Hele, şu mektupların ormana bırakılması meselesi için de, iki yıl önce neler olduğunu yazmışız..

Hele, şu mektupların ormana bırakılması meselesi için de, iki yıl önce neler olduğunu yazmışız... Fütürizm açısından geleceği iyi okumuşuz... Ama, çözüm üretecek merci yok!
İki yıl önce şunları söylemişiz…
 
 
Bir Derginin Düşündürttükleri...
Kadro Dergisi,İnönü'ye siyasi ,ideolojik destek verme ve Paşa'ya karşı onu güçlü kılma hareketiydi... Bürokrasiyi ele geçirme meselesini 1950 yılıyla başlatmamak gerekir ,bu yanlış olur,diyen arkadaşımıza bazı katkılar..
 Kadro Dergisi'nin Cumhuriyet için ideoloji oluşturma gayreti zaten bilinen bir gerçek... 1938 ' de Paşa'nın ölümünden sonra yine, Paşa'nın oluşturduğu yapı örseleniyor...
Bu örselenme, iktidar değişimiyle en hızlı dönemini yaşamaya başlıyor...
Bu değişim 1950 yılıyla zirveye çıkıyor...
Biz, onu milât aldık...
Burada devletin felsefesi değişti...
İşte, Kadro Dergisi'nin dünyayı okuma ve geleceği görme açısından bilhassa ,ekonomi alanındaki söylemleri doğru tespitlerdi.
 Biz, Kadro hareketinin dünya için yaptığı tespitleri doğru buluyoruz...
İki Dünya Savaşı arasında,dünyaya nasıl bakılmalıyı göstermişlerdir...
1950 yılı ;yeni iktidar, yeni bürokrasi  düşüncesini geliştirdi.
Ha!
Bürokrasi yapısı değişmese bile ,bürokrasiyi yöneten felsefe değişmiştir...
Daha da ileri gidilerek kendi felsefesine uygun bürokrasi yaratılmıştır...
İşte burada; bürokraside, eski ve yeni çatışması da yaşanmıştır...
Bence, Osmanlının köhne bürokrasisi tamamen alınmış ve " her şeyi kaydeden, siyasi iradeye uyumlu bürokrasi" değiştirilmek istenmiştir.
Bu direnç ,Paşa döneminde de vardı... İsmet Paşa, kendine bağlı bir bürokrasi oluşturdu... Bu bürokrasi, laik ,devletçi, devleti muhafaza eden ,mesaisine sadık bir yapı oluşturdu..
 1950' den sonra oluşan ,çeşitlenen siyasi iradeler de bence ,15 Temmuz'la   birlikte tamamen temizlendi...
Ancak, emeklilik çağı gelmemiş bazı kırıntılar da yok değil?
 Şimdi, emir almak için daima yukarıya bakan ve ona göre hiza alan bir yönetim anlayışımız var...
Türkiye'nin önündeki en büyük engel bu...
Liyakatsız ama ,emir alan ve sadece o emri uygulamaya çalışan, denetlenmeyen bir bürokrasi var ki, asıl tehlike bence, bu...
İç denetimi de, rafa kalkmış...
Türkiye,fikri olmayan bir yönetim tarzı ile yönetiliyor...
İktidar bundan memnun... Çünkü ,yaptıklarının tamamını doğru olarak görüyor...
Muhalefetin ise bu konularda hiç fikri yok...
Bir hedefi de yok!...
Türk Milleti için ,Güçlü Türkiye için ,21. Asrın lokomotif ülkesi olmak için
yeniden,  "yenileşme hareketi" başlatmalıyız...
Ancak ,bu konuda bir uzlaşma yok.  Toplumumuzda gelecek  kaygısı var... 
Siyaset kurumuna güven yok...
 Siyasi iradeler ise,içi boş gruplar halinde...
Derhal" yeni reformlar " yapılmalı...
Yani; Adalet, Eğitim, Tarım, Üretim, Hayvancılık, Üniversite, Halktan Kopuk Diyanet, Türk Silahlı Kuvvetleri,Parlamenter Sistem ve Uygulamaları, Denizcilik,Öğretmen Yetiştirme  vb.... Başlıkları artırmak mümkün , bu konuları hiç gündemimize almıyoruz...
Ayrıca, hiç tartışmıyoruz...
 Yaptığımız kör particilik...
 Bu da ,Türkiye'ye zaman kaybettiriyor...
Tabii ki,yukarıda saydığımız konularda reformlar  yapmak lâzım...  yapacak adam da lâzım... Ancak, şimdilik Ufukta  gözükmüyor!...
 Türkiye ,yeni siyasi söylemleri tartışmalı ,derim...
******
 Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...