Kahramanımız, 1892 tarihinde Karacaören( Karacaviran) Köyü'de doğmuştur... Baba adı Hasan' dır...

Kahramanımız, 1892 tarihinde Karacaören( Karacaviran) Köyü'de doğmuştur... Baba adı Hasan' dır...
Biz, Ağustos 1914 'te seferberlik ilan ederiz... Yirmi yaş ile kırk beş yaş arasında herkesi askere alırız... Tabii ki, bedel ödeyenler ve Hoca Efendiler ile medrese talebeleri askerlikten muaf tutulmuşlardı...
Karacaörenli Şerif Mehmet de, yaşı gereği askere alınır...
Çanakkale, tehlikenin en yakın olacağı yerdir... Çanakkaleliler, Çanakkale 'de konuşlu alaylara asker olarak alınmış olur...
Çanakkalelilerin en yoğun olduğu alaylar, 27.Alay, Komutanı Şefik Bey...
26. Alay, Komutanı Hafız Kadri Bey...
25. Alay, Komutanı İrfan Bey...
Bunlar, 9. Tümen' in Alaylarıdır...
Bir de 19. Tümen'in 57. Alay'ı, Komutanı Şehit Hüseyin Avni Bey, Çanakkalelilerin çok olduğı Alaydır... ( Eşimin Dedesi, İpkaiyeli Mahmut da bu Alay'da savaşa katılmış ve Şehit düşmüştür...)
Karacaörenli Şerif Mehmet, 26. Alay 2. Tabur' a düşer...
Bu Alay, Seddülbahir yöresini savunmakla görevlidir...
Kıyı savunması yapılırken de düşmanın yoğun top atışına maruz kalırlar...
İşte, bu sırada büyük bir şarapnel parçası Şerif Mehmet'in yüzüne denk gelir. Bir gözünü kör eder... Yanak tamamen kalkmıştır... Burun yerinde yoktur... Bir an neye uğradığını şaşıran Kahramanımız kanlar içindedir... Kan, öteki gözünü de kapladığı için etrafı göremez... Önce Soğanlıdere'ye getirilir... Orada ilk müdahaleler yapılır... Yüzünün kalkmış et parçaları yüze yapıştırılarak sarılır... Orada, tedavisi istenilenen gibi yapılamaz ve Havuzlar hastane yerine getirilir... Binlerce yaralı vardır... Pansuman yapmak bile mümkün değildir... Şerif Mehmet, çevredeki askerlere seslenir... Ben, Çanakkaleliyim... Köyüm hemen bitişikte Karacaviran'dır... Babamın adı Hasan'dır... Ona haber iletin, gelsin beni buradan alsın, der... Hamiyetsever askerler, Karacaviran Köyü'ne haber iletirler... Hasan gelerek, oğlunu Havuzlar Jadtane yerinden alır... Çanakkale Askeri Hastahane' sine getirir... Orada tedavisine devam edilir. Ancak, doktorlar burada da tedavinin mümkün olamayacağına karar verirler... Gemiyle İstanbul'daki Alman Hastanesine gönderilir... Alman doktorlar Şerif Mehmet'i art arda iki defa ameliyat ederler... Yüzünden kopan parçalar yüze dikilir... Olabildiğince yüz düzeltilmeye çalışılır... Yüz, iyileşince aşağıda günümüz Türkçesini verdiğim bir belgeyle askerlikten malülen emekli edilmiş olur...
Sonra, acısıyla tatlısıyla hayatını Karacaören'de sürdürür...
İşte, bizim böyle uzuvlarını vatan toprağına bırakan kahramanlarımız vardır... Hem de binlerce... Onları unuttuk... Genç nesillere anlatamadık... Hala anlatabilmiş değiliz...
En azından biz ,yiğitlerimizi bir nebze olsun anlatıyoruz ki, manen görevimizi yapmış olmanın huzuru içindeyiz...Öyle düşünürüm...
Ve, kahramanımızla yapılan bir röportaj...
H / 87
Çanakkale’nin Karacaviran Karyesi’nden Hasan oğlu Şerif Mehmed
Bedel-i Nakdi 308/302
Künyesi muharrer merkum 17 Ağustos (13)31 raporuyla tekâüd edilmiş olduğundan askerlikçe ilişiği kalmadığı şerh verilmiştir.
1/3/(1)340