Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale İl Başkanlığı tarafından başlatılan Askıda Gıda projesi hakkında bilgi veren partinin İl Bilim ve Danışma Kurulu Üyesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Tufan, “Projemize şuana kadar 149 kişi yardımda bulundu. Tabii ki 2 kere yardım eden, 15 günde bir yardım eden de var. Şuana kadar 258 aile yardım aldı” dedi.

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs nedeniyle birçok vatandaş ekonomik olarak zor dönemde geçiyor. Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale İl Başkanlığı ise oluşturdukları ‘Bilim Kurulu’ ile kentte ihtiyaç sahiplerine Askıda Gıda projesi ile destek oluyor. Cumhuriyet Halk Partisi İl Bilim ve Danışma Kurulu Üyesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ekrem Tufan, ‘Askıda Gıda’ projesinin detaylarını anlattı.

FEVZİPAŞA MAHALLESİNDE DURUMLAR ÇOK KÖTÜ
Prof. Dr. Ekrem Tufan, Akıda Gıda projesinin nasıl başladığını anlatarak, “Projemiz aslında bizim Hüseyin Çay arkadaşımız ile yaptığımız çalışmalar ile ortaya çıktı. Hüseyin Çay arkadaşımız bir gün facebook Messenger’dan ‘Fevzipaşa Mahallesinde durumlar çok kötü, insanlar çok yoksul, herkes benden bir şey bekliyor ama benin elimden bir şey gelmiyor, ne yapacağım bilemiyorum, bunalımdayım’ deyince benimde aklıma böyle bir proje geldi. Dedim ki ‘Hüseyin o zaman bir proje yazalım, sosyal sorumluluk projesi. Bunu bir düşünelim ‘ dedim. Hüseyin aynı zamanda Fevzipaşa Mahallesinin çocuğu, o  mahallede doğup büyüyen bir arkadaşımız. Çanakkale Belediyesinde çalışıyor aynı zamanda da Cumhuriyet Halk Partisi yeni il yöneticisi.  Ben bir sosyal sorumluluk projesi yazdım. CHP Çanakkale İl Başkanı Metin Ümit Ural’ la da görüşüyorduk. Dedim ki  “Hüseyin çay bilgi verdi bunun üzerine de ben böyle bir proje yazdım, CHP olarak bu projeyi hayata geçirmeyi düşünürmüsünüz?” Metin bey baktı projeye “ Harika hocam biz bu projeyi hayata geçiririz” dedi. Benden de projenin hayata geçirilmesi konusunda destek istedi. CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural zaten bir Bilim ve Danışma Kurulu oluşturulma aşamasındaydı. Ural “ Bilim ve Danışma Kurulunun ilk üyesinin sizin olmanızı istiyorum, bu projede kurulun ilk projesi olsun “ dedi. Bende “tamam” dedim. Proje fikrimiz böyle ortaya çıkmış oldu.Projenin ortaya çıkmasından sonra “ Askıda Gıda” projesi çok tuttu. Aslında projede birçok koşulu hesaplamış değildik. Örnek vermek gerekirse Ankara’dan gelen rüzgarların “belediyeler yardım toplayamaz”  diyeceğini bilmiyorduk, bu projede. Biz Türkiye’ de Coronavirüs tedbirleri nedeni ile mağdur olan kesim için yardım başlatan ilk projeyiz. Projeye 24 Mart’ ta başladık. Bu arada benim en korktuğum konu, bir projede para olursa sıkını olur. Bu nedenle de pek çok insan “Aman adım lekelenir” diye projeyi yapmaz. Bende bu korkuyu yaşayanlardanım. Gerçekten para ile oynamak risklidir” dedi.

