AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu beldesindeki AK Parti 7.Olağan Belde Kongresine katıldı. Zeytin Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongrede konuşan Turan, “Küçükkuyu’daki zeytin ağaçlarının kesilmesine ses çıkartmadığına değinerek, “Sanki Kazdağları’nı yağmalıyormuşuz gibi üzerimize gelen anlayışlar, mitingler, politikalar yapıldı. O mitinge katılanların, o toplantılara gelenlerin hiçbir tanesi Küçükkuyu’daki zeytin ağaçlarının nasıl kesildiğini, nasıl parsel bazlı uygulamalarla Kazdağları’ndan milyon kat daha fazla zarar gösterildiğini kimseye söylemediler. Bu iki yüzlülüğü tüm Türkiye’ye söyleyeceğiz. Kazdağları da bizim, Küçükkuyu da bizim. Orman da bizim, maden de bizim, zeytin de bizim” dedi.
 
Ak Parti’nin Çanakkale bölgesindeki ilk kongresini yaptıklarını ifade eden Bülent Turan,  “Açık söyleyeyim Küçükkuyu’ya Ak Parti çok yakışırdı. Hizmetleriyle, iddiasıyla Ak Parti’nin burada olması, 5 yıl Küçükkuyu’da çok kıymetli işlerin yapılmasına vesile olurdu. Demokrasilerde kaybetmek de var, kazanmak da var. Bir başka partimizin, bir başka başkanı kazandı. Şimdi o devam ediyor. Kaybetmek bir şey değil de ihanete uğrayıp kaybetmek çok üzücü. İsterdik ki tüm eski başkanlarımızın burada olmaya yüzü olsun. Ama olmadı. İnsanların görevi eskir; eski vekil olur, eski belediye başkanı olur, eski il genel meclisi olur, eski ilçe başkanı olur… Mesele yeniyken değil, eski iken burada olmakta. O yüzden iki tane kıymetli başkanımız ayrıca tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum. Dava bilinci bu demek. Eğer biz; ‘ben olmazsam dünya yansın’ anlayışında olsaydık, Türkiye’de hiçbir şey yapamazdık.  Ama hamdolsun 17 yıldan beri işimiz yapıyorsak, ‘ben olmazsam dünya batsın’ diyenler değil, kardeşlik hukukuyla beraber omuz omuza yol yürüyenler sayesindedir bu iş. Ben görüyorum; adam vekil adayı olmamış ama olmuş kadar çalışıyor. Adam il başkanı adayı olmuş ama yapmamışlar., il başkanı kadar gayret ediyor. Çok örneği var bunun. Ak Parti’yi farklı kılan bu, diğerleri istisna. Küçükkuyu’da iktidar partisiyle uyumlu belediye başkanı olsaydı çok daha kıymetli işler yapardık. Tek başına Ak Parti’nin Küçükkuyu’yu alması veya vermesi iş değil. Ama biz Küçükkuyu’yu seviyoruz. İsterdik ki burada bomba gibi heyecanla yürüyelim Küçükkuyu’muzu tüm bölgenin parlayan yıldızı yapalım isterdik. Ama olmadı. Nasip, inşallah başka dönemde. Burada çok önemli iddiaların olduğunu üzülerek takip ediyorum. Parsel bazlı yapılan imar düzenlemelerinin yakinen takibi gerekli diye düşünüyorum. Tüm meclis üyelerimize söylüyorum bunu. Çünkü Kazdağları’nda biz rüzgar gülüne bile izin vermedik. Kazdağları’nda şu an rüzgar gülü yapamıyorsunuz. Ama sanki Kazdağları’nı yağmalıyormuşuz gibi üzerimize gelen anlayışlar, mitingler, politikalar yapıldı. O mitinge katılanların, o toplantılara gelenlerin hiçbir tanesi Küçükkuyu’daki zeytin ağaçlarının nasıl kesildiğini, nasıl parsel bazlı uygulamalarla Kazdağları’ndan milyon kat daha fazla zarar gösterildiğini kimseye söylemediler. Bu iki yüzlülüğü tüm Türkiye’ye söyleyeceğiz. Kazdağları da bizim, Küçükkuyu da bizim. Orman da bizim, maden de bizim, zeytin de bizim. Bu dengeyi uluslararası hukukun öngördüğü şekliyle hep beraber gözeteceğiz inşallah. Buradaki uygulamalarda zaman zaman gördüğümüz yanlışları takip edeceğiz. Belediye başkanımızın hakkı olmadığı halde belediye çalışanları maaşlarından su parası kesere tahsil ettiği rakamların ne kadar yanlış olduğunu tekrar söylüyorum burada. Bu uyguları teşkilatlarımız meclis üyelerimiz yakinen takip edecekler. Yanlış yapan kim varsa kanun önünde her türlü yargılamayla beraber hesabını verecek. Zaten yanlış toksa da yargı sorun yok diyecek” ifadelerini kulandı.

