Çanakkale Müteahhitler Birliği Başkanı Halil Kuzu, kentin gelecekteki en büyük sorununun "imar" olduğunu belirterek, "İmar alanlarını çözemediğimiz sürece konut fiyatları mutlaka artacaktır. Çanakkale'nin en büyük sorunu imardır" dedi.
Şehir, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün yarattığı cazibe ve büyükşehirlerden artan göç dalgasıyla birlikte ciddi bir barınma kriziyle karşı karşıya. İnşaat sektöründe üretim devam etse de, özellikle Karacaören gibi popüler bölgelerde dahi boş arazi bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Bu durum, arsa paylarını fahiş seviyelere çıkararak doğrudan konut maliyetlerini ve satış fiyatlarını etkiliyor.
Sektördeki en büyük çıkmazlardan birinin kat karşılığı anlaşmalardaki yüksek oranlar olduğunu vurgulayan Kuzu, durumu şunları söyledi: " Çanakkale'de inşaat sektörü durgun değil. Yani çok durgun değil. Ama satışlar çok durgun. Satışların olabilmesi için de çok iskontolu evler satıldığını duyuyoruz. Ama eski firmalar, nakit sıkışıklığı olmayan firmalar tabii yüksek oranlı iskontolu satışları yapmıyor. Bu dönemde önemli iskonto yaparak satış yapanlar dediğim gibi nakit sıkışıklığı yaşayan ve bu sorunu aşmak isteyen inşaat firmaları. Çanakkale'de şu anda ciddi bir inşaat üretimi var aslında. Bakıyoruz özellikle Karacaören' de ki artık neredeyse o bölgede de boş arazi kalmadı. İnşaatlar karaca örende hızla yükseliyor. Yine bu yapılan inşaatlara inşaat firmalarının arazi karşılığında % 50 ile anlaştıklarını duyuyoruz. Arazı için mal sahibi ile % 50 ile anlaşma konusunu anlamış değilim. Çanakkale' de aslında gelecekteki büyük sıkıntılardan bir tanesi imar sıkıntısı. Çanakkale’de İmar alanlarını çözemediğimiz sürece konut fiyatları mutlaka artacaktır. Çünkü kat karşılığı yapılan konutlarda arsa sahibine verilen pay artıkça bu artış tabi ki o konutlarında fiyatının artması anlamına geliyor. % 50 ile arsa alımı dediğimizde insanlar yanlış anlıyor. Arsa karşılığı daire alınması anlaşmasında sanki inşaat firmasının satışının %50 si gibi anlaşılıyor. Hal öyle değil aslında. Örnek vermek gerekirse inşaatı başlatıyorsunuz iki daire yapıyorsunuz % 50 anlaşmaya göre bir tanesini arsa sahibine veriyorsunuz. Yani 100 ev yaptığınızda 50 tanesi arsa sahibine veriyorsunuz. Onun için de yaptığınız inşaatının maliyeti ikiye katlanıyor. Tabi bu durum nedeni ile de ev maliyeti artıyor tabi ki bu da ev satış fiyatını ciddi derecede arttırıyor.Onun için biz aslında arsa sorunlarının çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çanakkale'de imar sorunu çözülmeli.”
