Güven; ‘’Günümüzde eski okuryazarlık türleri ile birlikte yeni ve çağdaş birçok okuryazarlık türü ortaya çıkmıştır. Artık okuryazarlığın, sadece okuma-yazma bilme becerisi olarak algılanmadığı, yeni perspektifler kazandırılarak farklı anlamlar ve niteliklerle çeşitlendirildiği görülmektedir’’ dedi.
 
 
Çanakkale OnsekizMart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Güven tarafından Pegem yayınlarından çıkan yerel okuryazarlık kitabını sizin için yazdık.Kitapta Bülent Güven’in ifadeleri ile; ‘’Şehrin en canlı caddelerinde ya da bir parkta, ilk kez girdiğimiz bir sokakta yürürken, bankta oturup boğazı izlerken, halk bahçesinde öten birbirinden farklı kuşların seslerine daldığınızda hiç geçmişi düşündüğünüz olur mu? Acaba elli ya da yüzyıl önce aynı sokaklarda alanlarda kimler vardı? neler yaşandı? Acaba farkına varmadığımız bir zenginliğin üzerinde mi yaşıyoruz? Bu zenginlik sadece maddi olmayıp manevi boyutta da olabilir mi? İşte bu soruların cevabı bizleri farkındalığa götürüyor. Yıllardır içinden geçtiğiniz, dinlendiğiniz halk bahçesinin calvert parkı olduğunu ve zaman zaman önünden geçtiğiniz kimi zamanda çeşitli hediyelik eşyalar bakmak için içerisine girdiğiniz aynalı çarşının süslü at gözlüklerinden adını almış olabileceğini fark ettiğinizde işte o şehrin bir parçası, sahibi, koruyucusu olmaya başlıyorsunuz. Ve şehrinizi, mahallenizi, sahip olduklarınızı başka insanlara anlatmaya, paylaşmaya başlıyorsunuz. Bu aşamadan sonra artık üretkenlik ve gelişim için daha iyisi için ne yapabilirim sorusunun cevabını bulmak için çaba sarf etmeye başlanır. Bu boyut sizi ilkokul yaşamınızda yepyeni keşiflere götüren okuma yazma öğrendiğiniz günlere götürecektir.‘’ diye tanıtım yazısı ile başlayan kitap ilginç bir akıcılık ile okuyucuya farklı bir yolculuğa çıkarıyor.
 
‘’Toplumun okuryazarlık boyutunda ihtiyaçları arttıkça kavram da kendini geliştirmektedir’’
 
Çağdaş okuryazarlığın günümüzde var olduğunu ifade eden Bülent Güven; ‘’Günümüzde eski okuryazarlık türleri ile birlikte yeni ve çağdaş birçok okuryazarlık türü ortaya çıkmıştır. Artık okuryazarlığın, sadece okuma-yazma bilme becerisi olarak algılanmadığı, yeni perspektifler kazandırılarak farklı anlamlar ve niteliklerle çeşitlendirildiği görülmektedir.  En genel anlamda okuryazarlık hem okuma-yazma bilme, hem de okuduğunu ve yazdığını anlama ve anlamlandırma olarak ifade edilmekte, daha net bir şekilde tanımlamak gerekirse; bilgi, beceri ve sosyal normları anlamayı, paylaşım yapmayı, yorumlayabilme ve içinde bulunulan kültürde yer alan semboller sistemini kullanarak gelecek kuşaklara aktarmayı sağlayacak araç denilebilir. Toplumun okuryazarlık boyutunda ihtiyaçları arttıkça kavram da kendini geliştirmektedir. Okuryazarlık becerisi bireylerin toplumdaki başarısının göstergesi olduğu gibi toplumlar için de gelişmişlik durumunu belirleyen ölçütlerden biridir. ‘’ifadelerini kullandı.
 
