Hatırlayanlar olacaktır, Başkan Recep Tayyip Erdoğan 2018 yılında yaptığı bir açıklamada şöyle demişti.
Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz"
Başkanlığa seçildikten sonra yani 16 Nisan 2017 de yapılan referandum sonrası dolar kuru 3.81 kuruştu.
Başkan Erdoğan’ın ‘’Siz bu kardeşinize yetkiyi verin’’ açıklaması sırasında ise 1 dolar 4.74 kuruşa kadar gelmişti. Verilen yetkiler ile Başkan Erdoğan’a güvenini tazeleyen Türk halkı doların ve neticesinde enflasyonun düşürülmesi için beklemede kalırken alım gücü hızla düşüyor, halk fakirleşiyor zengin kesim ise parasına para katmaya devam ediyordu.
Pandeminin ülkeye gelişi ile Ekonomi iyice bozulmaya başladı. Katma değeri yüksek olan ürün üretimi yok denecek kadar az olan ülkemizde Pandemi ile beraber ekonomi iyice rayından çıktı.
Konut ve araç fiyatları korkunç artışlara ulaştı. Diğer ülkelerden gelemeyen araçlar ve çip sıkıntıları yüzünden zaten değer kaybetmiş olan Türk Lirası ile halk, konut ve araç hayallerini rafa kaldırmaya başladı. 2021 yılında ise en büyük haberci kira artışlarıydı. Çok hissedilmedi belki ama 750-1000 TL olan kiralar %80--%100 artışlar ile 1500--2000 TL arasına yükselmiş enflasyon altında ezilen halk iyice zorlanmaya başlamıştı.
Artan maliyetlerden ve pandemi dolayısı ile inşaat sektörü durma noktasında geldi. Önünü göremeyen müteahhitler konut yapmıyor, arz talep dengesi alt üst oluyordu. Bunu takip eden ve çok hissedilmeyen 2021 yılındaki kira artışları 2022 yılına gelindiğinde %300--%500 gibi artışlara maruz kaldı. Hükümet buna önlem almak için %25 sınırlaması getirdi ama nafile bir şekilde kiralar neredeyse bir asgari ücret seviyesine ulaştı.
Araç fiyatları ise konut fiyatları ile yarışıyordu. Canlı bir örnek vermek isterim; 2021 yılının Şubat ayında 42.000 Türk Lirası fiyatına alınan araç Eylül 2023 itibariyle 465 bin Türk Lirasına satıldı.
Sanırım hiçbir yatırım bu kadar kısa sürede kazandıramazdı. Fakat kazandım sanıyorduk ama kaybediyorduk. 465 bin Türk Lirasına satılan aracın yerine aynı modeli aynı fiyata alınamaz duruma geliyordu. 1 ay içinde %30--%50 arası fiyat artışı oluyordu.
Gelelim fiyat artışlarının en çok belimize büken ürününe: Gıda..
Gıda enflasyonu öyle arttı ki TÜİK’e göre 1 yılda gıda fiyat artışı %54 artış gösteri. Ama hissedilen %100--%150 arasındaydı. Çünkü nakliye giderleri inanılmaz derecede artmış personel giderleri 3 katına çıkmıştı. Doğal olarak bu maliyetler Gıdanın enflasyonuna doğrudan etki ediyordu.
Daha net anlaşılması açısından siz değerli okuyuculara olanı biteni bir örnekle aktarayım;
Bilirsiniz biz Çanakkaleliler salçayı çok severiz. Kahvaltıda olmazsa olmazlardan bir tanesi salçadır, her yemeğin içine katar kahvaltıda ekmeğe sürer afiyetle yeriz. Bugün Eylül 2023 ve Çanakkale’de salça sezonu açılmıştır diyebiliriz. Domates, biber ile salça yapım maliyetlerinin ne duruma geldiğini size anlatayım;
2022 yaz yeni asgari ücret 8500 Türk Lirasıydı.
Kapya biberin kilosu ise 6 Türk lirası, Domatesin kilosu 25 Türk lirası, 1 adet kavanoz ise 5 Türk lirasıydı.
8500 TL asgari ücret ile 1417 Kilogram kapya biber, 1700 Kilogram domates, 1700 adet ise kavanoz alabiliyordunuz.
Taşıma maliyetleri açısından ise 2022 yaz ayında 1 litre mazot 23 lira 7 kuruştu ve 8500 TL’lik asgari ücret ile 368 litre mazot alınabiliyordu.
Gelelim günümüze 2023 yılı yaz ayına;
Asgari ücret 11 bin 400 Türk lirasına yükseltildi.
Bugün ise 11 bin 400 Türk lirası olan asgari ücret ile;
495 kilogram kapya biber, 456 kilogram domates, 760 adet kavanoz alabiliyorsunuz.
Taşıma ve nakliye giderleri açısından ise bugün ise itibari ile mazotun litre fiyatı, 37,89 Türk lirası.
Yine 11 bin 400 Türk lirası olan asgari ücret ile 300 litre mazot alabiliyorsunuz. Yani, 2022 de 8500 TL’lik asgari ücretten tam olarak 68 litre mazot daha az alabiliyoruz.
Gelelim sonuca, her geçen sene maaşımız artıyorken nasıl oluyorda fakirleşiyoruz?
Nas var deyip düşürülen faiz neticesinde doların ve enflasyonun fırlamasına sebep olunurken görevde ben olduğum sürece faiz düşmeye devam edecek denilirken ne oldu da tekrar faiz aynı seviyeyi çıkartıldı?
Madem yine aynı yere gelecektik de neden bunca sıkıntıya girdik?
Bunun açıklaması da çözümü de şudur;
Ekonominin dini olmaz, ya rasyonel yollar ile bilimin ışığında kararlar verip adımlar atacağız ya da fakirleşmeye devam edeceğiz.