.

Bir gün ,Türk Dünyası'nın bence en büyük şairi, Prof. Dr . Mehmet İsmail dostumdan bir haber geldi.
"Bey'im, Çanakkale' de senin mutlaka tanıman gereken yabancı ama Türk hayranı bir bilim  insanı ve senin de yakından tanıdığın, Prof. Dr. Aydın İbrahimov geldi" ,dedi.
 "Bu dostlarla bir televizyon programı yapsak iyi olur", dileğinde bulundu.
Teknik imkansızlıklar içinde bir kayıt yaptık. Yalnız,yayınlanma kalitesinde olmadığı için yayınlayamadık.
Bu dostlarımızla yaptığımız programın muhtevası ile ilgili zaman zaman paylaşımlar yaparak ,sizlere ,bizimle ilgili değerlendirmeleri anlatacağım.
Aydın İbrahimov ise,SSCB döneminde ,Azerbaycan Parlamentosu Başkanı'nın oğlu. Çok ünlü bir coğrafyacı.
İklim değişikliklerinin tarihin oluşumuna etkileri, üzerine yaptığım çalışmalara ,ufuk açıcı katkılar yapmıştı. Yine ,Kürk Yolu üzerine yaptığım çalışmalara katkı sağlamıştı.
Şu an Ege Üniversitesi'nde çalışan, çok önemli bir bilim adamıdır.
Beni asıl etkileyen, Hollandalı bir Hanım Efendi olan ve Rusça eğitim alıp Azerbaycan'da Doktora çalışması yapan,Dr. Sara Crombach'ın bizimle ilgili değerlendirmesidir.
Sara Hanım, en çok üzüldüğü şeyin; Türk Gençliği'nin , milli şuurunu kaybetmesine hayıflandığını ifadesiydi ki bizi ,sonradan içimize girip bizim kültür değerlerimize hayran olup bunların çok hızla yıprandığını görmesi ve bunu dile getirmesidir.
"Türkler, bilhassa gençlerinizin ideal yapıdan uzaklaştığını, tek dertlerinin iyi araba sahibi olmak, iyi bir telefona sahip olmakla sınırlı kaldığını" ifade etmesiydi.
Çevremize baktığımızda ,yeni nesildeki yıpranma ve hedefsizliği biz de görüyor,Türkiye'nin geleceği açısından kaygılanıyorduk.
Bunu bir yabancı söyleyince ,biraz sarsıldık.
Yeni nesilde ; birlikte yaşama, bayrak ,vatan, ezan, iman, çok çalışma, zora talip olma, Türkçe'ye sahip çıkma gibi değerlerin çok aşındığını belirtti.
Yine, Hollanda'da herkesin İngilizce konuşmaya başladığını, Hollanda dilinin ikinci dil durumuna doğru gerilediğini ifade etmesi,beni daha çok düşündürttü.
Fütüristlerin 2300' lerde,yer yüzünde üç dilin kalacağını,Herkesin  İngilizce konuşacağını, Musuki dilinin İspanyolca olacağını ve en iptidai dil olarak medeniyetten kopuk, çölde yaşayan Arapların kullandığı Arapça'nın kalacağını ifade etmesiyle  Sara Hanım'ın ,kültür emperyalizminin etkileri ve sonuçları konusundaki sözleri bizi düşünmeye sevk ettti.
Yaklaşık 300 yıl sonra, dünyada dil geleceğimizin bu olacağının ip uçlarını vermesi, bizi üzdü.
Batı kaynaklı maşaların, bizi esir almak için 15 Temmuz'da kalkışmasının arka planında birazda bu projeyi hızlandırmak yatmasın!.
*****
 Türk İnsanı ,tarihine ve diline sahip çıkarak bu pisliklerin emellerini kursaklarında bırakmış oldu,derim.
15 Temmuz'u bir de bu gözle görmekte fayda var,derim.
Bu vesileyle 249 şehidimize Allah'tan rahmet, 2200 kadar yaralımıza da acil şifalar dilerim.
Bunların bir daha yaşanmaması için de  Allah'tan dileğim  :
"devlet adamlarımıza; akıl,izan ve basiret versin!"
 "Amin!"