.
Kanal İstanbul gündemde...
Bence, Kanal İstanbul üzerinde iyi çalışılmamış bir proje...
Gerekçemiz tarih...
Biz, hem Lozan'da hem de 1936 Montreux 'de boğazları serbest geçişe açmışız...
Karadeniz' de kıyısı olmayan ülkelere de on beş gün kalma izni veriyoruz...
Bu Rusya'nın güvenliği için çok önemli bir karar...
Bu kanal yapılırsa ne olur?
Yıllık en fazla 64 000 gemi geçişi olduğuna göre ve devlet de 50 000 geçişi garanti etmişse demek ki, şimdilik Boğaz'dan yıllık 14 000 geminin geçişine izin vereceğiz...
Çanakkale Boğazı aynen durursa konjonktör gereği bir zorlama yapamazsınız...
Bunu daha önce düşünenler, Çanakkale Gelibolu Yarımadası'nın en dar yerinden veya Kavak Çayı baz alınarak Marmara geçiş sağlanacak şekilde Korent Boğazı(kanalı) gibi bir çalışma yapılırsa işte o zaman Boğazlar rejimi dışında bir sistemi çalıştırmak mümkün olur... Yoksa hayal!
Şimdi, bu işlerin fizibilite raporlar, ÇED( çevre etki değetlendirme) raporları, ekonomik, teknik ve finansal raporlarını da görmek gerekir...
Bence, sadece kanal çevresi değil tüm Marmara bölgesi, Karadeniz, Marmara Denizi ve Akdeniz ile birlikte düşünülmeli...
Biz kanal yapacaksak iki kanal yapmalıyız... Yoksa bu ekonomik bir yatırım olmaz...
Yine, kanallar yapılırsa Türkiye büyüme hızını düşürmez...Büyüme devam eder... Kanalların işletilmesinde gelir getirici unsurlar çok düşük olursa ki, öyle gözüküyor, bu yatırımlar pahalı ve hedefsiz yatırımlar olur...
İstanbul ve Çanakkale kanalları yapılırsa işsizlik bir nebze düşer... İnşaat bitince tekrar artar...
Bizim ise her yıl 900 000 kişiye iş bulmamız gerekmekte... İşte burada tercih yapmak gerek... Ya yirmi milyon liralık yatırımlarla 75 000 küçük işletme yaparak işsizliği en az bir milyon daha azaltmak mı daha iyi, yoksa kanallar yapılsın ama işsizlik artarsa artsın mı daha iyi?
Bu soru, siyaset kurumunun önündeki en büyük sorudur...
Cevabını bekliyoruz...
******
Düşünmeye, okumaya, yazmaya ve konuşmaya devam...