ŞUAN TÜM PARTİLERİN KONGRE ZAMANI
Kongrelerin bir anlamda teşkilatların check-up’ının yapıldığı özel günler olduğunu aktaran Turan, “Geçmişin muhasebesi yapılır, gelecek hedefleri ortaya konur. Şuan tüm partilerin kongre zamanı. Siyasi partilerin seçimleri e kongreleri çok önemlidir. Bu yeni dönemde demokrasi şenliği içerisinde kongrelerin kazasız, belasız yürütülmesi başta il başkanımız olmak üzere tüm teşkilatımızın görevi.  Bu check-up görevini yaparken hepimize düşen görevler var. Bize beraber yürüyeceğimiz, güven duyacağımız, omuz omuza gözümüzü kapatıp yürüyeceğimiz insanlar lazım. Çanakkale’mizde bu yeni dönemde inşallah bunu kıymetli şekilde takip edeceğiz. Bize bu dönemde tekrar bismillah demek düşer. Önümüzde 4 yıl seçim yok. Bu sürede Küçükkuyu başta olmak üzere bize oy verdi vermedi, şu anki belediye başkanımız dahil hepsine destek olmak omuz vermek görevimiz. Hayırlı işlerde, doğru işlerde omuz vermek görevimiz. Ankara’da çok önemli işler yaptık ama Çanakkale’yi hiç ihmal etmedik. Her gün Çanakkale’den bir misafir grubumuzla bir araya geldik. Bunları yaparken de ne istediğine baktık, kim olduğuna değil. Geçen hafta İyi Partili Gökçeada belediye başkanımız vardı. Ondan önce CHP’li Bayramiç belediye başkanımız vardı. Yine ondan önce İyi Partili Eceabat belediye başkanımız vardı. Hepsi geldiler, kamu hakkına ait olan mantıklı, makul olan tüm yatırımlarına omuz vermeyi görev bildik. Biz Ankara’da güçlü olup, yerelde uyumlu insanlara çalışmayı, yol yürümeyi çok kıymetli buluyoruz. Bizler partimizi bu dönemde partimizi kongrelerle beraber büyütmeyi, beraber omuz omuz yeni dönemde inşa etmeyi en büyük şeref biliyoruz. Yönetimlerimiz yaparken kimin iddiası kimin derdi varsa, kim bizi büyütmeyi hedefliyorsa yol yürüyeceğiz. Ben büyüyeyim değil, biz büyüyelim diyenlere iş yapacağız” şeklinde konuştu.

