Gizemli koyları, sakin deniziyle bir cennet gibi kucaklıyor sizi Assos.
Zeytin ağaçlarıyla bezeli yemyeşil tepeleri seyrederek yol alıyoruz Assos’a doğru. Sıcaktan bunalmış bir şekilde yoldan geldiğimiz için ilk yapmak istediğimiz denize girecek bir yerler bulmak. Bunun için hiç zorlanmıyoruz burada. Heybetli taşlardan oluşan limanın plajı karşılıyor ilk olarak bizleri. Tahta iskeleden girilen deniz ise sıcacık yeşilin güzelliğini yansıtıyor. Assos Limanı, daracık taş sokakları, yüzlerce yıllık taş evleriyle ilgi çekiyor. Bölgedeki butik oteller ve balık restoranları gayet hoş görünüyor. Yüzyıllık bu bölge ve yapılar hala eskisi gibi sanki, tarihin kokusu hala üzerinde. Antik limanın kalıntılarını görebileceğiniz bölgede balık tutanlar, eski çağlardan günümüze gelen yaşamı gözler önüne seriyor. Burası araçla dolaşılabilecek bir yer olmadığı için aracınızı biraz uzağa park edip yürümeniz gerekecek, ancak eminiz ki bu yürüyüş size iyi gelecek.
Kadırga Koyu
Biraz daha ilerliyoruz ve karşımıza muhteşem güzelliği ve gizemiyle Kadırga Koyu çıkıyor. Çok sayıda konaklama tesisinin bulunduğu koy, tatilcilerin uğrak noktası halinde. İlerlemeye devam ederken karşımıza çok sayıda konaklama tesisi, beach ve kamp alanı çıkıyor. Yeşil Liman, Koruoba Sahil, Sivrice ve Sokakağzı’nı denize girebileceğiniz diğer koylar olarak sayabiliriz. Son yıllarda turizme önemli katkısı olan bu koylar, yerli yabancı pek çok turistin ilgisini çekiyor.
Assos, Çanakkale’nin Kuzey Ege'de yer alan Ayvacık ilçesine bağlı bir köy. İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere 5-6 saat uzaklıkta olması Assos’un tercih edilen yerler arasında olmasının sebepleri arasında. Ancak büyükşehirlerden Assos'a direk otobüs seferleri bulunmuyor. Firmaların otobüsleriyle Ayvacık, Küçükkuyu ya da Altınoluk'a ulaştıktan sonra Assos'a saat başı kalkan minibüslerle ya da taksi ile ulaşabilirsiniz.
Bir zamanlar boya sektörünün hammaddesi olan palamut, Assos’un en önemli geçim kaynaklarından biriymiş. Günümüzdeki Antik Liman’dan dışarıya ihraç edildiğini öğreniyoruz. O dönemlerde geçim kaynağı olan palamudu depolamak için taş kagir depolar yapılmış. Şimdilerde bu depolar restore edilerek butik oteller haline getirilmiş.



Surlar ve Nekrapol
Assos Antik Kenti’nin çevresi 3200 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğinde surlarla çevrili. Surların M.Ö. 4. yy'da inşa edildiğini öğreniyoruz. Tam bir tarih bölgesi. Kente giriş ve çıkışı sağlayan iki ana kapı bulunuyor. Doğu ve batı kapılarının önündeki alanın nekrapol(mezarlık) olarak kullanıldığını bilgilendirici levhalardan okuyoruz.
Athena Tapınağı
Kentin en yüksek noktasında Athena Tapınağı bulunuyor. Arkaik çağ'da Anadolu'da yapılan ilk ve tek dor düzenindeki tapınak, hala eskisi gibi büyüleyici. Zeus’un kızı olan Athena kentin koruyucu tanrıçasıymış. Eski dönemden kalma sağlam sütunlardan alınan örneklerle, eskisine uygun olarak yapılan sütunların ucuna doğru baktığınızda, hafif rüzgarla birlikte sanki göklere doğru uçacakmışsınız gibi hissediyorsunuz.



Amfi Tiyatro
Antik kentin güneyinde karşısına Midilli Adası'nı almış olan tiyatronun bir deprem sonucunda yıkıldığını öğreniyoruz. Yaklaşık 2 bin 500 kişilik tiyatro, doğal bir kaya oyuğuna yapılmış. Tiyatronun yıkılan duvarları restore edilerek yeniden yapılmış. Günümüzde bölgede gerçekleştirilen festivallere, konserlere, etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Biz festival zamanı gitmediğimiz için buna şahit olamadık ancak herkes antik tiyatroda bir etkinliğe şahitlik edilmesi gerektiği konusunda hem fikir. Yüzyılların havasında, Midilli’ye karşı bir konser izlemek hiç de fena olmazdı sanıyoruz.

Haber: Mehmet Güler