 
 
‘’Yerel Okuryazarlık kapsamına tescilli ürünleri, turizm alanlarını, edebi eserleri, topluma mâl olmuş önemli kişilikleri, dayanışmayı destekleyen gelenek ve görenekleri de almaktadır.’’ diyen Güven; ‘’Bireyin vatandaşlık görevlerinden biri olarak ifade edilebilecek özellikle küçük yaşlardan başlayarak bireylere kazandırılması önemli görülen yepyeni bir okur yazarlık becerisi olarak bizzat şahsım tarafından ulusal ve uluslararası literatüre kazandırılan “Yerel Okuryazarlık” parlayan bir yıldız gibi yerel yönetimlerin ilgisini çekmektedir. Yaşadığı yerleşim biriminde milli ve manevi anlamda (tarihi, kültürel, turistik, ekonomik vb.) önemli görülen gelenekleri, tescilli ürünleri, yeraltı zenginliklerini, tarihi mekan ve edebi eserleri tanıma, yerel yaşam alanının temel özelliklerinin farkında olma ve gerektiğinde edindiği bilgileri başka bireylere doğru ve düzeyine uygun şekilde hazırlayacağı bir sunumla aktarabilme niteliklerini kapsamında bulunduran bir beceri edinme süreci olan Yerel Okuryazarlık küçük yaşlardan başlayarak bireylere kazandırılmalıdır. Bu bağlamda yine tarafımızdan uygulama içerisinde geliştirilmiş hatta ilk uygulaması TURMEPA Deniz Temiz projesi kapsamında gerçekleştirilen FOKUSD modeli ile önümüzdeki günlerde ilkokullar düzeyinde hazırladığımız etkinlikleri gerçekleştirmeyi planlamaktayız. Yerel yönetimler için yerel okuryazarlık araştırmaları merkezi kurma çalışmalarımızda sürmektedir. Çanakkale merkezi için kısaca sıralamak gerekirse ilk etapta çimenlik kalesi, nusrat (orjinali tarsusta) aynalı çarşı, fetvane sokak, yalı hanı, yalı cami, saat kulesi, truva atı, mersin dede, er hamamı, fatih cami, sadece şehir merkezinde önünden, yanından geçip gittiğimiz alan ya da varlıklar olsa da  bilgi sahibi olma, duygusal açıdan özen gösterme ya da tanıtma becerisi açılarından kentlilerimizde istediğimiz performansı gözlediğimizi söyleyebilmek pek doğru olmayacaktır. Yerel Okuryazarlık kapsamına tescilli ürünleri, turizm alanlarını, edebi eserleri, topluma mâl olmuş önemli kişilikleri, dayanışmayı destekleyen gelenek ve görenekleri de almaktadır.’’ dedi.
 
 
‘’Yerel Okuryazarlık becerisini kazanmış yurttaşlara sahip olan toplumlarda yönetsel süreçler açısından önemli avantajlar da sağlanabilmektedir’’ diye devam eden Güven; ‘’ Örneğin yerel yönetimlerin sorumluluk alanları içerisinde bulunan özellikle korunması önemli görülen doğal ve kültürel alanların güvenli şekilde gelecek kuşaklara aktarılması bu avantajlardan en önemlisi olarak gösterilebilir. Bireylerin kültür değeri taşıyan eser ya da nitelikler konusunda bilgisiz oluşu ve onları tanımayışının bir sonucu olarak tarihte ne yazık ki Troya (Truva) hazinelerinin çalınışı yaşanmış ve bizler bu eserleri üzüntü verici bir şekilde sahip olduğu topraklardan çok uzaklarda sergilenişine tanık olmaktayız. Yerel Okuryazarlık becerisinin kazandırılması amacıyla oluşturulan envanterler sayesinde yerel yönetimler sorumluluk alanında bulunan yerel niteliklerin durumu hakkında gerekli düzenlemeleri gerçekleştirebilecek bu sayede gelir getirici kaynaklar oluşturabileceklerdir. Turizm faaliyetlerine sağlanacak katkı dolaylı olarak yerel yönetimlerin düzenleyebileceği, festival, kongre, çalıştay vb. etkinliklerle zenginleştirilerek yerleşim yerinin ulusal ve uluslararası düzeyde tanınırlığın da sağlanmasında etkili olabilecektir. Gelir getirici katkıların yanı sıra yerel yönetimlere markalaşma, tanınırlık boyutlarında yeni ufuklar açma, yerel niteliklerin sahiplenilmesine bağlı olarak hizmet verdikleri bireylerde aidiyet duygusu oluşmasına ortam hazırlama gibi niteliklerin kazanılmasına destek sağlanabilecektir. Yerel yönetimlerin hizmet sınırları içerisinde bulunan özellikle doğal, kültürel ve edebi alanlarda sahip olduğu varlıkların korunması, tanıtılması, sahiplenilmesi toplumların geleceği ve sahip oldukları birlikteliğin sürdürülebilir olması açısından da önem arz etmektedir.’’ şeklinde ifade etti.
 
 
 
İbrahim Akın KAZANCI