Kısaca kimdir ogün, resim, sanata ne zaman ilgi duydunuz?
 
Ben Ogün Yücel 1989 Kırklareli doğumluyum.  Biraz klişe olacak fakat kendimi bildim bileli resim yapıyorum.  Hatta ilkokulda “büyüyünce ne olacaksın?” soruna tereddütsüz “sanatçı” cevabını verdiğimi hatırlıyorum. Zaten Güzel Sanatlar Lisesi okurken  (15 yaşında) ilk kişisel sergimi açma fırsatı da buldum.  Lisansı ve yüksek lisansımı; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde resim bölümüyle tamamladım. Okumak için geldiğim Çanakkale’de hayatımı sürdürme kararı alınca da, kentin ilk özel sanat galerisi olan SANATSEVER’i  açtım. Genel olarak resim olmak üzere heykel, grafik tasarım ve sinema gibi dallarla da iş üretme devam ediyorum.
 
 
Kent genelinde birçok duvarda işletmelerde resim yaptığınızı görüyoruz, bu fikir evvela nerde geldi aklınıza bir yerlerden etkilendiniz mi?
 
Aslında dekor olarak resim yapma fikri de benim için çok yeni bir şey değil. Benim çocukluğum, babamın tabelacı dükkanında geçti ve ben el ile yazılan o tabelalara, bez afişlere yetiştim zaman olarak. Babamla 2000li yıllara kadar dükkanların duvarlarına fırça ile süsleme yapıyorduk. Tabi ki Dijital reklam gelişip ucuzlayınca bu tür süslemelerin yerini aldı. Fakat arama motorlarının gelişmesiyle dijital reklamlar aynılaşmaya başladı. Mesela bir çok köftecinin dekorlarında, Google “köfte” yazınca çıkan ilk köfte tabağı fotoğrafını görebiliriz. Bu bedava görsellerin getirdiği sınırlama da, farklılık yaratmak isteyen günümüz  işletmecilerin, tasarımcılara yönelmesine vesile oldu. Dolayısıyla yirmi sene önce sıradan olan duvar süslemeleri  sosyal medyanın büyük payı ile yeniden popüler olmaya başladı.
 
 
Etkilendiniz mi diye sorarken yakın ve uzak zamanda çok benzer şeyler var ama sizin yaptıklarınız farklı geldi, sanki biraz hikayeleri ve bulunduğu ortama eşleşmesi daha başarılı, bunu nasıl yapıyorsunuz?
Öncelikle teşekkür ederim. Eli fırça tutan herkes muhakkak ki duvara resim yapabilirler. Bizim farkımız çoğu işin tasarımını da kendimizin yapmasından kaynaklanıyor. Daha önceki söylemimde bahsettiğim gibi çok küçük yaştan beri reklam piyasasının içinde ve hala güncel olarak takipteyim. Bunun yanına da resim eğitiminden kazandığım  renk, kompozisyon vb. bilgileri ekleyince ister istemez ufak bir oluyordur.
 
Rönesans zamanında biliyorsunuz duvar resimleri şapellerde yaygınlaştı. Bu faaliyetlerden etkilendiniz mi?
 
Tabi ki; hatta mağara duvarlarına çizilmiş resimlerden bile etkilenebiliyoruz. Hatta birkaç duvar resmimde,  sanat tarihine etki etmiş birçok sanatçının işlerinin yorumlarını da görebilirsiniz.
 Son zamanda gençlerde sanata Resme ilgi arttı. Sizce ebeveynler çocuklarını nasıl yönlendirebilir bu alanlarda ilgi sahibi olsun diye.    
Sanatçının aç kaldığı algısı ne yazık ki bizim ebeveynlerimiz zamanında da vardı. Ama internet sayesinde artık kişiler bilmedikleri bir çok meslek hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Bir giyim mağazasının vitrininden bakan bir kişi baktığı elbisenin, elbisenin  giydirildiği vitrin mankeninin, mankenin bulunduğu vitrinin tasarımı, elbisenin etiketi vb. bir çok görsel birer tasarımcının elinden çıktığını biliyor artık. Bu dönemde, güzel sanatlara olan önyargıların azaldığı düşüncesindeyim. İlla bir tavsiye vermem gerekirse “Elma kırmızı olur demek yerine, bırakın çocuğunuz elmayı ne renk hayal ediyorsa o renk boyasın.” diyebilirim. 
 
Bundan sonra ne gibi sanatsal çalışmalarınız olacak yeni fikirleriniz var mı?
Hali hazırda yeni açacağım sergi için tablolar yapıyorum. Duvar resmi için ise  Çanakkale Belediyesi ile ilgili heyecan verici projeler için görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Umarım bir çok sanatçı ile Çanakkale Duvarlarını güzelleştirmeye devam edeceğiz.
 
İbrahim Akın KAZANCI