31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlere adaylar çalışmalarını hızlandırdı. Çanakkale Belediye Başkan Adayı Kunt da en çok çalışan adaylardan. Boğaz Medya’nın canlı yayın konuğu olan Kunt, kendisinden şöyle bahsetti; “Çanakkale doğumluyum. Milli Piyango Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Ekonomi kazandım.  Tüccar bir babanın oğlu olarak aslında bir esnaf çocuğuyum ve hep tezgahın arkasında çalışarak büyüdüm. Marmara Üniversitesi ekonomiyi bitirdikten sonra  finans yüksek lisansı ve NBA derecem var. Sonrasında Sabancı Holding ve Yıldız Holding gibi şirketlerde bir süre yöneticilik yaptıktan sonra vatani görevimi tamamlayıp tekrardan sevdiğim memlekete, Çanakkale'ye geri döndüm.

2012 yılında kendime ait bir şirketim var. O şirketimizi de bugün hala hayata devam ediyor ve o şirketimiz bugün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde yapılan Türkiye'nin en hızlı büyüyen yüz şirketi arasına üst üste iki kez girme başarısını gösterdi.”

Siyasete nasıl girdiniz?  

“Başka bir parti siyaset yapmadım. İYİ Parti'nin kuruluşuyla birlikte bir teklif geldi benim için de sıcaktı. Gençlere fırsat veriliyor olması benim için çok kıymetli. Biz de o gün o fırsatı bulduk. Kuruculardan olduk. Sonrasında da dediğim gibi biz kendimizi gösterdikçe parti de bize fırsat verdi.

Oradaki büyüklerimiz, arkadaşlarımız da fırsat verdi. Böyle başlamış olduk ama aynı zamanda ben sivil toplum kuruluşlarında da aktif olan bir arkadaşınız, kardeşinizim. Ticaret ve Sanayi Odasında iki dönem de meclis üyesiyim. Aynı zamanda da ÇASİAD Çanakkale Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nde iki dönemdir yönetim kurulu üyesiyim.”

BAŞKAN ADAYI OLMAYI NEDEN İSTEDİNİZ?

Siyasete giren herkesin gönlünde elbet bir şey yatarım Ama benim aslında bu mücadelemin ve serüvenimin başında böyle bir hayal yoktu.

Bu biraz dediğim gibi deneye, deneye, deneye ve sonuç alamadığınızı gördüğünüzde artık bir yerde bir hayal kırıklığına uğrayarak isyan ediyorsunuz. Diyorsunuz ki ya biz Çanakkale için sivil toplum kuruluşlarında bir şeyler deniyoruz.  Bir esnaf olarak bir şeyler deniyoruz. Belediye meclisinde bir şeyler ama bir türlü vatandaşa bunu aksettiremiyoruz ve vatandaşı etkileyemiyoruz.

Hayal ettiğinde tabii tabii. Hayal etmiştim. Bu şehirde büyümüş biri olarak. Ama dediğim gibi o hayal kurmakla, hayalperestlik arasında çok ince bir çizgi var. Biz o hayalleri kurduk. Şimdi artık diyoruz ki sloganımız da bu zaten. Bizim artık hayallerimiz değil, hedeflerimiz var.  O hayalleri hedeflere çevireceğiz inşallah

Artık partilerin üzerinden siyasetin yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Çünkü partilerin bizi bir alana kıstırdığını. Hem seçmeni hem de siyaset yapacak o siyasetçi dediğimiz kişileri kısıtladığını düşünüyorum. O sebeple de elimden geldiğince kavga etmeden kayıkçı kavgasına girmeden sadece Çanakkale'nin sorunlarını konuşmak üzerine bir stratejim ve kampanyam var.  Burada da amacım şudur. Ne yazık ki yıllardan beri Çanakkale'de Çanakkale'nin sorunları yerine sen ondansın ya da bundansın diyerek bir kayıkçı kavgası var.

