Rusya'nın domates kotasının 150 bin tondan 200 bin tona çıkarılmasının ardından bunun Çanakkaleli domates üreticisine yansımasını değerlendiren Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, “Şu dönemde Çanakkale bölgesinde bir domates üretimi yok. Dolayısıyla bu ticaretten bir şey elde etmeyi planlamıyoruz. İlerleyen zamanlarda özellikle tarla domateslerinin çıkmasıyla birlikte bu talepler devam ederse, bizim bölgemizden de herhangi bir ihracat oluşursa bizim bölgemizin üreticisi de bu işten faydalanır” dedi.

Rusya’nın domates alımındaki 150 binlik kotanın süresi Şubat ayında doldu. İhracatın durmasının ardından yeni bir anlaşma için çalışmalar yapan Ticaret Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı yeni bir anlaşma sağladı. Buna göre 7 Mart itibariyle Rusya Türkiye’den aldığı domates kotasını 150 bin tondan 200 bin tona çıkardı. Türkiye’nin domates üretiminde önemli bir konuma sahip olan Çanakkale’de ise domates üreticilerine bu anlaşmanın yansımaları hakkında açıklamalarda bulunan Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, “Domatesin 150 bin kotasından 250 bin kotasına çıkarılacak olması bizim bölgemizde üretim yapan üreticiler için kıymetli bir şey. Ama bunlara çok gönül bağlamamak lazım” ifadelerini kullandı.

BİR DEDİKLERİ ERTESİ GÜN BİRBİRİNİ TUTMADIĞI DÖNEMLER ÇOK OLDU
Rusya ile inişli çıkışı bir ilişki olduğunu söyleyen İsmail Kaya, “Domatesin 150 bin kotasından 250 bin kotasına çıkarılacak olması bizim bölgemizde üretim yapan üreticiler için kıymetli bir şey. Ama bunlara çok gönül bağlamamak lazım. Çünkü bir dedikleri ertesi gün birbirini tutmadığı dönemler çok oldu. Birçok zaman bizim kalıntı olmayan ürünlerimizi kalıntı var diye, yalnızca siyasi söylemleri daha güçlendirebilmek, kendilerini daha güçlü hale getirebilmek için kalıntı var diyerek bizim ürünlerimizi sınır kapılarında bekletip geri çevirdiler. Bu kota artışı bugün için özellikle sera bölgesinde üretim yapan Antalya, Alanya bölgesinde üretim yapan domates üreticileri için kıymetli. Buna gönül bağlamak kıymetli değil. Öncelikle kendimizi ve bunu alacak insanları iyi tanımak gerekir. Çok umut bağlamadan ama ele gelmiş fırsatları geri çevirerek değil, ele gelen fırsatı değerlendirerek yolumuza devam etmememizin çok daha kıymetli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

BUGÜNÜ DEĞERLENDİRMEK LAZIM AMA YARINA UMUT BAĞLAMAMAK LAZIM
Çanakkale’nin Rusya ile yapılan bu ticarette tam ortada olduğunu söyleyen Kaya, “Şu dönemde Çanakkale bölgesinde bir domates üretimi yok. Dolayısıyla bu ticaretten bir şey elde etmeyi planlamıyoruz. İlerleyen zamanlarda özellikle tarla domateslerinin çıkmasıyla birlikte bu talepler devam ederse bizim bölgemizden de herhangi bir ihracat oluşursa bizim bölgemizin üreticisi de bu işten faydalanır. Rusya pazarı çok değişkenlik gösteriyor. Bugünü değerlendirmek lazım ama yarına umut bağlamamak lazım” ifadelerini kullandı.

DOMATES FİYATLARI İYİ VEYA KÖTÜ ETKİLEYEN BİR SÜRÜ FAKTÖR VAR 
Kaya, domates fiyatlarındaki değişimlerin sadece Rusya ile olan ticaretle ilişkilendirmemek gerektiğini vurgulayarak, “Domates fiyatları iyi veya kötü etkileyen bir sürü faktör var. Fazla dikim, talepten fazla araz olması fiyatları kötü yönde etkiler. Hastalıklarla mücadele noktasında başarılı olmak var, olmamak var. Bu ciddi şekilde fiyatları iyi veya kötü yönde etkileyen en önemli etkenlerden bir tanesi. Bir diğeri ise yeni pazarların oluşup, oluşmaması. Biz ürettiğimiz ürüne yeni pazarlar oluşturabiliyorsak, yeni pazarlara yönlendirebiliyorsak yine fiyatların artması veya azalmasına neden oluyor. Rusya, Avrupa Birliği Ülkerleri domatese ulaşamazsa domates için ilk gelecekleri yer Türkiye’dir. Bun noktada domates fiyatlarını eksi yada artı yönde fiyatının oluşmasında ciddi şekilde bir etken oluyor. Bir bizde olmasıyla bir şey değişmiyor. Bazen başka ülkelerde oluşabilen domatesle alakalı hastalıkla mücadele noktasındaki başarısızlıklar, bu ülkelerdeki domates alımını Türkiye’ye yönlendiriyor. Bu Pazar devamlı mevcut bir pazar.  Ne yazı ki ülkelerin bunu zaman zaman kotalarla sınırlaması, Türkiye’den almak istememesi, siyasi sebeplerden dolayı almak istememesi gibi sorunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu noktada birlikte hareket etmenin, bir birimize omuz vermenin çok kıymetli olduğunu düşünen birisiyim” şeklinde konuştu.

Muzaffer Cirtel