PARAYA DOKUNMAMAK İÇİN BAKKAL MODELİNİ BULDUK
Bu tür yardım projelerinde en büyük sorunun para olduğunu vurgulayan Tufan “ Yardım projelerinde paraya dokunmak yada parayı direk kendinize ait hesaplarda toplamak çok riskli olduğu için dedik ki  ‘Biz bu projeyi paraya dokunmadan yapmamız lazım’. Bu düşünde ile bakkal modelini bulduk. Yerelde yaşayan küçük esnaf bizim için önemli ve değerlidir. Mahalle Bakkallarının ayakta kalması lazım. Ekonomide önemli bir yer teşkil ediyorlar. Bakkal olmazsa paramız olmadığında süper market bize ekmek vermez. Bakkala gider aldıklarını veresiye defterine yazdırırsın. Bakkal seni tanır, her şeyi verir para almadan. Yeri gelir evinin anahtarını teslim edersin. Çoçuğuna, gerekirse telefon eder harçlık vermesini, akşam verilen harçlığı geri ödeyeceğini söylersin, bakkal çocuğuna harçlık verir. Ama süper market bunu yapmaz. Bu nedenle küçük esnafın bakkallar dahil olmak üzere tüm küçük esnafın korunmaya alınması gerekiyor.  Bunu illa devletin yapması gerekmiyor, tabi ki devletinde bazı sorumlulukları var, ama bizde vatandaşlar olarak kendi kendimize bir karar alıp küçük esnafı yaşatacak alışverişleri bakkaldan yapmamız lazım. Projemizin adı “Askıda Gıda”. Aslında “Askıda Gıda” projesi böyle bir şey değil. Askıda ekmek,  askıda çay, gibi bir yaklaşım yapmaya çalıştık. Muhtemelen bu "Askıda" diye başlayan aslında da bir yardımı öngören projeyide Türkiye’ de muhtemelen ilk ben başlattım” diye konuştu.

YOKSULU İNCELTMEMEYE KIRMAMAYA GAYRET EDİYORUZ
Dağıtımların nasıl yapıldığını aktaran Tufan, “Askıda Gıda Projesi yardım dağıtımını da şöyle yapıyoruz. Liste elimizde zaten. Akşam 17.00 itibari ile bakkallarımızdan gelen hesap özetinden sonra hangi bakkala kaç para geldiği belli. Ben sisteme giriyorum. Bize yardım talep edenlerden en fazla yoksul olan ailelerler’ den, en az yoksul olan ailelere göre sıralama yapıyorum. Ogün kampanya kapsamında bakkallarımıza ne kadar para geldi ise bu miktar, mesela 12 aileye yardım yapmamıza imkan veriyorsa ben 12 aileyi belirliyorum. Destek alacak aileler bölümüne işliyorum, telefonlarını kaydediyorum. Bu aileler arasında bebeği olan aileler varsa 14 Temel Gıda ürününün yanı sıra 2 ürün daha veriyoruz bebeği olanlara. Bu ürünler bebek bezi ve bebek maması. Bebeği olan aileler 16 ürün yardımı alıyorlar. Hüseyin Çay arkadaşımız benim hazırladığım online Excel tabloyu görüyor ve anlaştığımız iki bakkala talimat veriyor. Bakkalar’ dan birine "Sen 10 poşet hazırlayacaksın, bu paketlerin 8 tanesi düz, yani 14 ürün bulunan paketler, ikisi ise 2 ilave ürünü olan yani 16 ürünlü paketler olacak" diyor. Diğer bakkala’ da poşet talimatını veriyor ve bakkallar bu poşetleri her bir poşete fiş keserek ya da fatura düzenleyerek hazırlıyor. Hüseyin Çay arkadaşımız her akşam  saat 20.00’ den sonra beşer dakika arayla o gün yardım paketlerini alacak aileleri arıyor ve “Şu bakkalda poşetiniz var, gidip alın diyor”.  O aile temsilcisi poşetinin hazırlandığı bakkala gidiyor, bakkal onlara poşetlerini teslim ediyor, o poşet için kestiği fişin arkasına yardımı alan arkadaşın adını soyadını yardırıp imzasını attırıyor. Bu işlemin ardından da yardım alan kişi poşetini alıp evine gidiyor. Hava karanlık olduğu için yardım alanı gizlemiş oluyoruz. Yardımı afişe etmiyoruz. İnce bir şekilde davranmaya, yoksulu inceltmemeye kırmamaya gayret ediyoruz. Bu nokta bizim hassas noktalarımızdan biri. Hüseyin Çay arkadaşımız o gece ya da ertesi gün bakkallardan arkası imzalı bu fişleri topluyor. Tekrar kendi sistemimize bu bilgileri girip yardım alanların fiş numaralarını kaydediyor. Biz bu arada hangi yardıma ihtiyaç duyan kişinin, hangi bakkaldan, hangi fiş numarası ile yardım aldığını da takip ediyoruz. Ayrıca fişlerin arkasında yardımı alanların imzası da var, biliyoruz. Bu fişleri de arşivliyoruz. Yani herhangi bir “ Çaldınız, çırptınız, yardımları vermediniz, Osman’ a değil de Ayşe’ ye götürmüşsünüz  “ denildiğinde bunu diyenlere makbuzları gösterebileceğiz.” 

