İşimizle, aşımızla oynama
 
Kirazlı’daki altın maden arama alanın çevresinde bulunan yüzlerce köylü, madene karşı duran Çanakkale Belediyesi önünde toplanarak Başkan Ülgür Gökhan’a şöyle seslendi: “Çevre köy sakinleri olarak artık yeter diyoruz! Başkanım; işimizle, aşımızla, geleceğimizle oynama”
 
Türkiye ve Çanakkale ekonomisine önemli katkı sağlayacak olan Kirazlı’daki altın madeni arama çalışmalarına Çanakkale Belediyesi üzün süredir karşı çıkıyor. Altın madenine karşı çıkan belediyeye ise köylüler tepki gösterdi. Maden sahası çevresinde yer alan Kirazlı, Serçeler ve Sarıbeyli yüzlerce köylü, dün belediye önünde toplandı. Kirazlı Balaban’da çıkarılacak olan altın madeni kazılarının desteklemek ve Çanakkale Belediyesi’nin madene karşı tutumunun son vermesini isteyen köylüler adına açıklamayı köy muhtarları yaptı.
İZİNSİZ KESİM VARSA İSTİFA EDERİM
ÇED raporu dışında ağaç kesildi diye iddia ettiklerini 378’nolu bölmede herhangi bir kesim varsa söz muhtarlığı bırakacağını sözünü veren Kirazlı köyü muhtarı Erkan Can, “Kimseyi yermek, küçültmek için gelmedik. Belediyemizi de seviyoruz. Desteğini çekerse üzerinden gördüğünüz arkadaşlarımız ekmeğini, aşını evine daha güveli götüreceği için mutlu olur. Bizde bu konuda destek olmak için bugün buradayız. Burada basın konuşmamı yapacağız ve belediye başkanımıza dilekçemizi vereceğiz. Geldiğimiz gibi sakince döneceğiz. Herhangi bir şey olmayacağını da temin ederim. Gelelim madenin yaptıklarına herkes madene karşıyız diyor. Maden gölet yaptın bir müddet sonra gölet kalacak kişide ve yerinde Etil havzasına su götürecek. Bu tarlalar değerlenecek. Vatandaşlar ekip biçecek ikincisi Bayramiç – Çanakkale yoluna yol yaptılar. Gidiş gelişler bazı köylere 60 metre kısaldı. Gidiş gelişler kolay olacak. Bu asfalt oldu önceden araç zor geçiyordu yangına hassas bölge olduğu için en yakın müdahalede olduğu için yangını önleme ihtimalimiz daha güçlü oluyor. Bu büyük bir yatırımdır. Ancak ÇED raporu dışında oradan ağaç kesildi buradan ağaç kesildi deyip reklam yapıyorlar. Şuradan söylüyorum ve iddia ediyorum 378’nolu bölmede herhangi bir kesim varsa burada söz veriyorum muhtarlığı bırakacağım. Varsa 378’nolu bölmede kesim yine tekrarlıyorum muhtarlığı bırakacağım. Ancak böyle bir kesim yoksa gidip araştırın bu iddiayı atıp halkı ganyana getiren şahıs ya emekli olsun gitsin ya da çıksın özür dilesin. Dilemezse muhtar arkadaşlarla bundan sonra ki hamlemiz bu yalan kişilere olacaktır. Biz belediyemize karşı böyle bir eylem düşünmüyoruz. Belediyemizi de seviyoruz. Burada kesilen ağaçları da köydeki arkadaşlarımız ihtiyaç olarak alacaklar zaten. Satışını yaptırdık. 378’nolu bir dal ağaç kesildiyse şerefim üzerine yemin ederim. Ama o kişi ya bıraksın ya da halktan özür dilesin. Biz buraya ekmeğimiz için geldik. Belediye ye verilecek dilekçede hiçbir rencide amaçlı değil, iş aş üzerine kuruludur. Kesinlikle de bir abartı söz konusu değil biz bunu muhtar arkadaşlarla düşünüp yazdık. İnsan evine ekmek götüremedi zaman ne olur ama götürüyor. Devletimiz yapacakta halkı zehirlemek için yer açar mı? Böyle bir izin verir mi?  Bütün civar köyde işsiz yoktur. Bir tane işsiz yoktur. Bir sürü girdisi oluyor. Katma değer vergisi yaratıyor. Katma değer yaratan her kuruluşa saygımız sonsuzdur. Ayrıca şunu da son olarak belirteyim biz devletimizi ve belediyemizi seviyoruz. Nasıl devletimizi ve milletimizi sevdiysek o kadar kişiye sora bilirsin canını da veriri, kanını da verir. Buna kimsesini şüphesi olmasın” diye konuştu.
HAYRIMA BİLE YARDIMCI OLUYOR
Gündem yapmaktan başka bir şey yapmadıklarını ifade eden Sarıbeyli Köyü muhtarı Şahin Arslan ise “Köyümüzün neye ihtiyacı varsa karşılıyorlar. Çatısını, yolunu taşına her konuda yardımcı oluyorlar. Eczacı başının madeni var. Hayrıma bile yardımcı oluyor. Okulumda yıkılan yerler var yardımcı oluyor. Vatandaşımın mağdur olanı var yardımcı oluyor. Daha ne yapsın ki en gariban bir yere başını sokamayan insanlar madende çalışıyor. Daha bize yardımcı olsunlar. Zaten bunun temeli, şimdi atılmış değil. 20 yıl öncesinden başlayan bir çalışmadır. Buna kalkıp ta engel olmanın bir önemi var mı? Yıllardan beri ekmek yiyorlar zaten gündem yapmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Devlete zarar vermekten başka bir şey yok zaten. Orada iki çadırda kalıp yok ben çevreciyim bilmem ne bunların hepsi bana göre hikâyedir. Devleti baltalamaktan başka bir şey değildir. Kaç bin tane insan ekmek yiyor. Yemin ediyorum benim köyümün belediyeden hiçbir geliri yok. Belediyeden bir katkı aldığım bir şey yok. Hepsini maden karşılıyor” şeklinde konuştu.
BİZ, YARATILAN ALGIYA ‘DUR’ DİYORUZ
Halkın oradan ekmek yediğini vurgulayan Serçeler köyü muhtarı Mehmet Ali Uzun de “Geçmiş günlerde çevreci arkadaşlarımızı misafir olarak kabul ettik. Fakat biz, o bölgenin muhtarları olarak, maden sahasını yerinde inceledik. Birileri, bizi siyanürün hiçbir zararı olmayacağına dair ikna etti. Çevreciler de siyanürün suya nasıl karışacağına yönelik bizi ikna etsinler. Biz de hep beraber karşı çıkalım ama böyle bir şey yok. Burada tamamen provokasyon var, algı yaratmak var isteniyor. Bir de oraya ‘Kazdağları’ deniliyor. Orası Kazdağları’nı oradan göremezsiniz bile. Orasının adı Balaban Kestane Dağıdır. Bu siyanür herhangi tehlikeli bir durumda bizim barajımıza gelmez. Biz, yaratılan algıya ‘dur’ diyoruz. Biz neden yanlış bir şeye karşı gelmeyelim ama yanlış yok. Bu halk oradan ekmek yiyor” dedi.
BAŞKAN YANLIŞA ORTAK OLUYOR
Basın açıklamalarının ardından Kirazlı köyü muhtarı Erkan Can, Serçeler Köyü muhtarı Mehmet Ali Uzun ve Sarıbeyli Köyü muhtarı Şahin Arslan belediye binasına girerek dilekçelerini verdi. Muhtarların yazdığı ortak dilekçede şu bilgilere yer verildi;  “Sayın Belediye Başkanımıza sesleniyoruz.
 