“Çanakkale’ye gelen göç var”
Çanakkale merkezde olduğu gibi Çanakkale’nin köylerinde de imar sorunu bulunduğunu ve bu durumun aşılması için de eko turizmin kullanıldığına dikkat çeken Kuzu açıklamasında “İşte aynı şekilde İmar sorunu köylerde devam ediyor. İmar yapmak istediğinizde köy imarı var ama köy imarları çok yoğun bir yapılaşma gerektiriyor. Halbuki biz on bin metrekare arazilerde köy mücavir alanı içinde kalan imar planı yapmak istiyoruz, imar çalışması yapmak istiyoruz. Oradaki işte25 + 25 sistemini orada yapmak oturtmak istiyoruz. Bu da bunun için bir kural getirildi. Arazinin 40 bin metrekareden aşağı ise bu çalışmayı yapamıyorsunuz. Halbuki bir çok köyün 40 bin metrekare mücavir alanı yok. Çok ciddi bir sorun. Bu sefer de insanları nereye itiyorsunuz? Eko Turizm imarına itiyorsunuz. Şu anda çıkartılabilen tek imar Eko turizm imarı. Bu imar türünde amacın dışına çıkan bir yapılaşma oluşuyor ve eko turizm imarına bizde karşıyız. Ama burada bir konut talebi var. Çünkü İstanbul'dan Çanakkale’ye gelen bir göç var. Başka illerden de gelenler Bir göç var. Çanakkale’ ye nitelikli bir göç geliyor. Bu gelenler genelde bahçeli evlerde oturmak istiyor, apartmanda çok oturmak istemiyorlar. Örnek vermek gerekirse Yani gelenlerin şöyle diyelim yarısı Bahçeli ev istiyor bizden. Şimdi bahçeli ev üretmek için köylerde yakın yerlerde bu talebi karşılamak için bahçeli ev üretmek için uğraşıyorsunuz ama üretemiyorsunuz. Bu sefer eko turizm imarlığına giriyorsunuz. İmar amacın dışında konutlar üretiyorsunuz. Yönetenlerin, bu işi yapanların mutlaka bu soruna bir çözüm üretmeleri gerekir. Yani bu köylerdeki imar alanlarını küçültüp yani işte 5 bin, 10 bin metrekare de imarlı alanlar yaratmak üzere bize fırsat doğurmaları lazım ki bu alanları biz aktifleştirelim. Yani şu anda yapamıyoruz. Köy imarını da yapmak istemiyoruz. Çünkü yasa tek çatı altında diyor. 5 bin metrekare parselimiz var 4 bin metrekare kapalı alan yapma hakkı veriyor. Ama tek bir çatı altında diyor. O zaman ne yapıyoruz? Sıralı evler diziyorsunuz yan yana. Çok da bizim tercih ettiğimiz şeyler değil. Halbuki biz istiyoruz ki güzel yerleşelim. Yani nitelikli konutlar olsun orada.”
“Çanakkale’nin gelecekteki en büyük sorunu imardır”
“Çanakkale müteahhitlerinin bu konuda imarsal sorunları var. İşte bu sorunlarda eko turizmin patlamasına sebep oluyor. Köylerde insanlar çareyi imar sorunu çözülemediği için eko turizm imarında buluyor. Yani imarla ilgili çözümler yapılırsa insanlar eko turizme itibar etmeyeceklerdir. Bu imar konusunda da imarda da %25 versinler demiyoruz. Eko Turizm' de %10 ‘a razı insanlar.% 15, % 20’ yi geçmeyen oranlar ile böyle çözümler üretirse ben eminim tarıma da çok zarar vermeden, tarımsal üretime de çok zarar vermeden yapılaşma da yapılabilir. Şartları koyarsınız. Bu şartlara göre insanlar imarlı şekilde konutunu üretir. Yani amaç zeytin ağaçlarını, meyve bahçesini korumaksa şartları koyarsınız ağaç kesilmeyecek mevcut ağaçlar korunacak dersiniz, alanda 100 zeytin ağacı varsa 200 zeytin ağacı olacak burada diyeceksin ve imar öncesi ve sonrası bu ağaçların sayımı yapılacak diye şart koyulur Böylelikle konut üretimini artırmış olursunuz aslında bir nevide bahçesinden zeytin ağaçları yada meyve bahçeli olan konutlarda üretmiş olursunuz. Önemli olan imar sorununun çözülmesi. Çanakkale şu anda en büyük sorunlardan bir tanesi ve gelecekteki en büyük sorunu imardır.”dedi.”
Atakan Alkış