BU PROJE SONA ERECEK AMA BİRİLERİ PROJEYİ DEVAM ETTİRMELİ
Projenin 30 Nisan’da sona ereceğini söyleyerek, “Askıda Gıda projemiz 24 Mart itibari ile başladığında, dedik ki "30 Nisan’ da pilot mahalle olarak seçtiğimiz Fevzipaşa Mahallesinde projeyi bitiriyoruz." Bu bir proje çünkü, sonsuz bir şey değil. Askıda Gıda projesi sona erdikten sonra, Çanakkale Valiliği, yada Çanakkale Belediyesi, bu projeyi devam ettirmek isteyebilir. Bu durumun karar merci ben değilim, ben bu projenin yaratıcısıyım. Ama bu proje devam etmeli. Çünkü Coronavirüs salgınının sona ermesinden sonrada insanların yoksulluğu devam edecek. Bu projenin devam ettirilerek iyi kötü ailelere destek verilmesi gerekiyor. Fevzipaşa Mahallesi için proje sonunu 30 Nisan olarak belirledik. 30 Nisan’ a kadar biz 1 tur, yani bizim belirlediğimiz yardıma muhtaç ailelere, yani bizim listemizde yer alan 196 aileye az önce anlattığım şekilde yardım götürdük. Şimdi 14 Nisan itibari ile 68 aile aynı yardımı ikinci kez aldı. Tahminimce 30 Nisana kadar 2. Turu bitirmiş olacağız. Ama ikinci tur bitsin yada bitmesin 30 Nisan' dan sonra Fevzipaşa Mahallesinde "Askıda Gıda" projesini sonlandıracağız. Şuanda "Askıda Gıda" projesine destekler günde ortalama 2 bin 200 TL civarında oluyor. Fena bir yardım miktarı değil. Bu ortalama para ile biz günde 20 yada 22 kişiye yardım götürebiliyoruz. Tabi gelen yardım sabit edil değişiyor. Ben ortala bir rakam vermek istedim. “ dedi.

İKİNCİ PROJE ALANIMIZ ATATÜRK MAHALLESİ
Tufan, projenin ikinci yardım alanın İsmetpaşa mahallesinde bulunan Atatürk Mahallesi olarak bilinen alanda gerçekleştireceklerini ifade ederek "Şuanda Atatürk Mahallesi yani İsmetpaşa Mahallesinin Atatürk Mahallesi denilen başka çok yoksul ailelerin bulunduğu alan var biliyorsunuz. Şimdi bu alanda yaşayan yoksul ailelere "Askıda Gıda" projesi ile yardım yapmak için alt yapı çalışmalarımızı yapıyoruz.  Burada yaşayanlar için araştırmamız devam ediyor. Yine Hüseyin Çay arkadaşımız yine o bölgedeki bakkallar ile görüşüyor. Tabi bizim şartlarımızı kabul edebilecek bakkallar ile görüşüyor. Hangi bakkallar kabul ederse o bakkallar ile çalışacağız. Daha sonra ilk mahallemizde olduğu gibi burada da yoksul ailelerin isimlerini ve bilgilerini almaya başlayacağız. Yardım yapılacak aile sayısını belirleyeceğiz. Mesela 200 aile belirlersek bu aile sayısında sabit kalıp, diğer başvuruları almayacağız. Tekrar oradaki anlaştığımız bakkalların İBAN numaralarını sosyal medyada yayınlayacağız. Ve böylelikle bu mahallede de "Askıda Gıda" projemizi başlatmış olacağız. Tabi burada da “Mayıs ayı sonunda projemiz sona eriyor” diyeceğiz.” dedi.

