Çanakkale’nin simgelerinden birisi olan Kilitbahir, pandemi döneminde günü birlikçilerin en çok tercih ettiği yerlerden biri. Merkezden feribotla 10 dakikada karşıya geçenler burada temiz havanın tadını çıkartarak sesiz ortamda kafa dinliyor. Pandemi döneminde şehir dışında kimse gelmeyince, burası Çanakkalelere kaldı.
 
Çanakkale’nin simgelerinden birisi olan Kilitbahir, her mevsim yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettiği yerlerden biri. Pandemi dolayısıyla vatandaşların kapalı mekanlar yerine açık alanlara yönelmesi ile birlikte gözde haline gelen Kilitbahir’de vatandaşlar tarihi ve turistik yerleri gezerek güzel havanın tadını çıkarmaya devam ediyor.
Çanakkale Boğazı’nın en dar burnunda Çanakkale’ye karşı bulunan Kilitbahir Köyü, eskiden beri tarihe tanıklık etmiş bir çınar gibi vatandaşların karşısına çıkıyor. Eceabat’ın yaklaşık 3 kilometre güney uzaklığında ve bir yamaç üzerine kurulan bu tarihi köy, küçük feribotların boğazı geçmek için kullandıkları küçük limanı ve Milli Park’a geçitlerinden birisi olarak görev alıyor. 605 nüfuslu olan bu Kilitbahir, eski zamanlardan bu zamana orijinalliğini korumakta ısrarcı.
Avrupa yakasından Kilitbahir'e ulaşmak için önce Eceabat'a ulaşılır. Eceabat-Kilitbahir arası 5 kilometredir. Anadolu yakasında Kiltbahir'e ulaşmak için ise önce Çanakkale il merkezine gelip buradan feribot ile Kilitbahir'e geçebilirsiniz.  

Tarihi ve turistik yönden oldukça zengin olan bu köy, her gidişinizde o savaş zamanlarını yaşadığınızı size hatırlatacak nadir yerlerden birisidir. Feribottan ilk indiğinizde sizi karşılayanlar küçük balıkçı tekneleri ve balık restoranları olsa da dikkatinizi ilk çeken eminim kalenin ihtişamı olacak. Yonca şeklinde inşa edilmiş kaleye baktığınızda zihninizde savaşın zorlukları canlanıyor.
Ters tarafa ilerlediğinizde ise köyün meydanını ve orada oturmuş dinlenen, hoş sohbetini yapan, kahvesini içen insanları görüyorsunuz. Metropolleşen o kocaman şehirlerde asla göremediğiniz sıcaklığı…
Köyün dar sokaklarından ilerlediğinizde, en tepeye çıkmak istediğinizde ne yalan söyleyeyim baştan gözünüz pek almıyor fakat o güzelliği görmek için başlıyorsunuz yürümeye. Bir yerden sonra araçla ilerleyemiyorsunuz, bizim aracımız zaten olmadığı için tepeye kadar dinlene dinlene çıktık. Tam vazgeçecektim ki, attığım adımların sonunda o manzaranın karşısında neredeyse dilim tutuldu. İşte o zaman bir oh çekip, ayağınız altında Kilitbahir karşınızda ise Çanakkale’yi gördüğünüz zaman değdi diyorsunuz. Bu tarihi yapılarının dışında sokakları, arnavut kaldırımları, güzel ve minimal mimarisi ve plajları ile hem gezip öğrenebileceğiniz hem de sakin bir tatil arıyorsanız eğer tam aradığınız yer olabilir. Benim naçizane tavsiyem, kendinizi bu güzelliklerden mahrum bırakmayın. Eğer imkanınız varsa, her tarafını bucak bucak gezin görün ki en ince ayrıntısına kadar ufkunuz genişlesin. Özelikle bu bayramda gidilmesi gereken yerlerden biri ısrarla tavsiye ediyorum.
 