 

Siyasi ayrım tabii kutuplu hayat var. Yani Çanakkale'de böyle stabil bir durum var. Tabii aslında bu Türkiye'de de var. Sadece taraflar değişik. Evet. Bu iki kutuplu siyasi hayat da size açıkçası Çanakkale'yi Ne yazık ki hizmetin gündemde olmadığı ideolojilerin gündemde olduğu ya da işte tarafsınız. Ya tarafsın ya bertarafsın. Bir ortama getiriyor sizi. Bu seçmen de özgürlüğünü kaybettiğinde Çanakkale'de hizmet noktasında eksik kalıyor. Ya da beklediği hizmeti alamıyor. Evet. Ben bunun dışında olan bir hani siyasette kendimi öyle görüyorum.

Bir parti ile değil, Çanakkale'nin sorunlarıyla gündeme gelmek istiyorum. Çünkü Çanakkale'nin artık gerçekten hizmete ihtiyacı var. Biz Çanakkale'de birçok fırsatı kaçırdığımıza inanıyorum. Çanakkale'nin potansiyelleri bir Avrupa şehrinden bile çok daha fazla olabilecek bir şehir. Dünyada üç tane boğaz var. Birisi burası.  Ben yurt dışında çalıştığım dönemde de arkadaşlarım vardı farklı milletlerden. Size sorarlar derler ki Nerelisin? Anlatmaya çalışırsınız. Çanakkale işte West of Turkey dersiniz yani batısındanım Türkiye'nin dersiniz.

Ve müthiş fırsatlarımız var. Bunu kullanabilmemiz, işte dalış turizmini. Gallipoli Gelibolu'yu kullanabilmemiz için çok fırsatımız var ama dediğim gibi bu noktada biraz zayıf kalıyoruz.”

 

Peki size göre bir belediye başkanı nasıl olmalı?

Çanakkale'de seçmenin bir tarafa karşı bir antipatisi var. Ve diyor ki o taraf kazanmasın diye biz bu tarafa oy verelim. Tamam. O yüzden de bazı hizmet noktalarında eksiklikler yaşıyor. Çünkü dediğim gibi ceket siyaseti başlarsa hizmet geri planda kalır.

Biz mecbur değilsiniz düsturuyla yola çıktık. Yani ben diyorum ki Çanakkale vatandaşlarıma, ne o tarafa, ne o tarafa oy atmak zorunda değilsiniz. Mecbur değilsiniz. Bir alternatifiniz var. Bu alternatif genç esnaf sizden biri.

Beni iki tarafa da yakıştıramazsınız.

Bunu her ne kadar dezavantaj olarak söylemeye çalışsalar da bazen değersizleştirmek için söyleseler de ben otuz sekiz yaşındayım. Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a çıktığı yaştayım diyorum. Yani Sayın İsmail Özay'ın otuz altı yaşında belediye başkanı olduğu bu Çanakkale'de ben aslında beş yaşında evladı olan ve de yaşında olan Çanakkale'ye hizmetin tam yaşında olan bir kardeşiniz, bir arkadaşınızım. Evet. Öyle söyleyeyim. Çanakkale'de de aslında derdimi bölmek değil. Toplamak. Ben bu iki tarafa bölünmüş olan Çanakkale seçmenini toplayan bir adayım. Şu anda bütün herkes sokakta bunu en iyi ben Mensupları görüyordur.

Çünkü hepsini Cumhuriyet Halk Partili olduğunu söylemekte yanlış olur. Evet. yani böyle bir şey yok. Bunu da şöyle çok iyi anlayabilirler. On dört Mayıs seçim sonuçlarında yedi mahalleye baktığınızda yani belediye başkanlığına oy kullanacak yedi mahalle sonuçlarına baktığınızda Zaten İYİ Parti'yle AK Parti aşağı yukarı aynı oyları aldılar. Aynı oyları aldıkları için biz iki taraftan da oy alan alternatif olan ve toplayan bir aday olarak ben diyorum ki AK Parti'nin şu anda nereden oy alacak da birinci parti olacak? Öyle bir ihtimali yok.”

