Prof. Dr. Selçuk Kaya, viral hepatitlerin virüslerin neden olduğu karaciğer inflamasyonuyla seyreden hastalıklar olduğuna dikkat çekerek, “A,B,C,D,E olmak üzere hepatit etkeni olan beş temel virusun hepsi karaciğer hastalığına neden olurken, bulaşma yolları, neden oldukları hastalıkların klinik bulgular vekorunma yolları da farklılık göstermektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyondan fazla kişinin viral hepatitlere bağlı siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirmesi bu hastalıkların önemini gözler önüne sermektedir. Kronik hastalığa yol açarak ülkemizde karaciğer nakillerinin de önemli bir sebebi olan hepatit B ve C, dünya genelinde yaklaşık 350 milyondan fazla insanı enfekte etmiş olması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir” dedi.
Hepatit A ve B virüsleriyle savaşta elimizdeki en önemli silahın aşı olduğunu kaydeden Kaya, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün bir araştırmasına göre, 2030 yılına kadar düşük ve orta gelirli ülkelerde aşılama, tanı testleri, ilaçlar ve eğitim kampanyaları ile yaklaşık olarak 4.5 milyon erken ölümün önlenebileceği belirtilmektedir. Bu nedenle DSÖ’nün hepatitlerdeki güncel ‘Hepatitler beklemez’ olmuştur. Hepatit C virüsü için ise halihazırda etkili bir aşısı olmamakla beraber tedavisi günümüzde kısa sürede tam kürün sağlanabildiği bir hal alarak yüz güldürücü olmuştur. Ancak bu hastalıklarla ilgili en önemli sorun tanı konusunda olup; sinsi veya asemptomatik seyredebilmelerinden dolayı hastaların önemli bir kısmı tarama testlerini yaptırmayaraktanı alamamakta veya geç tanı almaktadır. farkında olamamaktadırlar. DSÖ verilerine göre dünyada viral hepatiti olan 354 milyon insanın yaklaşık 300 milyonu hepatit B veya hepatit C ile enfekte olduğunun farkında bile değildir. Yine her gün hepatit B veya hepatit C ile enfekte yaklaşık 3000 kişi enfeksiyonu nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde de çoğu henüz tanı almamış 3.5 milyon hepatit B hastası, 750 bin hepatit C hastası olduğu tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Viral hepatitlere dikkat çekerek konuyla ilgili farkındalığı artırmak için her yıl 28 Temmuz’un ‘Dünya Hepatit Günü’ olarak anıldığını hatıralatan Kaya açıklamalarına şöyle devam etti; “Bugün aracılığıyla; viral hepatitler konusunda toplumun eğitimine daha fazla yer verilmesi, ulusal taramaların artırılması ve toplumun bu taramalara katılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Risk gruplarından başlayarak toplumun her kesimine testlerin yapılması enfekte bireylerin bulunması ve takip altına alınması için çok önemlidir. Bu risk grupları HBV ve HCV için şunlardır:
Hepatit B için: HBsAg-pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlar ve cinsel partnerleri, Yüksek veya orta düzey HBV prevalansı olan bölgede doğanlar. Anne ve babası yüksek HBV endemisi olan bölgede doğmuş olan ve bebeklikte aşılanmamış kişiler. HBsAg-pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlar ve cinsel partnerleri. Damar içi ilaç kullananlar. Birden fazla cinsel partneri olan veya cinsel yolla bulaşan bir hastalık öyküsü olanlar. Cezaevinde kalan tutuklular. Karaciğer enzim (ALT ve AST) düzeyleri kronik olarak yüksek kişiler. HCV ya da HIV ile infekte kişiler, hemodiyaliz hastaları.
Hepatit C için: HCV’nin taranmaya başlanmasından önce (1996) kan ve kan ürünleri almış ya da organ nakli yapılmış kişiler. Halen ya da eskiden damar içi madde ve intranazal kokain bağımlısı olanlar. HCV-pozitif kanla temas eden sağlık çalışanları. HIV-pozitif olanlar. Karaciğer testlerinde açıklanamayan anormallikleri (ya da karaciğer hastalığı) olanlar. HCV-pozitif anneden doğan çocuklar. Uzun süredir hemodiyalize girenler. HCV-pozitif kişilerin şu andaki cinsel partnerleri.
DSÖ viral hepatitlerin azaltılması için, 2016 yılında 194 ülkenin katılımıyla 2016-2021 yılları arasında uygulanacak olan bir eliminasyon programı başlattı. Bu program, 2030 yılına kadar yeni viral hepatit olguları ve hepatitlere bağlı ölümlerin azaltılarak ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Bunun için DSÖ global olarak; HBV ve HCV’si olan kişilerin en az %90’ının teşhis edilerek %80’inin uygun tedaviyi almalarının sağlanması, yeni HBV; HCV enfeksiyonlarının %90, hepatit nedenli ölümlerinse %65oranında azaltılması beklentisi içindedir.
Viral hepatit eliminasyon hedeflerine ulaşabilmek için ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından 2018-2023 yılları arasını hedefleyen ‘Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı’ yayımlanmıştır. Bu program çerçevesinde; toplumun viral hepatitlerin bulaş yolları ve korunma konularında bilgilendirilmesi, yüksek riskli grupların tanımlanması ve bu kişilerde viral hepatit taramalarının gerçekleştirilmesi, ülkemizdeki gerçek hasta sayısının belirlenmesi için sürveyansın etkin şekilde yapılması, hastaların tespiti sonrası tedavi için doğru yönlendirilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır. Tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için konu ile ilgili tüm sağlık birimlerinin koordine çalışması büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak; Dünya Hepatit Günü vesilesiyle altını çizmek isterim ki: temel bulaş yolları kan ve cinsel temas olan HBV, HCV gibi viral hepatit etkenlerinden korunmada bulaş yoluna dönük tedbirlerin alınması ve aşılamayla korunma son derece önemli ancak yeterli değildir. Tarama testleri yoluyla hastaların erken tanı ve tedavisinin sağlanmasıyla ölümcül sonuçların önüne geçilmesi mümkün olacaktır. Bu farkındalık ve bilinç ışığında halkımıza hepatitsiz sağlıklı günler diliyorum.”

Haber Merkezi