ÇÜNKÜ ALTI OKUN HİÇBİRİ KALMADI
Türkiye ve Libya’nın artık sınır komşusu olduğunu söyleyen Turan,  “Bizim o bölgede iznimiz olmadan ne doğalgaz araması, ne petrol araması ne balıkçılık yapılamayacak demek.  Adamın Akdeniz’e sınırı yok, adamın denize sınırı yok. Anlaşma yapmış, ben hakimim demiş, benim silahım var demiş oraya gelmiş balığa, doğalgaza, petrole o karar veriyor. Olur mu öyle şey? Oturduk konuştuk. Uzun yıllardan beri yapılan görüşmelerin onucunda Libya ile Türkiye o meşhur anlaşmayı  hayata geçirerek çok büyük bir stratejik adım attı. Herkes gurur duydu. Partimizin dışındaki birçok parti ayakta alkışladı. CHP hariç, HDP’yle beraber. Ama bakın gazetelerde vardı. Sayın Deniz Baykal’ın konuya ilişkin açıklamaları vardı; ‘çok sevindik’ diyor. Sevindim demiyor, sevindik diyor. Yani şu demek aslında o kelime arasında; biz Ak Parti ile CHP kavga ederiz ama milli meselelerde, ülke meselelerinde aynı yerden bakarız demek o. 82 milyon sevindik demek istiyor.  ‘Destek olmamız lazımdı’ diyor. ‘O anlaşmayla gurur duydum’ diyor. Ama Sayın Baykal, çok sular aktı köprünün altından. O parti senin bıraktığın parti değil artık. Ben sayın Baykal zamanında vekillik yaptım. Vekillerin duruşunu, partinin duruşunu bilirim. Sayın Baykal’ın bıraktığı CHP ile Kemal beyin CHP arasında isim benzerliğinden başka hiçbir benzerlik yok. Çünkü altı okun hiçbiri kalmadı. Tarihi hatıranın hiçbiri kalmadı. Kemal bey büyük bir operasyonla beraber oraya getirildi. HDP ruhu aynen taklit edilerek CHP’ye giydirildi. Ne Baykal kaldı, ne ulusalcılık kaldı, ne milliyetçilik kaldı, ne devletçilik kaldı. Gönlümüz isterdi ki Sayın Baykal gibi AK Parti ile kavga edilesin, siyasi olarak başka bir şey. Ama tek vatan dediğimizde, tek bayrak, tek millet, tek devlet dediğimizde, ulusal meselelerde bir arada olabilelim isterdik. Ama olamadık. Sadece Libya değil, birçok konuda maalesef Türkiye’nin durduğu yer bambaşka, bizim muhalefetin durduğu yer bambaşka. En son Suriye teskeresinde HDP hariç bütün partiler evet dedi. Ama CHP’nin Genel Başkanı ‘içim kan ağlayarak evet diyorum’ dedi. Onurla, gururla diyemedi. Kerhen evet demiş oldu. Sehven evet demiş oldu. Biz şerefle söyledik. Artık bu ülke eski Türkiye değil. Artık bu ülke; İMF’nin yönettiği, Amerika’nın racon kestiği, başka ülkelerin ayar verdiği bir ülke değil. Bu ülke ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletin’ diyene kendinden başka hiçbir gücün egemenliğini tanımayan bir ülke haline geldi.”

YÜZDE 20’LERDE OLAN YERLİLİK ORANI, ŞUAN YÜZDE 70’LERE ÇIKTI
Bülent Turan, muhtarların çok kıymetli olduğunu söyleyerek, “Muhtarlarla beraber yol yürümeyi, beraber iş yapmayı büyük şeref olarak görüyoruz. Bunları yaparken sadece köyler, ilçeler değil,Türkiye’nin projeleri de çok kıymetli.  Bakın TANAP Azerbaycan’ın gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya sunma imkanı sağladı. Geçen günlerde Türk Akım projesini, yine aynı şekilde Rusya’nın doğal gazını Karadeniz’in su altın başlayarak 935 kilometre ile bunu Avrupa’ya sunma imkanı elde ettik. Allah’tan borular sualtından gidiyor, muhalefet görmedi, uyanmadı. Ne yapak karşı çıkıyorlar, ne yapsak ‘hayır’ diyorlar. O yüzden bizde diyoruz ki;TANAP’ta, Türk Akım’da Türkiye’nin doğalgaz adımlarında, küresel operasyonlarda çok büyük imkan sundu. Savunma sanayimiz yerli olan birçok silah sanayimizi yapmaya başladık. Yüzde 20’lerde olan yerlilik oranı, şuan yüzde 70’lere çıktı. Artık Türkiye kendi topunu tüfeğini yapan, kendi radarını yapan, kendi tankını yapan ülkeler kategorisine girmeye başladı. Özetle; ihracatımız 36 milyarken 2002 yılında AK Parti  kurulduğunda, şuan 186 milyarla bu seneyi kapattık. Bunlar büyük rakamlar. Faizlerin düşmeye başlaması yatırımlar için bir imkan. Daha birçok konuda ilçe ilçe, il il, çalışmalara devam edeceğiz. Küçükkuyu’nun sorunlarını, Ayvacık’ın sorunlarını iyi biliyoruz. Bunları çözmek için beraber mesai harcayacağız” dedi.