Çanakkale'nin sorunlarını çözeceğiz

Kimseyle ittifak yapmak gibi ne bir gayemiz, ne bir amacımız var. Hiç kimse merak etmesin. Ben üç nesildir. Çanakkale ticaret yapan bir ailenin mensubuyum. Ben ne evladıma, ne kendi aileme bana bugün buradayken aday verenlerin yarın kötü bakışlarını ne yazık ki miras bırakamam. Kimse kusura bakmasın.

Ben bugün buradayken oy alacağım. İnşallah da buradayken siyaseti yani daha doğru Belediye başkanlığını bırakacağım. Kimsenin böyle bir şüphesi olmasın lütfen.

Hani biz dede, baba, işte böyle çok motive eden, ondan sonra hani bir kişiyi Çanakkale. Evet. Şimdi değişecek. Evet. Profiller de çok farklı. Dolayısıyla size göre bu profil nasıl olacak bundan sonra bir kardeşleri, bir arkadaşları olmuş olacak. Öyle söyleyelim. Orada bir profil değişikliği olacak. Evet. Daha dinamik. Daha vizyoner bir şekilde gündemi takip eden, dijital çağa ayak uyduran bir yönetim anlayışıyla yöneteceğiz.

 

Belediye meclisiyle birlikte bu şehrin on senesi yirmi senesini, hatta otuz senesini planlamaktır. Evet. Belediye başkanı bunu planladığı zaman kıymetlidir. Çünkü bugün ne yazık ki biz çöp konuşuyoruz Çanakkale'de hala. Trafik konuşuyoruz, sokaklarımızın temizliğini konuşuyoruz. Kaldırım, yol konuşuyoruz. Ama bunlar belediyenin yapması gereken asli görevlerdir. Belediye başkanı kim olursa olsun, bir gün iki gün arayla da olsa bunlar yapılır aslında. Doğru yönetildiği zaman. Asıl konu Çanakkale'yi doğru planlamaktır. Çanakkale'nin geleceğini planlamaktır. Biz Bugün her ne kadar bunlarla meşgul oluyor olsak da bizim asıl yapmak istediğimiz şey Çanakkale'nin doğru büyümesine katkı sağlamak ve bu planlamayı doğru yapmak.

Belediye meclisindeki arkadaşlarımızla birlikte. Bizim ilk yapacağımız iş bu olacak. Bir de şunu söylemem lazım. Belediye başkanı ne iş yapar dediniz ya hani nasıl olmalıdır dediniz. Belediye başkanı doğru irade ortaya koyan ve de bir organizasyonu doğru yönetebilecek kişidir. Ben her konuda bilgi sahibi olamam. Yani benim her konuda bilgi sahibi olmam zaten Mümkün değil. Evet. Ve bugün Türkiye'de zaten en büyük hatayı bu yüzden yapıyoruz.

Bir yönetici, bir lider her konuda bilgi sahibi olamaz. Ama bilgi sahibi olan liyakatli bir ekibi o göreve getirir ve onları motive eder. Evet. En önemlisi de bu iş olacak efendim diyerek ortaya irade koyar. Çanakkale'nin toplu taşıma sorunuyla ilgili benim bir ekibim var ve çalışıyorlar ama çok daha iyi bir ekip. Eminim ki belediyedeyken bizde olacak. Belediyenin içindeki arkadaşlarımız var. Orada şu anda güzel bir ekip.

Bir ekip. Biz onlara diyeceğiz ki bu sorun çözülecek. Evet. Bizim en büyük görevimiz bu iradeyi ortaya koymak. Çünkü bahane değil iş üretecek bir belediye başkanına ihtiyacımız var.

