11 Aralık Dünya Dağlar Günü... Bizim kültürümüzün en önemli coğrafi ve mekansal kavramı dağlardır.

11 Aralık Dünya Dağlar Günü...
Bizim kültürümüzün en önemli coğrafi ve mekansal kavramı dağlardır.
Altay Dağları, Ural Dağları, Tanrı Dağları, Kafkas Dağları, Toros Dağları, Karpat Dağları, Balkan Dağları ve adını yine Türklerin koyduğu Alp Dağları ve diğerleri...
Başımız sıkıştığında sığındığımız yer.
Avlak alanımız. Bin pınalı su kaynağımız...
Bizim koruyucumuz, sığındığımız ve varlığımızın kaynağı dağlar...
Ergenekon yurdun adı...
Börtecine kurdun adı...
Dört yüz sene durdun hadi...
Çık ey! Yüz bin mızrağımız...
Sığındığımız yerden çıkışımızda bile zorluk ve asalet var. Demir dağı eritip cihana hakim olduk...
Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi'nin eşik taşı dağlardır...
Sırtını dağa dayayan Turan Coğrafyası'nın insanları büyük işler başarmışlardır...
Anadolu' ya  ikinci gelişimizde de Erzurum Dağları, Orta Toros Dağları bizi çok etkilemiştir...
Sonra tüm Anadolu bizim olmuştur...
Dağlar, bizi besleyen, yaşatan, türkülerimizi söylediğimiz, sevdiklerimizle aramızda kalmışsa hayıflandığımız, savaşırken taktik geliştirdiğimiz fiziki yükseltilerdir...
Tüm savaşlarımız hep dağlar, tepeler arasında olmuştur.
Dağlar, su kaynaklarının, gözelerin doğduğu yerdir... Hayat kaynağımız suyun ana rahmidir... Toplumlar, dağlarına sahip çıkarlarsa ayakta kalırlar... Tarihte gördüğümüz tüm kahramanların dağlarla bir hikayesi vardır. Destanlarımızın ana konusu da dağlardır...
Engebeli arazi, savunma savaşı içinde çok önemlidir... Büyük fütuhatlar yapan komutanların kolay başarı sağladıkları alanlar, düz ovalardır. Attila, Cengiz, Napolyon, Hitler, İskender ve diğer komutanlar ve liderler, uzun mesafeleri dağların olmadığı alanlarda aşmışlardır... önlerinde dağ engeli yoksa daha hızlı ve çabuk zafere gitmişlerdir... Dağ engeli varsa orada uzun süre kalmışlardır...
Günümüzde dağların düşmanları:
1-Bitki örtüsü olarak ormansızlaşma...
2- Vahşi madencilik...
3-Res'ler...
4-Vadiler için Hes'ler...
5-Nüfus artışıyla birlikte rant paylaşımı uygulamaları...
6-Doğal su kaynaklarının çevre kirliliğiyle kullanılmaz olması...
7-Dağlar arasında mevcut fay kırıklarıyla oluşan sıcak su, termal faaliyetler ve Jes'ler...
8-Vahşi avcılıkla doğal hayatın bozulması...
9- Termik santralları, Pm-2,5 değerlerinin ölçülmemesi sonucu doğa tahribatı ve bundan, insanlar dahil ne kadar canlı varsa tümünün olumsuz etkilenmesi gibi gibi facialar karşımıza çıkmaktadır...
10- Sanayileşme, konut edinme uygulamaları, rant uğruna dağların talan edilmesi insanlığı bekleyen önemli bir tehlikedir, diyebilirim.
Su, hava ve toprak kayıpları, kolay telafi edilecek şeyler değildir... Bu yüzden dağlarımıza sahip çıkmalıyız...
11-İklim değişikliklerinin ve kuraklığın dağlardaki bitki örtüsünü yok etmesi gibi tehlikeleri görmekteyiz...
Son sözümüz, dağlara sahip çıkalım ve gelecek nesillere "yaşayan dağları" miras bırakalım.
12- 11.Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2023 yılında bitmektedir. Mevcut dağ durumumuzu lehte ve aleyhte inceleyerek dağlarımız için yeni, koruyucu tedbirler almalıyız...
Yine, koruyucu önlem için" Dağ ve Çevre Polisliği" ihdas etmeliyiz... Böylece, tüm doğamızı korumuş oluruz...
İnşallah yapılır... Siyasi partiler de bu işi parti programlarına almış olurlar ve dağlara sahip çıkarlar, diye düşünürüm.
Yoksa, gittiğimiz bu olumsuz yollar, çıkmaz sokaktır, derim.
Bilgi edinmeniz dileğiyle...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...