SİYASİ MAGAZİN PARTİSİ OLMAKTAN ÖTEYE GEÇEMEYEN BİR YAPI İÇERİSİNDE
Libya ile Türkiye’nin yeni dönemdeki iddiasının bambaşka olduğunu söyleyen Turan, “Bu sürecin içerisinde Türkiye’nin ekonomisine, güvenliğe yansıması olacak. S-400 alamaz diyorlardı, aldık. Kuramaz diyorlardı, kurduk. Şu açıdan söylüyorum Türkiye kendi kumaşını, kendi kesiyor. Türkiye artık kendi kararlarını kendisi veriyor. Suriye’de de, Libya’da da, yerli otoda da, TANAP’ta da, Türk Akım’da da her konuda uluslararası görünürlülüğünü attıran bir ülke haline gelmeye başladı. Biz bunları yaparken karşımızdaki en yakın bize oyu olan partinin, CHP’nin haline baktığımızda bildiğini siyasi magazin partisi. Bir hafta bakıyoruz; saraya kim gitti, kim gitmedi kavgası. Bir hafta bakıyoruz;  25 milyon rüşvet verildi mi, verilmedi mi kavgası. Bir hafta bakıyoruz; İstanbul seçimlerini kazanan o adamıydı, bu kadın mıydı tartışması. Siyasi magazin partisi olmaktan öteye geçemeyen bir yapı içerisinde. Bunların bu ülkeye katacakları hiçbir şey yok. Çünkü millet irfan sahibi, izan sahibi. Kim çalışıyor, kim çalışmıyor bunları iyi biliyor. Bakın geçen hafta bir baktım o kadar yoğun bir yalanla karşı karşıya kaldık ki, hangi birine cevap vereceğiz. Grup başkan vekiliyim cevap vereceğim, hangi birine cevap vereceğimi şaşırdım.  Örneğin; geçen hafta İstanbul Havalimanı’na uçak inmedi dediler. Oysa rekor kırdık. Putin’ın uçağı inemedi oraya dediler, oysa devlet başkanlarının konuk evi özel olduğu için eski havalimanını kullanıyoruz. Bu bilinçli yapılan bir iş. Putin’in uçağı oraya inince, ‘İstanbul kullanılmıyor’ dediler, yalan attılar. Kayseri’de polis bir vatandaşı dövdü dediler. Görüntüler çıktı dövmediği anlaşıldı. O kadar yalan var ki, hangi cevap vereceğiz şaşırıyoruz. Tüm işi, gücü bıraksak sadece CHP’nin yalanlarına cevap vermeye kalksak inanın gün yetmez. Türkiye’de havacılıkla ilgili bugün ‘OAG’ denen araştırma firması var. Bugün yayınladırlar raporu. 10 yıllık araştırmaları neticesinde dünyada en çok havalıkta büyüyen Türkiye oldu. Buradan bir bilgi veriyorum; Türkiye’nin adresi AK Parti, büyümenin adresi oldu. Salı günü grup toplantısı var. Başlıyoruz her hafta 5 arkadaşımız, değişik siyasi partilerden belediye başkanımız AK Parti’ye katılmaya başlıyor.Törenle AK Parti’ye katılacak. Bırakın AK Parti’nin zayıflamasını, bırakın AK Parti’nin tökezlemesini, tam aksine diyoruz ki; şimdi katılanlarla beraber farklı partilerden 100’e yakın belediye başkanının bize katıldığını göreceksiniz. Hizmetin adresi AK Parti. İş yapmanın, üretmenin adresi AK Parti. Diğerleri hep polemik yaparken, diğerleri kavga ederken, AK Parti’nin nasıl büyüdüğünü hep beraber göremeye devam edeceğiz . CHP’nin bu tavrıyla ilgili zaman zaman bize kızdığı, eleştirdiği, en ağır ithamlar yaptığında AK Parti devlet partisi oldu diyorlar. Bir defa devletçi olmak senin bayrağında var. Bu senin için şeref. Neden bunu bir suçmuş gibi söylüyorsun. Biz hep milletle beraber yürüdük, büyüdük. Bizi devletçilikle ilgili suçlayacak en son parti CHP’dir. Dünyada hiçbir partinin bir bankada kendi hissesi yok, Türkiye’de var. Zamanında İş Bankası’nın hisseleri tek parti olan, yani devlet partisi olan CHP’ye verilmiş ama çok partili hayata geçince bunun bırakılması lazımken, bırakmamış yıllarca kullanmış bir partinin gelip bugün bize devletçisiniz deme lüksü olmaz. Bu gündem hala bitmedi. İş Bankası’nın hisselerinin sahibi bu millettir, hazinedir. CHP olmaz ya ilk defa meseleye sağ duyulu bakarda ve derse ki biz ‘tüm hisselerimizi hazineye bırakıyoruz biz alkışlarız. Ama yapmazsa bu millet kendi hisselerine
mutlaka hazineye el koysun diyerek, hakkın teslimi için bu adımı atmalıdır” şeklinde konuştu.