KİLİTBAHİR’İN KURULUŞ TARİHÇESİ
Kuruluşu gösteren bir kayda rastlanmaz. Ancak çarşıdaki Damat İbrahim Paşa Çesmesinin inşa tarihi Hicri veya Rumi 1023. Yani 400 sene önce böylesi tezyin edilmiş bir çeşme inşasının olduğu iskân merkezinin en azından 250-300 yıllık bir mazisi olduğu tahmin ediliyor. Kısaca, bir göçebe obasında böyle bir eser yapılamaz. Yine taktirde Cahid-i Sultan’ın oğlu Adem Efendi’nin mezar taşındaki ölüm tarihi 1053’tür. Demek ki 350 sene önce burada cemaat oluşturmuş insanlar varlığı kabul edilebilir. Buna göre çesmenin inşası ve Cahid-i Tarikatının 14. asırda kurulmuş olması durumuyla kasabanın kalelerle birlikte inşa edildiğinden ve iskân merkezi haline getirildiği düşünülüyor. 1658’de Kilit-ül Bahir’i gezen Evliya Çelebi, Kaptan Paşa Eyaletine bağlı kaza merkezi olarak bahseder, Kilitbahir'den. Kale içinde 62 toptan söz eder. 750 kadar çift katlı, kiremit örtülü hane olduğunu yazar. Kaleler 1462’de inşa edildi. Kale içindeki çeşme kitabesi 1492 ve Kanuninin Sarıkule eki ise 1545’te olmuştur. Ayrıca Lapseki ilçesi Çardak Bucağında bir kültür manzumesinin sahibi olan Gelibolu Beylerbeyi Yakup Paşa’nın Çanakkale Vakıflar Müdürlüğü, Vakfiye kayıt defterinin 57’nci sahifesinde Çardak eserleri anlatıldıktan sonra Kilit-ül Bahir eserlerinden söz edilir. Buradaki Vakıf İdaresi: bir kısmını Kilit-ül Bahir’de mescide, kısmi aharın nısfını vakfın hamamına, kısmı salisi Han ile Hamam Beyni’ne icra eyledi. “Bunların vakıflarında Kala-i Sultaniye’de meaddid dükkân ve iki ev ve büyük mahzenlerdir. (Vakfiye tarihi 1479) Tabiki eserler de vakıf tarihlerinden önce inşa edilmiş olmaları gerekir. Demek ki Gelibolu Beylerbeyi Yakup Paşa, Fatih’in emri üzerine Kilitbahir Kaleleri’nin inşası ile birlikte han, hamam, çeşme ve bir mescid yaptırmış. Cami halen ibadete açıktır. Fatih Camii olarak biliniyor. Hamam ile çeşmeden eser yoktur. İskeleti olan hamamı Piyale Paşa işlettirmiştir. Kısacası Kaleler söz konusu eserlerle birlikte köyde kurulmuş oluyor. Köyün batısındaki Elpeden Köyü de kalelerin inşası ile birlikte oraya göç etmiş olurlar. Başka türlü izah yapamayız.

KİLİTBAHİR’İN ANTİK ÇAĞDAKİ ADI (KİLİT-ÜL BAHİR)
Eski çağlarda buraya “Dişi Köpek Mezarı” anlamına gelen Koynus / Coynus-sema denir. Truva Kralının eşi Hekabenin mezarının burada olduğu rivayet edilmektedir. Köy ismini bu mezardan almıştır. Atinalılar M.Ö. 411’de kazandıkları zaferin anısına bir anıt dikmişlerdir. Ancak anıtın yeri bilinmemektedir. Efsaneye göre Hekabe Troia Kralı Priamos’un karısı, Hektor ve Paris gibi çocuklarının annesidir.   

ÇANAKKALE’NİN YONCASI: KİLİTBAHİR KALESİ
Köye ismini veren Kilitbahir Kalesi, Çanakkale'nin Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir Köyü'nde bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet tarafından 1462-1463 yıllarında, beraber inşa edildiği Çimenlik kalesi ile birbirlerine karşılıklı duracak şekilde yaptırmış. İstanbul'un fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un güvenliğinin ve korunmasının Çanakkale Boğazı’ndan sağlanması gerektiğini ve İstanbul'a saldıracak düşmanın önce Çanakkale’de durdurulması gerektiğini düşünerek Çimenlik ve Kilitbahir kalelerini yaptırmış. Padişahın bu düşüncesinin doğruluğu 18 Mart 1915 te anlaşılmış, Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul'u işgal etmek isteyen düşman donanmasına karşı bu iki kale kullanılmıştır. Kale üç yapraklı yonca şeklinde ve biçim olarak eski asma kilitlere benziyor. Sonraki zamanlarda birkaç defa restore edilen ve yeni eklemeler yapılan kale 1980'de Kültür Bakanlığı tarafından “'Korunması Gereken Kültürel Varlık”' olarak ilan edilmiş. Son olarak 2004 yılında yenilenen Kilitbahir Kalesi müze olarak halkın ziyaretine açılmış.

DEĞİRMEN BURNU TABYASI
Kilitbahir Köyü'nün girişinde, Eceabat'ın 3 km güneyinde yer alıyor Değirmen Burnu Tabyası. Günümüzde tabyanın bulunduğu alan, askeri alan olarak kullanıldığı için ziyarete açıl değil maalesef. Alanın girişinin tam karşısında ise İstihkam Yüzbaşı Tahir Bey Anıtı bulunuyor.
1894 yılında bizzat II. Abdülhamit'in emriyle yaptırılan Değirmen Burnu Tabyası'nın, 1915 Çanakkale Muharebeleri'nde 7 adet boneti bulunuyordu. Savaş sırasında tabyada kullanılan toplar, Alman Krupp markasına aitmiş.

Dış görünüşü doğal çevreye uyum sağlayan küçük tepeciklerden oluşan Değirmen Burnu Tabyası'nın, kesme taştan yapılan ve üzerleri tonoz sistemiyle örtülen dikdörtgen şeklindeki odaları (bonet) cephanelik olarak kullanılmış. Değirmen Burnu Tabyası'nın bulunduğu yerde, bir de kışla binası yer alıyor. Kışla binasıyla tabya aynı dönemde yapılmışlar.
Değirmen Burnu Tabyası ve kışla binası, şu an Çanakkale Boğaz Komutanlığı'na bağlı olan 3. Deniz Piyade Taburu tarafından kullanılıyor. Her iki yapı, 14 Kasım 1980 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Korunması Gereken Kültürel Varlık olarak tescil edilmiş.

DUR YOLCU ANITI
Askeri sınırlar içinde yer alan bu anıt 1960 yılında topçu birliğinde vazife yapan Seyran Çebi tarafından yaptırılmış. Anıt, boğazdan ve Anadolu yakasından belirgin bir şekilde görüyor. Anıt ve yazı bölgenin önemini özellikle vurguluyor. 

SEYİT ONBAŞI ANITI
Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları'nın en bilinen askerlerinden olan Seyit Onbaşı tek başına sırtladığı 215 kg'lık top mermisiyle adeta bir efsane haline gelmiştir. İlk heykeli 1993 yılında Mecidiye Tabyası'nın alt tarafına dikildikten sonra 2007 yılında bu heykel yenisiyle değiştirilmiş. 

YÜZBAŞI TAHİR BEY ANITI
 Çanakkale Savaşı'nda şehit olan Yüzbaşı Tahir'in anısına dikilmiş.   Balkan Savaşları Şehitliği, Feyzullah Efendi Mezarlığı, Havuzlar Şehitliği ve Anıtı, İsimsiz Topçu Yüzbaşı Şehitliği, Mecidiye Şehitliği, Soğanlıdere Şehitliği mutlaka gidip ziyaret edilecek diğer yerler arasındadır. Bunların yanında Kilitbahir'deki camiler, türbeler, çeşme ve hamamlar da görebileceğiniz yerlerdir.   
 
 Bünyamin Nami Tonka