Seçimin bir ayağını tamamladık. Milletvekilli seçilenlere başarılar dilerim.

Seçimin bir ayağını tamamladık. Milletvekilli seçilenlere başarılar dilerim.
Şimdi, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna hazırlanıyoruz... Seçimin bu turunda, her iki adaya da başarılar dilerim.
Tabii ki, iktidar kanadı seçimde bir adım önde. Ülkemiz için kim hayırlıysa o seçilsin, derim.
Bu dönem içinde, çarşı pazar hayat pahalılığından yanmakta. Fiyat artışları o kadar çok artmış ki, bu fiyatlar toplumsal yapımıza  zarar verecek diye düşünürüm.
Enflasyon, fakirlik getiriyor. Ahlaki değerlerimizi törpülüyor. Toplumumuz, toplumcu ve erdemli yapı açısından da irtifa kaybetmektedir.
Siyasi yapımızda da toplumumuzun liyakatli kişileri değil de sadakatli ve çapsız kişileri daha ön planda bulunmaktadır. Bu da devlet yönetimimizi zaafa uğratmaktadır.
İşte bu dönemde, her iki siyasi öbekleşmede de vaat açısından sınır tanımamaktadır.
Önce Sayın Kılıçdaroğlu, Kurban Bayramı'nda da emeklilere kişi başı on beş bin lira vereceğini beyan ediyor. Bunun kaynağı neresidir? Bilmek isteriz...
Yine, ekstra olarak ödenecek bu paralar, topluma en az üç puan enflasyon olarak dönecektir.
Yani, sağ cebe konulan para bir işe yaramadan sol cepten çıkacaktır.
Gelelim iktidara...
Asgari ücretin iki buçuk kat artırılacağı söylenmektedir. Yine, en düşük memur maaşı yirmi iki bin lira olacakmış. Bunun emeklilere yansıması da en az %75 gibi artış demektir.
Bizim, bütçe uygulamalarında bu paraların karşılığı olarak ödenek yoktur.
O zaman, 2023 yılı bütçe uygulamaları iyi incelenmeli ve ona göre hareket edilmeli...
İktidar, paranın musluğunu açmış durumda. Şimdi, arz edilen mal olmayınca bu paraların alacağı malı da bulmak mümkün olmamaktadır...
Yani, önümüzdeki dönem bütçe disiplinini tutturmak mümkün olamayacaktır.
KKM uygulaması da dövizi bir yerde tutmaya yetmemektedir.
Türkiye'nin çok önemli ve hayati şirketlerinin neredeyse tamamı, ülkemizden elde ettikleri kârları yurt dışına göndermek için dövize ihtiyaç duymaktadır. Bu yüzden döviz bulmakta sıkıntı çekildiği için döviz fiyatları çok çok yüksektir... Şu an reel döviz fiyatı bir dolar otuz beş lira civarındadır, denilmektedir ki bu büyük bir yıkım olarak bize dönebilir. Bunun böyle olmadığını makamları işgal eden yetkililer açıklamalıdır. Yine, en iyimser tahminde bulunanlar bile bir dolar, yirmi beş liradır, demekteler. Devlet, bir an baskıyı gevşetse yüzde yirmi beş enflasyon olarak bize dönüş olacaktır... Bunlar, kamuoyundan saklanan bilgiler midir? Bir düşünmek gerekir.
Otomobil fiyatları, Şubat ayından bu yana yüzde yirmi artış gösterdi. Bir de hemen hemen yüz elli bin liralık köpük ücret talep edilmektedir ki bu ekonomimizi vurulan bir darbedir. Bu konularda yöneticilerimizin bir şey yapmaması da düşündürücüdür...
Halkımız, her halde de soyulmaktadır... Ama, alan kârlı çıkmakta. Çünkü, bir ay sonra aynı fiyata o malı almak mümkün görülmemektedir.
Sonuç,
Seçimden sonraki ekonomik yapımız hiç de iç açıcı değildir.
Bizim teklifimiz, yatırım yapacaklar şimdi yapsın veya tasarrufa yönelsin. Bu olumsuzluk atmosferi, iki bin yirmi beş yılına kadar devam eder, diye düşünüyorum. O tarihten sonra, Türkiye daha sakin bir döneme girecektir, derim. Tabii ki olağanüstü bir gelişme olmazsa...
Seçimin toplumumuza hayırlı olmasını dilerim...
Sağlıcakla kalın...