya da canlı bir kişiyle tokalaştığınızda elinize geçecek virüsün, ağzınıza ve burnunuza geçmesini engellemek maksadıyla kolonyayla, ıslak mendille veya sıvı sabunla el dezenfeksiyonunu sağlayıp, bu enfeksiyon zincirini, sirkülasyonunu kırmak gerekiyor"
'65 YAŞ ÜZERİ EVDE KALIRSA, ENFEKSİYON ZİNCİRİ KIRILABİLİR'
65 yaş üstü hastaların evde kalmasının enfeksiyon zincirini kırmak için önemli olduğunu da belirten Doç. Dr. Alper Şener, "Yani mümkün olduğunca az kişinin bu virüsle karşılaşması yoğun bakım ihtiyacını gerektirecek öldürücü komplikasyon ihtimalini azaltacaktır" dedi.
ALERJİK TABLOLARLA KARIŞMASI DA MÜMKÜN OLAN BİR KLİNİK TABLODAN BAHSEDİYORUZ
Vatandaşların aklındaki ben Covid-19 muyum sorunlarına cevap veren ÇOMÜ Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Alper Şener, “Hep kafamızı meşgul eden konu Covid-19 muyum? Yada Covid-19 belirtileri bende var mı? Öncelikle mevsimsel dönem olması itibariyle alerjik tablolarla karışması da mümkün olan bir klinik tablodan bahsediyoruz. Bir birinden nasıl ayırt edebiliriz. Ateşiniz varsa, boğaz ağırınız varsa, kuru öksürüğünüz varsa ve solunum sıkıntınız varsa salgın nedeniyle öncelikli olarak düşünmemiz gereken Covid-19’dur. Ama bahar aylarına geldiğimiz için bulguların benzerleri, ateş hariç, alerjik, mevsimsel tablolarda karşımıza çıkar. Covid-19’dan farklı olarak ateşin olmadığı ve beraberindeki hapşırık, öksürük, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde yanma, sulanma ve kirpik diplerinde pullanmanın daha belirgin olduğu klinik tablolarda kesinlik Covid-19’u düşünmenize gerek yok” diye konuştu.
DIŞARIDA ENFEKSİYON ZİNCİRİNİ KIRMAK OLDUKÇA ÖNEMLİ
Doç. Dr. Alper Şener, virüsün eve girmesini engellemek için yapılması gereken uygulamalar hakkında bilgi vererek, “Akımıza takılan bir diğer konu; evimizi nasıl koruyabiliriz? Evi korumaktan öncelikle bahsettiğimiz şey ‘güneş girmeyen eve doktor girer’ atasözümüzü mutlaka aklımızın bir köşesinde tutmamız gerekiyor. Evi düzenli olarak havalandırmak, evin güneş gören kısımlarını mümkün oldukça arttırmak, eve giriş ve çıkışlarda yapacağınız el yıkıma ve el dezenfeksiyonuyla eve dışarıdan gelecek Covid-19 dahil olmak üzere bütün bulaşıcı partiküllerin içeriye girişini engellemiş olursunuz. Bunun dışında, dışarıda enfeksiyon zincirini kırmak oldukça önemli. Unutmayın ki bu enfeksiyon bir metreden daha yakın olan temasta ve aynı zamanda cansız yüzeylerden alacağınız solunum yolu sekresyonlarını ağzımıza götürmekle, burnumuza götürmekle bulaşıyor. Burada önemli nokta elimize, ağzımızı, burnumuza götürmemek. Yada etrafta cansız yüzeylerin herhangi biri ile temas alanında; asansörün düğmesine bastınız, tırabzana dokundunuz, kapının kolunu açtınız, arabaya bindiniz, arabadan indiniz bu dönemlerin hemen hemen hepsinde el dezenfeksiyonu uygulamak gerekir” ifadelerini kullandı.
EV HAYVANLARI COVİD-19 BULAŞTIRMAZ
El dezenfeksiyonunun en etkili yolu su ve sabunla yapılan uygulama olduğun söyleyen Şener, “ El dezenfeksiyonunun en etkili yolu aslında su ve sabunla yapılan uygulamalardır. Su ve sabun yada alkollü el dezenfektanlarıyla 20 saniyenin altında olmayacak olan elde yapılacak dezenfeksiyon ve temizlik Covid-19 dahil olmak üzere bütün enfeksüz partiküllerin elimizde kalmasını engeller. Maskenin koruyucu mu? Buda hemen aklımıza gelmesi gereken bir konu. Çünkü 2 tipte maske kullanıyoruz biz sağlık profesyonelleri olarak. Bir tanesi cerrahi maske, diğeri N-95 dediğimiz solunum yoluyla bulaşan, Covid-19, olmak üzere bunun geçişini engelleyen maske. Lütfen gereksiz maske kullanımından kaçının. Maske kullanma uygulamalarını sadece sağlık profesyonellerine danışarak yapmamız gerekiyor. Gündelik hayat içerisinde ev hayvanlarından Covid-19 bulaşır mı? Aklımıza takılan bir diğer önemli sorulardan bir tanesi. Koronavirüs veya Covid-19 dahil olmak üzere bu ailenin tamamı aslında doğada yaygın olarak kedilerde bulunan virüslerden bir tanesi. Bu virüs kedilerde yine üst solunum yolu enfeksiyonu yapar ve doğada yaygın olarak bulunur. Eğer evinizdeki hayvanınızda bu koronavirüs enfeksiyonuyla karşı karşıya kaldığınızda bu Covid-19 demek değildir. Çünkü ev hayvanları Covid-19 bulaştırmaz” şeklinde konuştu.
Bünyamin Nami Tonka