Köylerimiz civarındaki altın ve gümüş madenine karşı birileri sürekli karalama yapıyor. Ama anlatılanların çoğu ya eksik ya yanlış. Belediye Başkanımız da ne yazık ki bu yanlışa ortak olmakta ısrar ediyor.
 
En başta, madenin ve köylerimizin içinde yer aldığı bölge söylendiği gibi Kazdağları'nda değil. Kazdağları ile aramızda 40 kilometreden fazla mesafe var. Ayrıca, hep söylendiği gibi yüz binlerce ağaç da kesilmedi. Hepimiz doğma büyüme bu yöreliyiz. Orman Müdürlüğü buradaki ağaçların kesimini hepimizin gözü önünde yaptı. Biliyoruz ki kesilen ağaç 13 bin civarında.
 
Çevre köylüleri olarak bize iş ve aş sağlayan, işini de düzgünce yaptığını gördüğümüz şirkete karşı haksızlık yapıldığını düşünüyoruz. Bu şirket gençlerimize iş veriyor, çocuklarımızın eğitimine destek oluyor, köylerimizin her ihtiyacıyla ilgileniyor. Dağ yolumuzun asfaltlanmasını bile bu şirket yaptı. Yöremize temiz içme suyu verecek göleti yine bu şirket inşa ediyor.
 
Eksik, yanlış bilgilerle bir süre önce buraya gelip, protesto yapanlar zamanla gerçekleri yerinde gördüler, sonra bölgeden ayrıldılar. Ama hala kim olduklarını ve amaçlarını bilmediğimiz bir grup, köyümüz civarında kamp yapmaya devam ediyor. Her türlü kışkırtmanın, huzursuzluğun olabileceği bu ortamdan ailelerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız çok rahatsız.
 
Komşuluk ilişkimizde yıllardır görüyoruz. Bu madeni işletenler ve orada çalışan mühendis kardeşlerimiz bu bölgeye fayda sağlamak için samimi çaba gösteriyor. Ama, şirketin faaliyetlerini durdurmak için atılan iftiralar; Belediyemizin de buna destek vermesi, adeta yangına körükle gitmek gibi. Bu durum artık bizi işimizden, aşımızdan etme noktasına geldi.
 
Biz işimizin, geçimimizin derdindeyken; Belediyemizin göstericilere yardım etmesi, onlar, belediye araçları ile sürekli köyümüze taşımaları, epey gücümüze gidiyor.
 
Çevre köy sakinleri olarak bu duruma artık 'YETER' diyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz için endişe duymadan; rahatsız edilmeden, köyümüzde huzurla yaşamak istiyoruz.
 
Sayın Belediye Başkan.mızın da bu çağrımıza kulak vermesini, göstericilerin bulunduğu kampa artık daha fazla yardım yapmamasını; işimizle, aşımızla ve geleceğimizle oynamamasını talep ediyoruz.”
 
 
 
Damla Şener Okdaş