PROJENİN ANA TEMASI “KİMSE AÇ YATMASINDIR”
“Askıda Gıda” projesinin ana temasının “Kimse Aç Yatmasın” olduğunun da altını çizen Tufan “Bu yazdığım proje benim bildiğim kadarı ile Türkiye’de bir ilk. Bu şekilde proje yapan yok. Para toplayan ve belediyelerin yaptığı gibi, hesap numarası verilip belediye hesaplarına para toplayıp sonrada yardım yapanda var. Paraya hiç dokunmadan yurttaştan, yurttaşa havale yaptırarak sadece aracılık yapan tek proje " "Askıda Gıda" Projesi. Bu nedenle bu projenin tutup tutmayacağını bilmiyorduk biz açıkçası. Projeye başlarken dedik ki “Fevzipaşa  Mahallesi ile başlayalım, başarılı olursak başka mahallelerde de uygularız” Biz tabi belediyeler gibi bir bütçe kullanmıyoruz. Bizim bütçemiz halkın bütçesi. Bize vatandaşlardan ne kadar yardım parası gelirse bizde gelen para kadar yardım dağıtıyoruz. Biz zaten aracıyız. Yoksul aileler ile bu kişilere yardım etmek isteyenleri buluşturan bir aracıyız. Bu projenin tutup tutmayacağını bilmediğimiz için, insanların destek olup olmayacaklarını bilmediğimiz için böyle bir proje geliştirdik. Bu projeden çıkmamız gerekiyor, çünkü proje başı ve sonu olan bir şeydir. Proje demek, belirli bir amacı elde etmek için, belirli bir zamanda diliminde, belli faaliyetleri, belirli bir bütçe ile yapmaktır. Dolayısıyla "Askıda Gıda" projesinin de bir başı ve sonu olmak zorunda. 24 Mart’ ta projemize başladık, 30 Nisan’da Fevzipaşa Mahallesinden çıkıp İsmetpaşa Mahallesinin Atatürk Mahallesi olarak bilinen kısmında projemizi başlatacağız. Bunu şundan söylüyorum. Artık insanlar “Askıda Gıda” projesini sisteminin nasıl çalıştığını algıladılar. Tabi ki projenin işleme sistemini test ettiler. Sitemi araştırdılar. Ve projeye destek oluyorlar. Projemizde yardımlar konusunda her aşamada şeffafız, adam kayırmıyoruz, siyasal davranmıyoruz, proje siyasi bir proje değil çünkü, projenin ana teması "Kimse aç yatmasın" " dır. Yoksul aile fertleri ve çocukları süt içebilsin, et yiyebilsinler, peynir yiyebilsinler hedefindeyiz. O nedenle de biz projede basit desteklerde bulunuyoruz. Çok ahım şahım destek değil ama evet “İNSANLAR AÇ YATMASIN” diye düşünüyoruz. Şimdi diyebilirim ki Atatürk Mahallesinde proje hazırlık yapıyoruz, çünkü gördük ki insanlar destek verecekler.”

PROJEMİZE 149 KİŞİ  YARDIMDA BULUNDU
Projeye gelen destekleri aktaran Tufan, “Projemize şuana kadar tabi 2. Yardımı yapan aynı yardımseverleri saymıyorum, projemize  149 kişi  (15 Nisan )yardımda bulundu. Tabi ki 2 kere yardım eden, 15 günde bir yardım eden var. İki kere yardım edenleri saymadım. Şuana kadar ( 15 Nisan) 258 aile yardım aldı. Bu ailelerin 88 tanesi bebekli aileydi. Bu proje ne kadar bir siyasi parti tarafından yürütülse de, bence siyasi partilerin bu tip sosyal sorumluluk projeleri aracılığı ile topluma dokunmalarının zamanı geldi de geçiyor bile. Bu nedenle seçim dönemlerinde şu dedikoduları duyuyoruz “Fevzipaşa Mahallesinde kömür dağıtmışlar, 100 gram kahve dağıtmışlar, para dağıtmışlar, ondan dolayı bilmem kim çok oy almış ve dolayısı ile seçimi kazanmış” bunların olması demokrasi adına kötü bir şey. Ben isterim ki tüm siyasi partiler mümkünse bir tane mahalle seçip, hatta mümkünse işbirliği yapıp, çünkü yoksulluk ortak sorunumuz, Yoksulluk AK Partinin, Cumhuriyet Halk Partisinin, İyi Partinin, sorunu değil bütün toplumun sorunu. Hatta dediğim gibi işbirliği ile tek bir proje yapıp bu projeyi yürütsünler. Yada her siyasi parti bir mahalle alsın, mesela AK Parti Barbaros mahallesini alsın, diğer siyasi parti başka bir mahalleyi alsın, ama kesinlikle siyasi partiler partizanlık yapmasın. Tam da bizim "Askıda Gıda" projesinde yaptığımız gibi şeffaf, hesap verebilir, hatta yandaşı kayırmadan yoksula, yoksul olduğu için yardım yapılan ve mahremiyeti gözeterek yapılan projeler yapsınlar. Ben de Ekrem Tufan olarak destek vermeye hazırım, hiç bir şekilde hangi siyasi parti yapmış, siyasi görüşü neymiş hiç ilgilenmiyorum. Desinler ki “Hocam ben Barbaros Mahallesinde projeyi uygulayacağım gelip anlatır mısın?”  ben hazırım.” dedi.        
 
Damla Şener Okdaş