.

Türk Dünyası'nın büyük bir şairi...
1893 yılında Kuzey Kazakistandaki Sasık Göl kenarında, konar göçer hayat yaşayan bir Kazak avılında doğmuştur...
Babasının adı Beken, annesinin adı Gülsim' dir.
Başkurt bir Hoca'dan dersler almış. Daha sonra Kazak kültürünü oluşturan destan ve hikayeleri okumuştur... Yeni usul üzerine eğitim alarak dil bilgisini geliştirmiş ve komşu milletlerin dil ve edebiyatını da öğrenmiştir... İlk şiirlerini medrese eğitimi sırasında yazmıştır...
Abay Kunanbaylı'ın tesirinde şiirler yazmıştır.
Ufa' da eğitimine devam ederken Hocası Galimcan İbrahimov'un yardımıyla ilk şiir kitabı Çolpan'ı çıkarır...
Ünlü Kazak Milliyetçisi Mircakıp Duvlat ile tanışır... Ondan Rusça öğrenir... Rus Edebiyatı ve Batı Edebiyatı şiiri üzerinde bilgisini artırır...
Kazak Aydını Ahmet Baytursunlu'nun Kazak Gazetesi yazı heyetine katılır orada şiirler yazar...
Mağcan, Rus Öğretmen Okuluna gider ve başarıyla bitirir. Öğretmen olur...
Evlenir...
Alaş Orda Partisine katılır...
Maarif Komisyonu üyesi olur...
Alaş Orda Hükümetinin dağıtılmasıyla yeni kurulan Kazakistan Hükümetinde Maarif Komiseri olur.
Hürriyet Bayrağı isimli gazetenin redaktörü olur...
1919 yılında eşi Zeynep Hanım, Oğlu Gracdan'ın doğumu sırasında ölür... Oğlu da bir yıl sonra vefat eder...
1922 yılında Zeliha Hanım'la evlenir... Bu evliliği ölümüne kadar devam eder...
Taşkent'e gider ve orada bilim komisyonu üyesi olur.
Milli Dergilerin çıkarılmasında rol oynar.
Bu arada, Moskova'daki Türk Öğreciler, onun şiirlerini okuyarak yetişmektedir... Milli heyacan ihtiva eden bu şiirler Marsist değerlendirmeye tabi tutulur ve" EskiTarihi övdüğü, milliyetçiliği terennüm ettiği ve ferdiyetçiliği yücelttiği " için suçlu bulunur...
Kazak Komünist Partisince" Milliyetçi, Türkçü, zengin taraftarı ve ferdiyetçi "olmakla suçlanır...
1924'te Moskova'ya gider. Hakkındaki suçlamalar devam eder 1927'de Kazakistan'a döner... 1929'da Kızılcar'da öğretmenlik yapar...
Yine, 1929 yılında tutuklanır. 10 yıl hapse mahkum edilir... Rus Yazar Maksim Gorki'nin yardımıyla hapisten çıkar... Kızılcar'a döner... Orta Mektep'te Rusça Öğretmenliği yaparken 30 Aralık 1937 tarihinde tekrar tutuklanır ve kendisinden bir daha haber alınamaz...
Kasap Stalin tarafından yok edilmiştir...
Türk Dünyası önemli bir evladını kaybetmiştir...
Durağı cennet olsun...
Türkiye Türkleri olarak bu değerlerimizden hiç haberimiz yoktur...
Bugün onun öldürülüş yıl dönümüydü...
En azından biz hatırlamış olalım istedim...
Türkiye'de bir Mağcan Cumabayoğlu kültür merkezi kurmak gerekli, derim...
İnşallah yapılır...
Ha!
Üniversitelerimiz bu değerlere ne zaman sahip çıkacaklar hep merak ederim...
Kültürel yozlaşma bu değerlerinin öğrenilmesiyle azalır yok olur...
Öğrenmeniz dileğiyle...