ÇOMÜ Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan Prof. Dr. Ozan Yılmaz’a Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), genç bilim adamları büyük ödülüne layık görüldü.

ÇOMÜ Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan Prof. Dr. Ozan Yılmaz’a Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), genç bilim adamları büyük ödülüne layık görüldü. ÇOMÜ’deyken hocası olan Bünyamin Nami Tonka bu öğrencilikten büyük başarıya giden yolu köşesinde anlattı.
 
Fen- Edebiyat Fakültesi'nde çalıştığım dönemde, bölüm kurulumuz toplanmış ve yeni Eğitim ve Öğretim yılında yapılacaklar üzerinde görüş alış - verişi yapıyoruz... Bu yıl yeni kayıt yaptırmış birinci sınıfların Danışman Hocalığı'na ben bakacaktım...
Yeni dönemin ilk dersi, öğrencileri tanımakla geçiyor...
Genelde, Doğu ve Güneydoğu'dan gelen öğrencilerimiz çok zayıflar... Bu bölümü nasıl kazandıklarına şaşıyoruz...
Bu arada, o yıllarda Fakültemizin tüm birinci sınıflarının Türk Dili Derslerine ben giriyorum...
Haftalar ilerledikçe dil ve edebiyata ilgi duyan öğrenciler dikkatimi çekmeye başlamıştı...
Diğer bölümlerde de, dil ve edebiyat bölümü öğrencileri gibi güzel kağıt veren öğrencilerim vardı... Onları da kendi bölüm hocalarına söyleyerek bu öğrencileri akademik dünyaya kazandıralım, telkininde bulunuyorum... Şimdi birçoğu Docent seviyesinde bulunan ve profesörlüğü gelen öğrencilerimiz var... Zaman zaman onları ziyaret ediyorum...
Bizim bölümde ise üçüncü sınıfta, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Metotları dersinde çok farklı çalışmalarla başarılı öğrencilerin seçimini yapmış oldum... Onlara, öğretmenlik için formasyon aldırdım... Bilimsel çalışmalar için de, Türk Dünyasının önemli şahsiyetleri ve eserlerini uygulama ödevi olarak verdim... Bu çalışmayı yapanlar, bir öğretmen tavrıyla kendi çalışmalarını bize anlatıyorlardı...
Bu bilimsel hayata geçiş için benim adıma bir ölçüydü... İşte bu öğrencilerimden birisi de Ozan Yılmaz'dır... Bana, doktora tezi gibi bir çalışma getirmişti... "Sultan Galiyev" üzerine bir çalışma, belki de bizim üniversitelerimizde ilk defa yapılıyordu... Bu çalışmayı bastırtmak için çok çalıştım ama, Türkiye'de kültür ve bilim para etmediği için bu çalışmayı kitap olarak yayınlayamadık... Daha sonra 28 Şubat döneminde mevcut Rektörce görev sürem uzatılmadı ve Üniversite'den atılmış olduk... Ama, öğrencilerimi takip etmeye devam ediyordum... Ozan, bizim bölüm hocaları Antep'e ve daha sonra Sakarya'ya geçtikleri için Ozan'da bizim Reis'in( Prof. Dr. Vahit Türk) yolunu takip etti ve bu üniversitelerde çalıştı... Bu arada Yüksek Lisans ve Doktora çalışmalarını yaptı... Sakarya'da çalışırken de önce Docent ve sonra da Profesör oldu...
Ben, daha çok Yeni Türk Edebiyatı üzerine çalışmasını ve "Tanzimat sonrası Türk Edebiyatının Sosyolojisi" ni çalışmasını istiyordum... Ozan, çok çalışkan bir öğrenciydi... Bizim bilim alanlarımızın hepsinde de başarılı olurdu... O, metin şerhleri üzerine çalıştı ve bu arada Şu'uri 'nin bir sözlük çalışmasını günümüz Türkçesine aktardı... Bu çalışmalar, insan için sosyal hayatın bittiği ve zaman kavramının unutulduğu bir çalışma temposunu gerektirmektedir... Ozan' ın sınıfından en az on tane daha bilim adamı çıkabilirdi... Onlar, kısa yoldan hayata atılıp öğretmen oldular... Ozan'ın büyük bir fedakarlıkla yaptığı çalışma kendisine TÜBA( Türkiye Bilimler Akademisi), genç bilim adamları büyük ödülünü almasını sağlamış oldu... ÇOMÜ, Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, o dönem çok iyi ve ahenkle çalışan bir bölümdü... Güzel işler yaptık ve iyi öğrenciler yetiştirdik...
Ozan, bilim hayatına Çanakkale 'de başladı... Aslında, ÇOMÜ, Çanakkale Valiliği, Çanakkale Belediyesi, Çanakkale İl Kültür Müdürlüğü bu genç bilim adamımıza ayrı ayrı ödüller ve beratlar vermeliydi... Ama, bu genç bilim adamımızdan kimsenin haberi bile yok...
Yazık ki ne yazık!
Bu ödülü, Kimya alanında alan genç bilim adamı, yeğenimiz Dr. Gürsel Sönmez, Polimer Kimya üzerine dünyada ilk beş bilim adamı arasındaydı ve şaibeli bir kaza sonucu İstanbul'da vefat etti... Bu konuda yüreğimiz yanmakta... Şimdi aynı ödülü sosyal bilimler üzerine, Ozan Yılmaz'ın alması beni çok sevindirdi... Türkiye'de fırsat verildiğinde nelerin nasıl başarılacağının örneği Ozan Yılmaz'dır... Tabii ki, onu yetiştiren hocaları, kendi görüşünüzde değil, diye üniversiteden atarsanız, bilimin gelişmesi sekteye uğrar...Ozan'ın yetişmesine katkı sunan hocalarımızdan ÇOMÜ'de bir tek Dünyaca ünlü Şairimiz, Dostumuz Prof. Dr. Mehmet İsmail kalmıştır...
Tabii ki, kurumsal kimlikten haberi olmayan kişiler yönetici olursa bilimin ilerlemesi mümkün olmaz...
Prof. Dr. Ozan Yılmaz' a Türk Kültürüne yaptığı katkılardan dolayı çok teşekkür ederim...
Tabii ki, Türk'e hizmet etmeyi şiar edinmiş bilim insanlarımızın sayısının artması en büyük dileğimizdir... Yine, çok çalışılarak çok çok güzel eserlerin ortaya çıkmasında, durup dinlenmenin Ozan ve arkadaşlarına yasak olduğunu bir kez daha hatırlatır, daha güzel eserler beklediğimizi de ifade ederim...
Ozan, seninle gurur duyuyorum...
Aferin...
Seni kucaklıyor...
Gözlerinden öpüyorum...
Bilim adına, yolun açık olsun...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...