Demir minerali vücuttaki temel fonksiyonunu, vücuda oksijen taşıyan ve kırmızı kan hücrelerinin içinde bulunan hemoglobinin yapısına katılarak gösterir. Demir mineralinin vücutta günlük alımının sağlanması ve demir eksikliği belirtilerinin giderilmesi için beslenme rutini demir bakımından zengin gıdalar bakımından yeterli olmalıdır.
 
Demir, kanda oksijen taşımak ile görevli olan hemoglobinin yapısına katılır, dolayısıyla hemoglobin üretimi için demir minerali elzemdir. Vücutta yeterli miktarda demir minerali yoksa kırmızı kan hücreleri ve hemoglobin daha az sayıda üretilir. Bu durum “Demir eksikliği” olarak bilinir. Demir, çinko, bakır, iyot, ve flor mikro mineraller arasında yer almaktadır. Bu mikro besinlerin ve mikro minerallerin yetersizliği ‘Gizli açlık’ olarak bilinmektedir. Mikro minerallerin eksikliği sonucunda ortaya çıkan gizli açlık özellikle çocukları, gelişme çağındaki gençleri, hamile ve emziren kadınları oldukça etkilemektedir. Demir eksikliği mikro mineraller arasında en yaygın görülen beslenme bozuklukları arasında yer almaktadır. Dünya nüfusunun yarısından fazlasıda demir eksikliği bulunmaktadır.
 
Demir yetersizliğinin görülme sebeplerinin başında diyetlerde alınan besinlerin demir açısından zengin besin öğeleri olmamasıdır. Beslenme programları demir bakımından zengin hayvansal kaynaklı gıdalara ağırlık verilecek şekilde oluşturulmalıdır.
 
Demir minerali, oksijen taşınması ve depolanması, büyüme ve gelişme, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kas ve kemik gücü, sinir sistemi sağlığı için ve daha birçok metabolik fonksiyon için oldukça gereklidir.
 
Demi·r Eksi·kli·ği· Beli·rti·leri·
Demir eksikliği belirtileri vücutta birçok şekilde gözlenebilir. En sık rastlanan demir eksikliği belirtileri:
 
Dikkat eksikliği ve konsantrasyon bozuklukları,
Kronik baş ağrıları,
Vücutta, özellikle el ve ayaklarda uyuşukluk hissi,
Kronik yorgunluk, kişinin kendini oldukça güçsüz ve halsiz hissetmesi,
Ciltte soluk bir görünüm, matlaşma ve renksizlik,
Dudaklarda renksizlik ve çatlak oluşumu,
Ağız kenarında oluşan yaralar, ton eşitsizlikleri ve kuruluk,
Saç dökülmesi ve kırılması,
Saçın sağlıksız uzaması ya da uzamaması,
Tırnak sağlığının bozulması, kolay kırılma ve güçsüzlük,
Ağızda kuruluk hissi,
İlgisizlik,
Nefes darlığı,
Sık sık çarpıntı yaşanması,
Depresyon ve ruh sağlığı bozuklukları,
Baş dönmesi, denge kayıpları ve göz kararmaları,
Uyku problemleri, uykuya dalmakta güçlük, normalden fazla uyuma hali,
Dilde şişme,
Huzursuz bacak sendromu,
Morarmalar,
Yaraların geç iyileşmesi,
Ağız içinde çıkan yara ve aftlar,
Kulak çınlaması,
Anormal üşüme hissi,
Buz, toprak, kil, tebeşir ya da kağıt gibi çeşitli nesneleri yeme isteği,
Sık hastalanma,
Enfeksiyonel hastalıklara sağlıklı bireylerden daha kolay yakalanma,
Sağlıklı bireylerin yaparken yorulmayacağı fiziksel aktiviteleri yaparken nefes nefese kalma şeklinde sıralanabilir.
Demir Eksikliği
 
Demi·r Eksi·kli·ği· Tanısı Nasıl Konulur?
Demir eksikliği, tanısı genellikle başka amaçlarla ya da rutin olarak yapılan kan sayımları sırasında tespit edilmektedir. Vücuttaki demir dengesi hakkında en doğru bilgiye ulaşmak ancak kan testleri ile mümkündür. Bu kan testlerinde hastanın tam kan sayımı yapılarak, hemoglobin, demir ve ferritin miktarlarına bakılır ve referans aralıkları belirlenerek demir eksikliği olup olmadığı tespit edilir.
 
