Çanakkale’ye gelen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçen yıl günlerce devam eden yangından zarar gören ormanlık alana giderek fidan dikti. Bakan Yumaklı, “Bugün de küllerinden yeniden doğacak şekilde bu zarar görmüş alanı yeniden yeşillendirmek için tohumları ve fidanlarımızı toprakla buluşturmuş olacağız. Her zaman yaptığımız gibi yeniden eski haline getireceğiz.” dedi.

 

Bir dizi ziyaret ve programa katılmak için Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çanakkale'ye geldi. Ziyarette olarak Çanakkale Valiliği'ni ziyaret edip, Vali İlhami Aktaş ile bir araya geldi. Bakan Yumaklı, daha sonra valilikten çıkarak iskeleye geçti ve Dünya Ormancılık Günü programı kapsamında Yeşil Vatan Eğitim TIR'ını ziyaret ederek, öğrencilerle birlikte saksılara fide dikip, fidan dağıttı.

İskeledeki etkinliğin ardından Bakan Yumaklı, geçen yıl çıkan orman yangınlarından zarar gören Radar Tepesi’ne geçti ve burada fidan dikme etkinliğine katıldı. Etkinliğe, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir eşlik etti. Saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan etkinlik, Çanakkale Mehteran Takımı'nın gösterisiyle devam etti.

 

Burada bir konuşma yapan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Tam 109 evvel bin yıllık varlığımızı müdafaa eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizi minnetle yad ediyorum. Allah hepsinden razı olsun. Bugün 21 Mart ve Dünya Ormancılık Günü vesilesiyle bir aradayız. 21 Mart Dünya Ormancılık Günü olmasının yanı sıra aynı zamanda bir uyanışında sembolü, baharın müjdeleyicisi tarihlerde derin izler taşıyan nevruz. Bu sene ağaçlandırma için Çanakkale'yi seçtik. Çünkü geçen sene hepimiz şahit olduk. Anlatılabilir gibi değildi ancak Çanakkalelilerle birlikte bakanlığımızın bütün teşkilatı, devlet kurumlarımızın tamamı hiçbirisi eksik kalmaksızın omuz omuza mücadele verdik. O istenmeyen hadiseyi sona erdirmiş olduk. Bugün de küllerinden yeniden doğacak şekilde bu zarar görmüş alanı yeniden yeşillendirmek için tohumları ve fidanlarımızı toprakla buluşturmuş olacağız. Her zaman yaptığımız gibi yeniden eski haline getireceğiz.

Son yıllarda sadece orman yangınları değil aynı zamanda sel ve taşkın felaketleri de bunun bir diğer örneği. Küresel anlamda tarihteki en sıcak 10 yıl oldu. Aşırı iklim olaylarında rekor artışlar yaşandı. Sıcak hava dalgaları, seller, yangınlar, orman yangınları, kuraklık, insan hayatını tehdit eder bir boyuta geldi. Milyarlarca dolarlık ekonomik zarara sebep oldu. Bu bütün dünyanın yaşadığı bir husus. Elbette bizim ülkemizde de ormanlara en çok zarar veren etkenlerin başında geldi. Kuru hava, az nem şu an içinde bulunduğumuz alanda olduğu gibi çok şiddetli rüzgar bunların tetikleyicisi oldu. Ancak geri dönmek gerekiyor. Yangınların sebeplerini başında, yüzde 90 insan etkeni geliyor.

 

Bu vatanı savunmak için gözünü kırpmadan canı feda edecek olan bir ülkeyiz, ülkenin evlatlarıyız. Hem ülkemizi hem yeşil vatanı hem de mavi vatanı korumak üzere canını feda eden şehitlerimizi buradan minnetle, rahmetle anmak istiyorum. Orman yangınlarıyla mücadele konusunda da bunun öncesi orman yangını esnası ve sonrasını konuşuyoruz. Çok fazla şey söylenebilir ancak bir cümle ile ifade etmem gerekiyorsa en büyük başarı 'orman yangının çıkmamasını sağlamaktır.' Dolayısıyla bugün burada küçük kardeşlerimizden, üniversite öğrencilerimize kadar çeşitli toplum kuruluşlarına kadar bu konuda hassas olan bütün toplum katmanları var. Biz istiyoruz ki, hep beraber, yeni bir dayanışma ile nisan ayından itibaren bir kampanya başlatalım. Bunun detaylarını açıklayacağız. Bizler 'Temiz Ormanlar ve Temiz Gelecek' başlığında bütün Türkiye çapında özellikle de yangına hassas bölgelerden başlamak üzere bir kampanya başlatacağız ki, yeni dönem de etkenler ne olursa olsun dezavantajlarımız ne olursa olsun yangın etkisini en aza indirecek, oluşmasını engelleyecek hususları hep birlikte idrak edelim, gerçekleştirelim

