Her ne kadar biz gazetecileri çok yakından ilgilendirmese de ucundan kıyısından bu konuyu ele almak istedim.

Her ne kadar biz gazetecileri çok yakından ilgilendirmese de ucundan kıyısından bu konuyu ele almak istedim. Biz gazetecileri neden ilgilendiremez çünkü haberin vakti saati olmaz.  Bu saat genelde devlet memurları, kamu çalışanlarını daha yakından ilgilendiriyor. Aslında ülkemizde çalışma saatleri yasal olarak 45 saat olsa da istihdam da olanların hemen hemen yarısı gibi bir kitle 60 saatten fazla çalışmakta. Dünya da bir çok ülkede çalışma saatleri 40 saatin altında. Fransa bu ülkelerin başında geliyor, yirmi yıl gibi bir süredir 35 saat çalışan Fransa şimdiler de ise hafta da 4 gün çalışma sistemi üzerinde duruyorlarmış. Gerçekten 9-10 saat çalışma saati çok uzun. Neredeyse hayatımızın yarısından fazlası çalışırken geçiyor. Bu devlet dairelerinde bu kadar zor değil, en azından saat 5 de mesai bitti deyip çalışmayı bırakabiliyor. Ama özel sektör öyle mi? Aslında işte kaç saat kaldığın önemli değil. Ne kadar verimli çalışıp çalışmadığın önemli olan. Bence insan kendisine de vakit ayırmak istediği için 9-10 saatte yapacağı işi 5-6 saatte rahatlıkla bitirebilir. Peki ya işveren bu durum hakkında ne düşünür? Çünkü işverene göre çalışma süresi azalıyorsa ödenen ücrette azalmalı. Çalışanın daha az zamanda aynı işi yapabileceğine inanmak istemiyor.  Bence insanlar mutlu olduklarında daha verimli çalışır. En azından bayanlara böyle bir ayrıcalık tanınabilir. Ama bu cinsiyet ayrımcılığından değil. Bayanlar genelde çalışma saatleri bitip eve gittiklerinde yemek, temizlik, çamaşır, bulaşık işlerine devam ediyorlar bunun üzerine çocuklarıyla da ilgilenmek zorundalar. İşte sırf bu yüzden bile bayanların çalışma saatlerinde iyileştirmeye gidilebilinir.