.

 
Türkiye'nin akciğerleri...
1990 yılında, Dağcılık il temsilcisi olarak ilk defa Sarı Kız Tepesi'ne arkadaşlarımızla çıktığımızda yeşilin envai çeşidini görmüştük...
Hayranlıkla izlemiştik...
Oraya, Dağcılık İl Temsilciliği Dağ Defterini de koymuştuk... Bizden sonra gelecek olan doğa severler de duygularını yazsın, diye...
Bir sene sonra kaybolduğunu görerek çok üzülmüştüm...
18 MART Stadı'nı çim yaparken de doğal çim bulabilir miyiz, diye hemen her tarafını dolaşmıştım...
Yeterince çim bulamayınca mecburen dikim işine girdik... İyi de yaptık...
Güzel bir tesisi Çanakkale' ye kazandırmış olduk...
Bunu, milli maçla da taçlandırmıştık...
Emeği geçen herkese çok teşekkürler...
Sonra, değişik sebeplerle Ege yöresine gittiğimizde, sahil bandında küçük ev kümeleri ve çok şirin kasabalar da vardı...
Sonra, vahşi kapitalizm, bu yöreyi de avucuna aldı...
Evler, Amazon Piranha Balıkları gibi Kaz Dağlarına saldırıyor ve güzelim Kaz Dağları işgal ediliyor...
İşte tepelere tırmanan evler...
Yirmi sene sonra bu yerlerin tamamı evlerle istila edilir, zeytin ağaçları da yok edilir...
Bin pınarlı İda Dağı, bir milyon evli bir dağ olur, derim...
Kaz Dağı çevresi CHP'li belediyelerce çevrili...
Bu belediyelerin çevre bilinci açısından bu yerlere imar izni vermemesi gerekir, derim...
Evvelden, sahilden başlayan zeytinlikler şimdi, tepe yamaçlarına gerilemiş... Yarın bu tepeler de ev olur...
Bu durumdan geriye dönüş de olamaz...
Tarım arazileri ve zeytinlikler yok ediliyor, bence gelecek nesiller hakkımızda hiç de hayırhah şeyler düşünmeyecek...
Bence, bu bölgedeki belediyelerin imar izin hakkı devlete devredilmesi ve hiç imara açmamak kaydıyla her taraf doğal sit alanı olarak ilan edilmeli... Milli Park da olabilir...
Devlet, bu işe bir an evvel el koymalı, gerekeni yapmalı... Bu yerler imara tamamen kapanmalı...
Tabii ki, devlet alıp kendisi imara açarsa da bu hiç kabul edilir olmaz...
Ayrıca, devlet Doğa Polisi ihdas etmeli... Atlı ve motorize güç kurarak, doğayı korumalı, derim...
Fotoğraf, yürek yarası...
Biz, uyarımızı yaptık...
Artık, buna uymayanlar ve gereğini yapmayanlar düşünsün, derim...
Son sözüm, İda Dağına kıymayın...