Çanakkale Belediyesi tarafından 2019 Aralık ayında 107 dekar araziye ekilen Karakılçık buğdayının ilk hasadı yapıldı. Elde edilen Anadolu’nun bin 500 yıllık tarihi Karakılçık buğdayın bir kısmı tohum olarak saklanacak bir kısmından ise ekmek yapılacak. 

İlk Hasat etkinliği Esenler Mahallesinde yer alan Ahmet Piriştina Caddesinin başlangıcındaki arazide yapıldı. Belediye Başkanı Gökhan’ın konuşmasının ardından 107 dekar arazi biçerdöver tarafından hasat edildi.

Pandemi sürecinde ülkelerin kendi öz tohumlarıyla tarım yapmaları gerektiğini dile getiren Başkan Gökhan, “Pandemi virüsü bize bazı şeyleri bir kez daha gösterdi. Kendi tarım alanında kendimize yeter hale gelmemiz ve kendi öz tohumlarımızla tarımı değerlendirmemiz gerektiğini, dışa bağımlılığın ne kadar riskli olduğunu hep beraber gördük. Bu dönemde adam ürününü ihraç etmekten kaçınıyor. Bize vermedi hiç kimseye vermedi. Başka ülkelerin ürünlerine bel bağlanmayacağının ne kadar riskli olduğunu gördük. Özellikle ekonomik kavgalarda özellikle Rusya, ABD, Çin, Avrupa Birliği arasında ekonomik kavgaların içerinde tarım ürünlerinin olduğunu da izliyoruz. Dolayısıyla biz Türkiye çok zengin tarım ülkesi ve özellikle çok zengin ürünlerimizin olduğu bir ülkede artık topraklarımızda yetişmiş bu iklime, topraklara alışmış dolayısıyla iyi verimli ürün veren atalık tohumlarımıza dönmenin ve bu tohumları geliştirmenin gerekliliğine inanıyoruz. Onun için burada bin yıllık mirası görüyorsunuz. Görmüş olduğunuz buğday aşağı yukarı karakılçık buğdayı bin yıllık geçmişe sahip Anadolu’nun ürünüdür. Ama biz bu noktada bunu gibi birçok üründe bunu yaşadık. Maalesef dışarıdan ithal ettiğimiz tohumlarla tarımımız geliştirmeye çalışıyoruz. Halbuki yapmamız gereken bu tohumu geliştirmek. Bunu üniversitelerimizde ARGE merkezlerimizde kendi topraklarımızda özgü tohumların gelişimini sağlamak için çaba göstermemiz lazım” diye konuştu.  

Üretiyoruz Ve Üretmeye Devam Edeceğiz
Konuşmasına devam eden Başkan Gökhan, “Bundan sonra ki hedefimizde susam olacak. Çanakkale özelikle Eceabat bölgesi, Bayramiç bölgesi dünya’nın en iyi susamı yetişir. Ama biz bitirdik. Bayramiç helvası meşhur karşıda Eceabat’a toprak yapısı, iklim yapısı aktın sarısı gibi ve helva yaptığınızda dört dörtlük bir randıman veren bu tohumu ekmez olduk. Çanakkale baklamız vardı gemi gemi ihraç ederdik. Ne oldu da kaybettik. Hatta rekabet vardı. Bizim Çanakkale baklası,  Balıkesir baklası bizim baklamız daha iyiydi. Kaç yıl önce bundan 25 yıl önce ne oldu ne gemi kaldı ne de bakla kaldı. Yani demek istediğim biz Çanakkale yöresine özgü tohumlarımızı üretip bunları yine çiftçilerimize ürünün almak koşuluyla biliyorsun tohum satmak yasak biz satmayacağız ürettireceğiz. Dolayısıyla bugün burada görmüş olduğunuz tarlayı ekiminde de buluşmuştuk. Bugün harmanını yapmış olacağız. Biz 107 dekara bu buğdayı ektik. Burası ayrıca başka alanlarda var. Bunları üretiyoruz ve üretmeye devam edeceğiz. Şuan yüzün üzerinde atalık tohuma sahibiz. Bunları tohum şenliğinde takas yapıyoruz. Bu yıl biliyorsunuz tohum takası yapamadık ama atalık tohumlardan ürettiğimiz 17 bin fide 3 bin 500 paket tohumu dağıttık. Tohumları ve fideleri kooperatifler kanalıyla da ürettirip, hem o kooperatifçiliği teşvik etmek hem de bu bağlamda bunların üretimini alım garantisi vererek bunları ürettireceğiz ve hem çiftçilerin ekonomisine hem de tohumların gelişmesi için bu yatırımları desteklemiş olacağız. Biz ayrıca 22 dekarda 26 çeşit bitki üretiyoruz. İyi tarım sertifikası alma çalışma sürdürüyoruz. Benim bildiğim kadarıyla yerel atlık tohumlardan iyi tarım sertifikalı ürünü yetiştirecek ilk belediyeyiz. Cevatpaşa Ortaokulunun karşısındaki aromatik bitki parkı üreteceğiz. Parkı bitirmek üzereyiz. Burada 29 çeşit aromatik bitki yetiştireceğiz ve burada yağ ve losyon elde etmeyi bunu hem Türkiye’de çok ihraç ürünü bu teşvik etmek istiyoruz. Tohum buğdayları daha sonra hem üretim için ayıracağız hem de un haline ekmekler üretmek istiyoruz. Halk bakkalda bunları satmak istiyoruz. Bu sene 107 dekara ektik karşılığını almak kaydıyla çiftçimize ürettiğimizde daha çok miktarda buğday elde edeceğiz ve una çevirmiş olacağız. Artık yerel yönetimler sadece kendi kentleri ile ilgili değil köylerle ilgili kırsal kalkınma dediğimiz kavramı da geliştirmek için çaba göstermek kırsal kalkınmanın başlangıcıdır” dedi.

Damla Şener Okdaş