 

Sadece ağaçlandırma çalışmaları değil, koruma kullanma dengesini de gözeterek orman varlığımızı artırmaya devam ediyoruz. Avrupa'da birinci, dünyada dördüncü sıradayız. Orman yangınlarıyla mücadele için kabiliyetlerimiz son derece gelişmiş vaziyette, 104 helikopterimiz, 26 uçağımız, 14 insansız hava aracımız, 5 bin kara aracımız, 776 kulemiz, 25 bin orman yangınlarıyla mücadele edecek olan kardeşim ve yaklaşık 130 bine yakın gönüllümüzle biz hazırız" dedi.

 

'TÜRKİYE,DÜNYADA İLK 10 TOHUMCU ÜLKEDEN BİR TANESİDİR'

 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çanakkale’deki programı çerçevesinde Tohum ve Sera Örtü Naylonu Dağıtım törenine katıldı. Burada açıklama yapan Bakan Yumaklı, "Sadece Çanakkale'de değil, gittiğimiz her ilde mutlaka arkadaşlarımız devam ediyor. Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi bu ülkede Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği 'Ekilmedik bir karış yer bile kalmasın' talimatına uygun olarak devam eden bir proje. Ancak bunun bir öncesi var o da şu; hep doğru bilinen yanlışlar ya da yanlış bilinen doğrular var. Türkiye'de genelde tohumculukla, tohumla alakalı bilinen konuların büyük bir kısmı yanlış. Tamamen dışa bağımlı olduğumuz düşünülür ve söylenir. Kesinlikle değildir. Türkiye, dünyada ilk 10 tohumcu ülkeden bir tanesidir. Türkiye'de üretilen, daha doğrusu kullanılan her 100 kilogramın 97 kilogramı bu ülke topraklarında üretilir. Bize özgü ata tohumlarımız vardır. Bunların halihazırda 37 çeşidi gen bankamızda kayıt altına ve koruma altına alınmıştır. Tohum firmalarımız son dönemde araştırma geliştirme faaliyetlerine hız vermişlerdir ve bu konuda dünyanın 117 ülkesine ihracat yapmaktadırlar. Yani herhangi bir şekilde yurt dışına bağımlı olduğumuz iddiası doğru değildir.

Özellikle son yıllarda sertifikalı tohum konusuna ağırlık veriyoruz. Bu kadar emeğe, gayrete üretilen ürünlerin mutlaka verimli ve kaliteli olmasını sağlamak istiyoruz. Bunu da ancak ne olduğunu bildiğiniz, sonuçlarından emin olduğunuz sertifikalı tohumla yapabilirsiniz. Dolayısıyla bizler aynı bugün burada olduğu gibi Anadolu'nun topraklarını sertifikalı tohumlarla buluşturmaya devam edeceğiz. Sertifikalı tohumların üretildiği önemli merkezlerimizden biri Çanakkale'de 17 firma, 1033 yetiştirici ile 68 bin dekar alanda sözleşmeli üretimle tohum üretiliyor. Bu son derece önemli. Mısır, buğday, arpa, çeltik, yulaf tohumları üretiliyor. Son 3 yılda 103 bin dekara Çanakkale'de bu proje kapsamında destek verildi. 2024 yılında bu projeyle birlikte yüzde 50 ile yüzde 75 arasında hibe desteğiyle bu tohumları dağıtmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır. Biz bu şuurla çalışıyoruz, bu şuurla çiftçimizi, üreticimizi desteklemeye devam ediyoruz. 2024'te de Çanakkale'de 946 çiftçimiz bu projeden faydalanmış olacak. 31 bin dekarlık alanda bu proje kapsamında ekilmiş olacak.

Son olarak da değerli Valimizin daha önce başlatmış olduğu zirai ilaçlar kullanıldıktan sonra çevreye atıldığında oluşacak olan problemlerin engellenmesi adına, aslında çok basit bir dokunuş ama ne kadar etkili olduğunu gördük. Bu konteynerler çok basitmiş gibi görünebilir. Ancak bu konteynerlere toplanmış olan zirai ilaç atık ambalajları aslında ne kadar büyük bir çevresel problemi engelliyor, bunu da çıkan sonuçlardan görmüş oluyoruz. Türkiye'de gıda ürünü ihracatı 2022 yılı sonunda 129 milyon ton idi. Bu ülke 2023 sonunda 137 milyon ton, 31 milyar dolar tarımsal ürün, yani gıda ürünü ihraç etti. Daha çok üreteceğiz" dedi.

 

Atakan Alkış

Foto: BHA