Altmış beş yaş üstündeki özellikle aile büyüklerimiz mesela bu konuda çok dert yakınıyorlar. Yapamıyoruz, edemiyoruz diye. Her birinin yanına birer tane refakatçi vereceğiz. Isim isim çözüm

Kötü bir toplu taşımanın sonucunda ne yazık ki Çanakkale'de herkesin ikinci aracı olmuş. Hatta bazı evlerde üçüncü aracı olmuş durumda. Evet. Kötü bir toplu taşımanın sonucundaki bu araç sayısındaki artış insanların kendi araçlarıyla sürekli şehrin içine girmek zorunda bırakıyor ve bu trafiğe sebep oluyor. Ve otopark sorununa sebep oluyor. Evet. Şimdi biz otopark yapacağız. Katlı otopark yapabilmek için de üç tane nokta belirledik. Niye yapılmadı şimdiye kadar? Yani siz de meclisteydiniz. O yüzden soruyorum. Sonuçta buranın niye yapılmadı?

 

Çanakkale'nin kıyı şeridinde örnek veriyorum. Birkaç tane bizim kordon bölgemizde mesela birkaç tane boş yerimiz var. Siz bu bölgeye ben otopark yapacağım derseniz bu şehre ihanet edersiniz. Evet. Ama bu şehrin bu kentin baktığınız zaman pardon bu şehrimizdeki insanların aslında bir ihtiyacı otopark.  Ama kentin o bölgesinde ben betonarme bir otoparkın olmasını istemiyorum şahsen.

Peki gelişti mi Çanakkale? Yoksa hani geriliyor mu? Ne durumda? Çanakkale gelişmedi, büyüdü.

Büyüdü. Nüfus olarak büyüdü. Ama gelişmek demek ekonomik seviyenin ve refah seviyesinin artması demek. Katma değerli ürünleri üretebildiğiniz, fikir üretebildiğiniz bir şehir demek. Bu noktada biz açıkçası çok başarılı değiliz. Bununla ilgili de zaten projelerimiz var. Temel dokunmak istediğimiz yerler burası. Tamam onlara gelmeden önce o zaman tramvaya dönelim tekrar. Olur. Tramvay ııı hepimiz için çok güzel bir yenilik olur.

 

Yani normalde siyasetin düz durumda bu vardır. Daha iyisini yaparım. Biz toplu taşıma sorununu bu şekilde çözeceğiz demeleri lazım. Ama geldiğimiz noktada şu anda Özellikle bir adayımız diyor ki efendim tramvay yapılamaz. Burak Bey tramvay yapamaz. Efendim benim ne yapacağımı lütfen bıraksınlar. Çanakkale'nin artık sorunlarına odaklansınlar. İlk başta biliyorsunuz tramvay yapılabilir, yapılamaz şehri ikiye bölerken ilk iddia nüfus yetersiz diyeydi. Nüfusun yetersiz olduğunu söylüyorlardı. Tamam. Bir milyon nüfus gerekiyor diye bir iddia ortaya attılar. Şimdi bakanlık onayı var mı? Paranız var mı? Şimdi bunlara şimdi bir milyon nüfus. Ya Eskişehir nüfusu bir milyon değil.

 

Siz Çanakkale'nin trafiğini de çözemezsiniz. Çanakkale'nin otopark sorununu da çözemezsiniz. Hava kirliliğini de çözemezsiniz. Siz Çanakkale'nin toplu taşımasında çözemezsiniz. Çünkü Siz ki, ben işe giderken, okula giderken bile toplam nüfusumun yüzde yedisini toplu taşıma üzerinden geçiremeyeceğim diyorsunuz. Daha lüks düşünüyorlar.

