Türkiye’de Halk Ağzından SÖZ DERLEME DERGİSİ – 3. CİLT: - TDK yayınları; “L - Z” – 1942 yılı. 1517. s. yerdeş (ad) = Hemşehri, bir şehirden, bir kasabadan..(Reşadiye köyü >)

DERLEME SÖZLÜĞÜ; 11. CİLT – TDK yayınları – 1963 yılı.
4250.s. yerdeş (ad) = Yerdeş, ildeş, hemşehri. (Reşadiye *Üsküdar -İstanbul)
SONUÇ:
TÜRKİYE TÜRKÇESİ’nde unutulmaya yüz tutmuş “YERDEŞ” sözünün işlek, yaygın biçimde kullanılarak Farsça “hemşehri” sözünün yerine kullanılması;
AZERBAYCAN TÜRKÇESİ’nde: Farsça “h?mş?h?r”, “h?mş?h?rli” Farsça - Türkçe “h?myerli” yerine Türkçe “YERD?Ş” sözünün kullanılması;
GAGAUZ TÜRKÇE’sinde: Farsça “emşeri” sözünün yerine Türkçe “YERDEŞ” sözünün kullanılması;
TÜRKMEN TÜRKÇE’sinde: “Yerdeş” sözü unutulmuştur. Yerdeş anlamında Türkçe kökenli “İ:LDEŞ” ile “YURTDAŞ” sözleri kullanılmaktadır. Ancak, bu sözlerle birlikte “yerdeş” sözünün de diriltilerek işlek, yaygın bir biçimde kullanılması başka Türk toplulukları arasında “Dilde Birliğe” yakınlaşması bakımından olduğu gibi, bu Türkçe kolunun bayıması, varlılaşması (zenginleşmesi) bakımından çok yararlı olacaktır.
Çağdaş Uygur: “YERDEŞ / YÉRDEŞ”;
Özbek “YÉRDÅŞ”;
Kazan Tatar “CİRDEŞ”;
Kazak: “JÉRLEŞ”;
Kırgız, Karaçay - Balkar: “CÉRDEŞ”.. biçimlerinde kullanılmakta olan bu Türkçe sözün unutulmaması, daha diri, daha işlek, daha yaygın biçimde kullanılması için bu yazıyı yazdım.
Araştırıp sunmak bizden, kullanıp işlek duruma getirmek Türk budunundan.YERDEŞ, HEMŞEHRİ ile HEM - CÂYÎ
Bu yazı bir dil bildirimi (tebliği) biçiminde olsa da gerçekte bir dil ağıtıdır.
Türkçenin unutulmuş, unutturulmuş Türkçe kökenli söz varlığının çok kullanılarak diriltilmesi için bir girişimdir, atılımdır.
Bu yazıda Türkçenin bilgisizlik, bilinçsizlik yüzünden unutulmuş bütün sözlerinin “bu yazıda” belgisi olarak işlediğim, Türkiye, Çağdaş Uygur: “YERDEŞ / YÉRDEŞ”; Özbek “YÉRDÅŞ”; Kazan Tatar “CİRDEŞ”; Kazak: “JÉRLES”; Kırgız, Karaçay - Balkar: “CÉRDEŞ”.. biçimlerinde kullanılan sözü kaynaklara dayalı olarak göz önüne sermeye çalıştım.
Bu söz ile yansımaları Türkçe olduğu, sezilebilir olduğu için, Türk toplulukları arasında dil köprüsü kurulması için işlekleştirilerek, yaygın olarak kullanılmalıdır.
Bu sözcüğün İŞLEK (günlük yaşayışta, sözlü, yazılı - görüntülü olarak sıklıkla), YAYGIN (yurdun, Türk topluluklarının bütün yörelerinde) biçimde kullanılmakta olsaydı, bu sözcükten: YERDEŞÇİ, YERDEŞÇİLİK, YERDEŞÇİL, YERDEŞÇİLLİK… gibi düşüncelerimizde var olan, söz varlığımızda olmadığı için tıkanıp kaldığımız onlarca kökteş söz ile daha çok sayıda eylem türeyecekti!
Yine olur! Bilgi olursa, ang - bilinç olursa, sürekli sağlam kaynaklara dayalı bilimlik bilgilerle el ulus kandırılırsa (iknâ edilirse), yine olur. Bilgi bilinçlenmeye (şuurlu olmaya), bilinçlenme ülküye yol açar.
Türkçede bir kavramı (mefhumu) karşılayan Türkçe söz varken on yıllar, yüzyıllar içerisinde “Türklerin egemen olduğu (!) yerlerde bile” o sözün unutulması, nasıl, hangi ayrıksı, hangi dar kavrayışlı yönelişle olur, olabilir?
“Birçok durumda Türkçe karşılığının yalnız yörelerde, çok seyrek kullanılması” Türkçesinin yerine alıntı sözün işlek, yaygın biçimde kullanılması, salt dilbilim açısından değil, Türklerin bağlılık duygusunun, düşünce yapısı ile kendi değerlerini koruyup geliştirme, geliştirebilme yeteneğinin irdelenerek belirlenmesi bakımından da gerekli bir çalışmadır.
Söz varlığı kökenini belirlerken “bugünden geçmişe” gidilerek yapılacak bilimlik çalışmalarla varılan sonuç bu toplumun hangi dönemlerde, hangi inanç yönlendirmeleri, üretim - geçinme dar boğazları içerisinde kalarak başta dil olmak üzere ulusu bir, bütün kılan, değerlerinden koparak birbirinden uzaklaştıran olguları da göz önüne sermektedir.
Bu yazıda Türkçenin söz varlığında yer alan bir kavram ile bu kavramı karşılayan iki söz üzerinde açıklayıcı bilgiler vererek duracağız: Bu iki söz Türkçe “yerdeş” ile Farsçadan Türkçeye girmiş “hemşehri, hem - câyî” sözleridir.