Demi·r Eksi·kli·ği· Tedavi·si·
Demir eksikliği tedavisinde öncekikle eksikliğe sebep olan neden belirlenmelidir. Beslenenme yetersizliği ya da kan kaybı gibi çeşitli sebepler demir eksikliğine sebep olabilmektedir. Bu eksiklikler, uzman hekim tavsiyesi ile çeşitli ilaç ve takviyeler ile giderilmeye çalışılır. Demir emilimi yeterli düzeyde sağlanamadığı takdirde, demir vücuda damar yoluyla direkt olarak verilir.
 
Demi·r Eksi·kli·ği·ni·n Di·ğer Nedenleri·
Demir eksikliği beslenme yetersizliği dışında başka sebeplerden de kaynaklanabilmektedir.
 
Yaralanmaya bağlı kanamalar,
Kronik gastrointestinal sistem kanamaları ( hemoroid, peptik ülser, gastrit)
Menstürasyon dönemi,
B12, C ve K vitamini eksikliği,
Kemik iliği aktivitesinin bozulması,
Bilinmeyen bazı nedenler,
Cerrahi işlemler,
Doğum kanamaları,
Kan bağışı,
Genetik bazı yatkınlıklar,
Bazı hastaklıklar,
Enfeksiyon gibi sebepler de demir eksikliğine sebep olabilir.
Demir İçeren Besinler Nelerdir
 
Demi·r İçeren Besi·nler Nelerdi·r?
Demir mineralinin vücutta günlük alımının sağlanması ve demir eksikliği belirtilerinin giderilmesi için beslenme rutini demir bakımından zengin gıdalar bakımından yeterli olmalıdır. Demir açısından zengin gıdalar şu şekilde sıralanabilir:
 
Organ etleri ve sakatatlar,
Yağlı tohumlar ve kuruyemişler: fındık, fıstık, kaju, badem, susam, antep fıstığı ve kabak çekirdeği.
Beyaz et: Tavuk, hindi, ördek gibi kümes hayvanlarının eti.
Kırmızı et: Sığır eti, koyun eti.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler:Lahana, ıspanak ve karalahana.
Balık ve kabuklu deniz mahsülleri,
Bakliyatlar: Nohut, bezelye, kuru fasulye ve mercimek,
Tahıllar: Buğday, kepek ve yulaf,
Yumurta,
Keçiboynuzu pekmezi, bal, akçaağaç şurubu,
Kuru meyve: Kuru üzüm, kuru erik, kuru dut, incir hurma ve şeftali,
Kekik, kimyon, zencefil, kişniş, köri gibi baharatlar.
Beslenme sırasında demir mineralinin emiliminin arttırılması için C vitamini bakımından zengin gıdalar (yeşil sebzeler, turunçgiller, domates, kivi) demir içeriği yüksek besinlerle birlikte alınabilir.
 
Demir eksikliği problemi yaşıyorsanız yemek ile beraber kafein içeren çay, kahve benzeri içecekleri tüketmeniz demir emilimini olumsuz anlamda etkileyecektir. Demir bakımından yüksek gıdalar tüketilirken aynı öğünde kalsiyum açısından zengin süt ve süt ürünlerinin (ayran, yoğurt, kefir, yoğurtlu mezeler) tüketilmemesi önerilmektedir. Buna ek olarak kırmızı şarap, çeşitli tahıllar, sebzeler ve baharatlarda bulunan tanen ve klorojenik asitler demir emilimini inhibe etmektedir.
 
Günlük Demi·r İhti·yacı
Günlük demir ihtiyacı kişiden kişiye, yaşa, cinsiyete, sağlık durumuna ve demir eksikliği problemi yaşayıp yaşamamasına göre değişkenlik göstermektedir. Ancak sağlıklı bir bireyin yaşa ve cinsiyete göre günlük demir tüketimi şu şekilde olmalıdır.
 
0 ve 6 ay arası bebeklerde günlük 0.2 mg
7 ve 12 ay arası bebeklerde günlük 11 mg
1 ve 3 yaş arası çocuklarda günlük 9 mg
9 ve 13 yaş arası çocuklarda günlük 8 mg
14 ve 18 yaş arası erkeklerde günlük 11 mg
14 ve 18 yaş arası kadınlarda günlük 15 mg
19 ve 50 yaş arasındaki kadınlarda günlük 8 mg
51 yaş üstü kadınlarda günlük 8 mg
19 yaş üstü erkeklerde günlük 8 mg
Hamile kadınlarda günlük 27 mg
Emziren kadınlarda günlük 9 mg
 
Kaynak: www.medicalpark.com.tr