Türkiye’de gazetecilik yapmak çok zordur. Her dönem haksızlığa uğrarsın, cezaevine atılırsın ve saldırıya uğrarsın.

Basının içinde bulunduğu durumu, tarafsız olup olmadığını tartışmıyorum. Tartışacak bir durum da yok zaten. Herşey ortada. Basın en kötü dönemi yaşıyor.
Benim değinmek istediğim konu gazeteciler. Sahada olan gazeteciler, ekmeğinin peşinde olan gazeteciler. En zor şartlarda çalışanlar onlar ama en fazla saldırıya uğrayan ve cezaevlerinde çürüyenler de onlar.
Geçen gün Ayvacık’ta yine meslektaşlarımız saldırıya uğradı. KINIYORUM….
Bildiğiniz gibi Küçükkuyu Belediyesi’ne operasyon düzenlendi. CHP’li Başkan Cengiz Balkan ve 2 çalışanı gözaltına alındı. Bunun doğru olup olmadığını da tartışmıyorum.
Sonuçta gazeteciler için büyük bir haber. Gazeteciler de bölgeye gitti. Emniyetten adliyeye çıkarken gelişmeleri takip eden gazetecilere saldırı oldu.
Siz o medya kuruluşlarını sevmeyebilirsiniz. Ama çalışan gazetecilere tepki göstermezsiniz. Onlar görevini yapıyor. Sizin kara kaşınıza kara gözünüze hayran oldukları için oraya gelmediler. Sadece evlerine ekmek götürmek için o soğukta saatlerce orada beklediler.
Sadece ve sadece görevlerini yaptılar. O gazetecilere tepki göstermezsiniz.
İşinize geldiği zaman gazetecileri çağırıyorsunuz gelmediği zaman da saldırıyorsunuz.
O gazetecilerin ne şartlar altında çalıştıklarını bilmezsiniz. Kolayınıza geliyor onlara saldırıyorsunuz. Veya birilerine yaralanmak için gidip tepkiyi gazetecilere gösteriyorsunuz.
Nasılsa en zayıf halk onlar. Tepki göster, kameralarına saldır. Sonuçta bir yaptırımı da yok.
Gazetecileri koruyan birçok yasa var ama uygulayan yok.
Sonuçta hangi basında olursa olsun, hiçbir gazeteciye tepki gösterilmesi, hele hele saldırılmasını doğru bulmuyorum.
Kim ve kimler yaptıysa kınıyorum. Meslektaşlarıma da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum…