Kurban Bayramı’nın yaklaşması ile beraber kurbanlık alanlarında da satışlarda da hareketlilik arttı. Sık pazarlıkların yaşandığı kurbanlık alımlarında vatandaşların akıllarında kurbanlık seçerken nelere dikkat etmeli sorusu dolaşmaya başladı. Özellikle bu senenin en büyük sorunu olan Koronavirüs salgınından dolayı vatandaşlar kurbanlık konusunda oldukça çekingen.

Kurban Bayramı’na sayılı günler kala kurbanlık alımlarında yoğunluk yaşanmaya başladı. Vatandaşların koronavirüs salgını sebebiyle bu sene yaşadığı tedirginlikle beraber kurbanlık seçimindeki sorular akıllarda daha fazla yer kapladı. Kurbanlık alınırken nelere dikkat edilmeli, kesimi nasıl yapılmalı, kurban hangi hayvanlardan seçilir gibi sorular şu günlerde merak konusu olmaya devam ediyor.
Hayvancılık yapan ve 15 yıldır kasap olan Ender Öztürk, konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kurban seçerken ilk önce hayvanın iki yaşına gelmiş olmasına ve ön dişlerine dikkat edilmesini vurgulayan Öztürk, hayvanın mutlaka tek bıçakla kesilmesi gerektiğini de söyledi. Öztürk, “Kurban seçerken genelde hayvanın iki yaşına gelmiş olması gerekir. Ön dişlerine bakılıyor. Ön dişlerini atıp tekrardan çıkmış olması lazım buna da kapak açma deniliyor. İlk dikkat edilecek şey bu. Ondan sonra keserken özellikle vekaletlere dikkat etmek gerekiyor. Mesela bir danaya hisse oluyor buna dikkat edip hepsinin vekaletlerini alıp onların adına güzelce abdestli bir şekilde, besmele getirerek hayvanı kesmek gerekiyor. Kestikten sonra da özellikle keserken tek bıçak yani önemli olan hayvana acı çektirmeden, mutlaka ki acı çekecek fakat en kolay en basit şekilde kesmek gerekiyor. Onun içinde can damarını koparmıyorsun kesinlikle. Hayvanı kestikten sonra tek bıçakta bırakıp kanı tamamen boşalana kadar bekliyorsun ondan sonra diğer işlemler devam ediyor. Normalde kapak açmamış bir dana da inci gibi olur dişleri aşağı yukarı hepsi aynıdır” şeklinde konuştu.

“KURBANI GÜVENİLİR YERDEN ALIN”
Öztürk, “Kurbanı güvenilir yerden almaları lazım. Yani bilindik ve işi bilen yerden almaları gerekiyor. Çünkü bakıyorsun 7 kişi bir danaya giriyor. Adam vermiş 2 bin TL para 20 kilo et alıp gidiyor. Hesabını yaptığın zaman zaten 100 TL’ ye geliyor kilosu. O yüzden tanıdık güvenilir yerlerden almalarını tavsiye ederim” dedi.

“HAYVANLARIN BÜYÜK OLMASI NORMAL”
Hayvanların fazla büyük olmasının gayet normal bir durum olduğunu söyleyen Öztürk vatandaşların bu durumdan korkmamaları gerektiğini söyledi. Hayvanların günde bir ila bir buçuk kilo aldığını vurgulayan Öztürk, “Hayvanların bir buçuk ton olmaları gayet normal. Ben de hayvancılık yapıyorum. Bunlar et ırkı olan danalar. Bizim yerli danalar var alaca dana dediklerimiz. Günde 600 gram alabiliyorlar en fazla ama dediğimiz gibi Simentel, Belçika Mavisi, Angus bunlarda sonuçta dışarıdan tohum getiriliyor ama yerli. Burada bizim kendi sığırlarımıza aşısı yapılıp tedarik ediliyor. Bu danalar günde bir bir buçuk kilo civarı alıyor. Ona göre tedarik ediliyor bu danalar da. Bunlar bir günde bir kilo iki yüz, bir buçuk kilo, üç yüz gram falan kilo alıyor yani. Şimdi bu gördüğünüz danalar en aşağı üç yaşında. Bunlar genelde zaten boğa oluyor ve sürü boğası oluyor. O yüzden normal. Bunlara çok fazla bakılıyor ve yaşı daha fazla diğer olması gereken hayvanlardan” ifadelerinde bulundu.

“İTHAL HAYVANLAR DA YABANCI ÇİFTÇİLER DE ON NUMARA”
İthal hayvanlardan korkulmaması gerektiğini aksine çok sağlıklı olduklarını ve etlerinin de güzel olduğunu savunan Öztürk, yabancı çiftçilerin de işlerini hakkıyla yaptıklarını savundu. Türkiye’de hayvanlara işlem uygulayanların olmadığını düşünen Öztürk açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı; “Hayvanlara işlem uygulayanlar vardır. Mesela dışarıdan gelen hayvanlar için dediğim gibi Angus, Belçika mavisi, Simentel bunlar hep yabancı ırklar. Bunlar için mesela şöyle deniyor işte ithal, aman almayın etmeyin ama öyle değil. İnanın mesela ben kendim Bigalıyım, Biga’nın eti meşhur ama bu hayvana bakımla alakalı bir şey. Fakat dışarıdan gelen hayvanlarda adam bir dana bakıyor biz çiftçiyiz diyoruz ama onlar ultra çiftçi. Biz çiftçilik falan yapmıyoruz yani. Dışarıdaki hayvanlar kötü yetişiyorlar falan diyorlar ama yalan. Adamlar on numara çiftçilik yapıyor, etleri de çok güzel. Yani aşı yapanlar var ama bu hayvan kesildikten sonra ete su basıyorlar şırıngayla. Hayvan canlıyken verilen herhangi bir şey yok yani. Tabi mutlaka olur aşıları vesaire var ama Türkiye’de yapan var mı zannetmiyorum.”
 
Muzaffer Cirtel