Müzelerin 1 Haziran’da açılmasına ilişkin sosyal medya hesabında açıklama yapan Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, “Müze mimarimizi çok seviyoruz. Fakat sizin nefesi alış verişinizle beraber bu bina anlam kazanıyor. Çok özlemiştik. Kavuşuyoruz! Çok şükür” dedi.

Koronavirüs tedbirleri kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı müze ve ören yerleri ziyaretçilere kapatıldı. Çanakkale'de merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırlarında bulunan Troya Müzesi'nin Müdürü Rıdvan Gölcük, alınan bu kararlar doğrultusunda kapanan Troya Müzesi'nde  sosyal medya üzerinden canlı yayınlar gerçekleştirerek, vatandaşlara müzede bulunan eserler hakkında bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada koronavirüs tedbirleri kapsamında kapatılan müze ve ören yerlerinin 1 Haziran’dan itibaren açılacağını duyurdu. Bu haberin ardından Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.

 KORONAVİRÜS GÜÇLÜYDÜ AMA TAKİPÇİLERİMİZ VE BİZ DAHA GÜÇLÜ ÇIKTIK
Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Kavuşuyoruz. Pandemi sonrası alınan karar üzerine basında "Müzeler Kapandı" haberini görmek benim için şok edici olmuştu. Müzeler gerçekten kapanabilir miydi? Müzelerin gişeleri kapandığında, ziyaretçi almadığında müzeler kapanmış olabilir miydi? Üzgündüm! Üzerine çok çok düşündüm ve cevap netti: Hayır! Sonra Troya Müzesi adına şöyle bir yazı kaleme almıştım: "Bildiğiniz üzere COVID-19 sebebiyle ülkemizde Müze ve ören yerleri ziyarete kapandı. Fakat içinde bulunduğumuz bu ortamda Müzelerin toplumsal işlevinin daha belirgin olarak ortaya çıktığını düşünüyoruz. Müzeler, içinde barındırdıkları geniş dünya ile bir ‘kaçış’ mekanı haline gelebilir. İnsanlık tarihini içine sığdıran bu mekanlar bugün bizler için birer sığınak olabilir. Bu noktada ‘fiziksel’ buluşma vazgeçilmez değildir. Dün sizler bizlerin ziyaretçisiydiniz bugün ise Müzeler, evlerinizde sizlerin ziyaretçisi olacaklar. Çağın sunduğu araçlar ile birbirimize bağlı kalmaya ve kültürel aktarımın devam etmesini sağlamaya hazırız. Aslında ‘kapanan” hiçbir şey yok. Yeni bir kapı açtık, ve bu kapıdan beraber olmaya, iletişim kurmaya, paylaşmaya, dayanışmaya hazırız. Bugün müzelere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. “Ziyaretçilerimizin” yeni ve ağırlıklı rolü artık “takip” etmek. Sanılanın aksine bu süre zarfında sizlerle iletişimimiz daha da güçlendi. Eskisinden daha da fazla etkileşim halindeyiz. Gösterdiğiniz bu arzu bizi üretmeye itiyor. Yan yana değiliz ama “beraberiz’ Mottomuz ise şu olmuştu pandemi döneminde: ‘Kapanmadık! Yeni Bir Kapı Açtık’ Sonrasını biliyorsunuz. Ekip arkadaşlarımızla muhteşem bir koşuşturmacanın içine girdik. Sunumlar, canlı yayınlar, video hazırlıkları ve tüm bunları paylaşımı. Emeklerimizin karşılığını alıyorduk çünkü takipçilerimizden yoğun bir ilgi ve geri dönüş oldu. Takipçi yaşımız 24-34'e düşmüştü. Yani genç arkadaşlarımızla başarılı bir iletişim kanalı yakalamıştık. Ve bu sürede sadece instagram’da ayda 300 bine yakın bir hareket yakaladık. Dediğimiz gibi yeni bir kapı açmıştık ve sizinle orada buluşmaya devam ediyorduk. Koronavirüs güçlüydü ama takipçilerimiz ve biz daha güçlü çıktık, sımsıkı sarıldık birbirimize, destekledik, yol açtık. Bugün yeni bir haber gördüm. ‘1 Haziran'da Müzeler ve Ören Yerleri Açılıyor’ Şimdi ne demeliyim? Biz Kapanmadık demiştik ya... Evet, 1 Haziran'da ziyarete açılıyoruz. Müze duvarları içinde yankılanan sesinizi özledik, sergi salonlarını adımlayışınızı, müze rampalarımızda koşuşturan çocukları, Polksena Lahtini büyülenmiş gözlerle izleyişinizi. Müzeci arkadaşım, "pandemi döneminde en çok kokuları özledim" demişti. Müze mimarimizi çok seviyoruz. Fakat sizin nefesi alış verişinizle beraber bu bina anlam kazanıyor. Çok özlemiştik. Kavuşuyoruz! Çok şükür”

Bünyamin Nami Tonka