Lüks düşünmesinler. En lüksü bu bizim için. Kendi araçlarıyla gidip gelmeyi düşünüyorlar. Büyük ihtimalle ama işte biz bunu istemiyoruz artık. Evet. Toplu taşıma en konforlu şeydir. Biz sadece bu şehirde o toplu taşımanın konforunu hissedemediğimiz için toplu taşımayı bilmiyoruz ve bilmiyoruz. Benim iddiam şudur. Ben Çanakkale nüfusunun yüzde yedisini değil, yüzde o tramvay üzerinden geçireceğim. Evet. Bununla ilgili de hiçbir sorun yok. Hiçbir mevzuat, bakanlık falan böyle bir şey yok efendim. Gösterdim. Kendilerine de gösterdim. Sonrasında da zaten olacak olacak. Birazdan altyapısını yapacağız falan diyorlar. Onlardan ricam Çanakkale'de ben Burak Kunt olarak tramvayı yaparım. Onlar da kendi projelerini açıklasınlar. Eee zaten siyasetin olması gereken güzelliği de budur. Diyelim ki seçildiniz. Ne kadar süreç içerisinde gerçekleşebilir? Benim öngörüm, biz burada bir istimlak yapmayacağız.

 

TRAMVAY PROJESİ

Tramvay ekonomik o ömrü en uzun ulaşım yöntemi. Siz bir otobüsü aldığınızda beş sene on sene sonra o otobüs çöp oluyor. Bakın bugün bindiğiniz otobüsleri biliyorsunuz. Özellikle akaryakıtlı otobüs aldığınızda. Ama raylı sistemlerin tramvay gibi ekonomik ömrü çok uzun. Biz boşu boşuna Papara ödeyeceğimize tramvay yapacağız. Tramvay kendini zaten çıkaracak ve de çevreci olacak. Tramvay biliyorsunuz ki en çevreci taşıma yöntemi.

Çanakkale'yi bir kere artık bahane üretmeyen Iş üreten bir anlayış vaat ediyorum. Evet. bundan sonra bir şey olmazına değil. Nasıl olacağına bakacak Çanakkale Belediyesi. Biz Efendim tramvay yapılamaz. Efendim o iş öyle çözülemez. Efendim bizim böyle yapmamız mümkün değil. Cevapları yerine efendim biz bu işi şöyle çözeceğiz diyen bir anlayışla yöneteceğiz. Bundan sonra Çanakkale Belediyemiz artık kurumlar arasında kavga etmeyecek. Herkesle yedi düvelle barışık olacağız. Zaten benim bir iş insanı olmamın en büyük avantajının bu olduğunu düşünüyorum. Ben uzlaşı kültürüyle hayatımı geçirmiş bir adam olarak Çanakkale için o uzlaşı kültürüyle Çanakkale'ye hizmet edeceğim.

Ben Çanakkale'de vatandaşlarımdan da bu noktada hassasiyet göstererek hesap sormalarını istiyorum. Artık Çanakkale'de bundan önceki gibi. Aman verdik ne olursa olsun değil. Bundan sonrasında biz size oy verdik ama bunun karşılığında da siz bize bunları verdiniz. Hadi bakalım yapın diyerek bana hesap sormalarını hepsinden rica ediyorum. Bir kesimi seçmen var. Sizi başkan yapmayı çok istiyor.

SARIÇAY

Sarıçay'ın arka kısmının hızlıca ıslah olması gerekiyor. Bununla ilgili de taleplerimiz ve gündemde tutmaya devam edeceğiz. Bir kere bir işi yapmak istiyorsanız gündemde tutacaksınız. O iş sadece sizinle alakalı olmayabilir. Ama siz Çanakkale Belediye Başkanı olarak her gün bunun gündemde tutabilirsiniz. Elimde cep telefonu, sosyal medyamda her gün yazacağım. Yapılması beklenen işler. Gün bir. Bu bu diye. Eee böyle bir not edelim. Yapılması gereken işler çocukların mutlu olması. Evet. Annelerin mutlu daha sonra ailelerin mutlu olması. Doğru. Yaşlıların çok mutlu olması. Evet. Onları tabii ki planlarınız dahilin için nedir mutlaka ki? Mesela bir çocuğun ne kadar mutlu olursa ailesi, annesi, babası o kadar daha mutlu olur.