 
AK PARTİ’NİN BU İDDİASINA RAĞMEN BİR İNSANIMIZ SOĞUKTAN ÜŞÜYORSA O BİZİM AYIBIMIZ
Türkiye’mizin büyümesi için her türlü adımı atmaya devam edeceklerini vurgulayan Turan, “Çünkü biliyoruz ki, CHP’ye oy veren birçok vatandaşımız, İYİ Parti’nin birçok seçmeni, bizimle beraber aslında ruhu, kalbi atıyor. Oy veren vermeyen bir çok arkadaşımız yeri geldiğinde bize ‘şu adımı iyi yaptınız, bu açıklamanız iyi oldu’ diyor. Suriye’deki iddiamızda, Libya’daki iddiamızdan birçok meseledeki iddiamızdan CHP’lide mutlu, İYİ Partilide mutlu. O yüzden onlarla kavga etmeden, polemik yapmadan yolda devam edeceğiz. CHP’li yönetim başka bir şey, oy veren başka bir şey. Sayın Baykal’ın CHP’liliği başka, Sayın Kılıçdaroğlu’nun ki başka. O yüzden diyorum ki; bize oy vermese de bizden nefret etmemesi lazım. Bize bu yüzden çok görev düşüyor. Biz ilk kurulurken özellikle mahallenin yaşlısını, gencini, fakirini, zenginini hiç ihmal etmezdik. Yeni teşkilatlarımız, bütün mahalle teşkilatlarımız  hasta kim, dertli kim, sıkıntısı olan kim iyi bakacak. Eğer bu çağa rağmen, AK Parti’nin bu iddiasına rağmen, sosyal devlet bilincine rağmen hala bölgemizde bir insanımız yatağa aç giriyorsa, bir insanımız soğuktan üşüyorsa o bizim ayıbımız. ‘Bana niye gelmedin’ diyemeyiz. Bulacağız kardeşim. Muhtar başta olmak üzere, il genel meclisi, kaymakam, belediye, hepimiz, valisi, vekili. Bölgemizde hasta, dertli, engelli, yaşlı, soğuktan etkilenen kim varsa bulmak bizim görevimiz. Makamlar gelir, geçer. Çanakkale’de bir adam açlıktan ölse, Allah korusun, bütün partiyi yak. Kıymeti yok. 12 yıldan beri buradayız. ‘Haberim yoktu’ ‘varda gelmedi’ Asla demeyeceksiniz. Köylerin nüfusu belli, ilçelerin, beldelerinki belİ, teşkilatımız güçlü, kaymakamlarımız, valilerimiz çalışıyorlar. Devletimizin sosyal faaliyetlere ayırdığı pay çok büyük. O yüzden hepimiz tekrar kuşanacağız. Bölgemizde, hasta, dertli, engelli, kim varsa çözmek için yol arayacağız. Kaymakama gittin çözmedi. Gel bana söyle. O başka bir şey. Muhtarlar size söylüyorum. Gittin baş hekime ‘hastam var gelmiyoruz sen gel’ dedin. Baş hekim ‘ilgilenmiyorum’ dedi. Gel bana söyle. Tüm hastanelerimizle, tüm sosyal imkanlarımız bu ülkenin insanlarının hizmetinde. Yeni dönemde daha çok dikkat ederek, daha çok çalışacağız. Önümüzde 4 yıl seçim yoksa, bu 4 yıl seçimsiz dönemi iyi değerlendireceğiz.
 
Cemhan Şen, Muzaffer Cirtrel