Evet. Bu gidişatta bu kadar çok şey bu kadar plan, bu kadar acabanız var mı?  Benim hayatımda hiçbir işim kolay olmadı. Bu seçimde de bunu görüyoruz. Çok kolay kazanıl Seçimler var. Evet. Bazı partilerden aday olarak kolay kazanabiliyorsunuz. Ama ben böyle bir dediğim gibi hiç şansım olmadı. Ben zoru seven bir adamım. Kendi işimde de, mesleğimde de hep öyle oldu. O yüzden endişem yok. Enerjim var. Planım var. Yapmak için de dediğim gibi bugünden itibaren her şeye hazırız

Çanakkale'nin önümüzdeki beş senede benim görev yaptığım sürede ilk önceliğe bakın ikinci değil üçüncü değil. Işte efendim önceliklerinden biri değil. Ilk önceliği çocuklar olacak. Hiç kimse kusura bakmasın. Bana kızabilir vatandaşlarım ama önce çocuklar.

Çocuk mutlu olacak, çocuk gelecek. O yüzden diyoruz ki çocuklarımıza Çanakkale'de yedi bin tane ilköğretim ilkokul öğrencisi var. Devlet okullarında okuyan. Bunların her birine sabah kahvaltısı vereceğiz. Çocuklarımız günü eşit başlayacak dedik.

Çanakkale'nin çocuklarımıza harcayacağız. Efendim diyorlar ki efendim ihtiyaç sahibi çocuğu ayıralım. Hayır efendim çocuğun ihtiyaç sahibi olmaz Gülçin Hanım. Çocuk yan dairede doğacak o ihtiyaç sahibi de bu tarafta yani zengini fakir olmaz çocuğun. Aynen öyle. Çocuk çocuktur çocuk eşit başlar bile. Biz o ııı neydi yakalı önlüklerimizle O önlüklerimizde hepimiz eşittik biz. Evet.

Çocuklar eşittir. Biz o yüzden yedi Öğrencimize sabah kahvaltısı vereceğiz ücretsiz. Bunun maliyeti elli milyon lira belediyemizin bütçesine. Belediyemizin bütçesinin bir yıllık bütçesinin yüzde iki buçuğu. Bakın iddiam şudur. Ben bunu kendi kooperatifimin aracılığıyla yapacağım. Çanakkale'nin ürünlerini kullanacağım.

Kooperatifte hazırlama için hazırlama paketleme için kadınlarımızı istihdam edeceğim. Kadınları da işin içine katacağım. Kadınlar önemli ekonomimiz için. Kesinlikle. Kadınları istihdam ettikten sonra da diyeceğim ki Çanakkale vatandaşımıza bakın biz bu ürünlerimizi örnek veriyorum.

Elmamızı Çanakkale ürünlerini Çanakkale satıyoruz. Zincir marketlerde satmıyoruz. Çanakkale esnafımıza da destek oluyoruz. Tamam. Satıyoruz. Ve diyoruz ki efendim gidin Çanakkale'nin markasını alın. Çocuklarımıza da ücretsiz kahvaltı verme imkanı sağlayın. Ben bunun üç sene içerisinde Çanakkale bütçesine sıfır lira maliyetle bu projenin büyüyeceğini düşünüyorum. Sonrasında ortaokul, anaokulu, lise ve öğle yemekleri şeklinde bu işi inşallah büyütebileceğimize canı yürekten inanıyorum. Dediğim gibi çocuklar güne eşit başlamalı. Siz çocuklarınıza eşit güne başlatamıyorsanız öğün atlayan bir noktaya getirdiyseniz o zaman gelecekten bir beklentiniz olamaz. O yüzden çocuk bizim için önemli.

 

Arzu Baladur