Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun onaylanmasıyla halkın görüş ve önerileri için askıya çıkarılan Kanal İstanbul projesine itiraz etmek isteyen Çanakkaleli vatandaşlar, Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne imzaladıkları dilekçeleri teslim etti.
Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde uzun kuyruklar meydana geldi. Vatandaşlar hazırladıkları dilekçeleri kurum görevlilerine teslim etti.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Serdar Soydan, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP’li üyeler ve bazı STK üyeleri katılarak destek verdi.

Montö Boğazlar Sözleşmesi’nin güvence olduğunu ifade eden Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Sadece boğazlar değil Marmara’da Montö Boğazlar Sözleşmesine tabidir. Çanakkale Boğazı, Marmara ve İstanbul Boğazı Montö Boğazlar Sözleşmesi’nin birer parçasıdır. Dolayısıyla sözleşme pasifine etmek, ikinci plana atmak noktasında bir hareket olarak algılanıyor. Bende o düşüncedeyim çünkü burada ki en önemli unsur bizim açımızdan Karadeniz’e yüksek tonajlı savaş gemilerin geçmesinin engellenmesidir. Biliyorsunuz Romanya ve Bulgaristan Avrupa Birliği Üyesi oldular ve özellikle ABD Romanya’da üst kurma peşindedir. Oraya yüksek tonajlı gemi geçiremiyor. Bunun olması noktasında bir hareket olarak görülüyor. Yoksa ticari anlamında bir faydası olacağı noktasında katılmıyorum. Görüşlerde o noktada geçişlerde azalmış olacak. Yarın uluslararası sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Montö Boğazlar Sözleşmesi bizim güvencemiz dolayısıyla burada alternatif olasılığı olan bir su yolunun oluşturulması yarın ABD’ye karşı nasıl baskılarda direneceğiz. Bir telefonla rahibi saldığımız noktada Amerikan baskısına boyun eğdiğimiz noktada o kanalda nasıl yüksek tonajlı gemilerin geçmesini engelleyeceğiz sorusu gündemde bunu geçirdiğimiz zaman Rusya ile nasıl muhatap olacağız bunların hepsi diplomatik süreç bu Montö diplomatik bir süreç konusudur. Bu noktada ayın 18’nde burada bir büyükelçi var. O Çanakkale’de bir konferans verecek. İşin özü özetle bizim Montrö güvenliğimiz herhangi bir eylemin içinde olmamalıyız. Çanakkale’den boğazın geçişi de aynı kısıtlara tabi ama burada temel olan Çanakkale Boğazı İstanbul Boğazı çünkü Karadeniz’e son çıkış noktasıdır. Burada onun için çok dikkatli olmamız lazımdır. Rant kısmını ayrıca değerlendirmek lazımdır. Ne hikmetse Arap sermayesi buradan ciddi anlamda arsa ve tarla kapatmış. Neden alıyorlar niçin alıyorlar. Bütün bunların hepsi soru işaretidir. Güya güzergah belli değildi. Söylenmeyecekti ama herkes şakır şakır arsasını almış. Bakın burada kim ne zaman almış araştırılıyor. Bence de doğru yapıyorlar Çanakkale’den bir örnek vereyim. Karacaören’de yeni imar alanı açılmadan önce, Çanakkale Belediyesi olarak 5 yıl içerisinde kimler arsa almış, kimler satmış bunları tespit ettik.   Beş yıl içerisinde tarlasını satanları tek tek çağırdık.  İmara açılacağını biliyor muydun diye sorduk. Eğer bir kandırılma söz konusu ise bunun önüne geçecektik.  Biz bu hassasiyeti gösterdik Aynısının İstanbul’da da gösterilmesi gerekirdi. Oradaki karar verilme noktasında gayrimenkul alım satımının durdurulması gerekirdi. O zaman iyi niyeti anlardım. En azından satanların rızası alınmalı idi.  Bir yandan rant meselesi bir yandan Montrö sözleşmesi tüm Türkiye’yi ayağa kaldırmış durumda.  Son derece duyarlıyız. İstanbul’da bir referandum yapılmasını uygun buluyorum. 10 gün halkın görüş ve önerilerinin alınması için askıya çıkan Kanal İstanbul projesi ÇED raporuna ilişkin Bakanlık da yaptığı açıklamada, “Etki Değerlendirme Raporu halkın görüş ve önerilerini almak üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünde ve Bakanlıkta on gün görüşe açılır” diye konuştu. 

BİZ BU YANLIŞTAN BİR AN ÖNCE DÖNÜLMESİNİ İSTİYORUZ
Kanal İstanbul Projesini kabul etmek mümkün olmadığını dile getiren CHP Çanakkale İl Başkanı İsmet Güneşhan, “AK Partinin düzenlemiş olduğu politikaların sonucunda oluşan Kanal İstanbul projesine itiraz etmek üzere Çanakkale Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne hazırladığımız dilekçelerimizi vermek üzere geldik.  Bugün burada Saadet Partisi İl Başkanımız, Genel Başkan Yardımcımız, Belediye Başkanlarımız, Yüksek Disiplin Kurulu üyemiz,  İlçe Başkanımız, partililerimiz, sivil toplu kuruluş temsilcilerimiz,  belediye meclis üyelerimiz ve çevreye ve ülkeye duyarlı Çanakkaleli hemşerilerimiz ile birlikte dilekçelerimiz vereceğiz. Kanal İstanbul Projesini kabul etmek mümkün değil. Bu proje sadece İstanbul’a değil, aynı zamanda Marmara Denizi’ne dolayısı ile Çanakkale’yi ilgilendiren bir projedir. Bu projenin ne İstanbul’a ne Türkiye’ye faydası vardır.  Tamamen iktidarın yandaşlarına faydasın olacaktır.  Biz bu projeye karşı olduğumuzu net ifade ettik.  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu da bilimsel verilere dayanarak 15 maddede niçin karşı olduklarını söylediler. Biz bu yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz. Nasıl geçmişte birçok yanlışlar yapıp, İstanbul’a ihanet ettik dedilerse, inşallah bundan da dönerler. Bunun sonucunda sadece coğrafyamız tehdit altında değil, uluslararası sorunlar da doğacaktır” şeklinde ifade etti.  

KATAR İSTANBUL, TALAN İSTANBUL
Çanakkale’de yüksek bir katılımla çevreye sahip çıkılması önemli olduğunu dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, “Bu, keyfiliğe karşı, tek adam sistemine karşı bir demokrasi mücadelesidir.  Türkiye’nin her yerinde bu duyarlılık var. Çanakkale’de de yüksek bir katılımla çevreye sahip çıkılması önemli.  Biz zaten Kanal İstanbul Projesini başından beri takip ediyoruz. Çevre Bakanlığı üzerinde öyle ağır baskılar var ki.  Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığının da üzerinde baskı var. Çünkü başvuru dosyasındaki raporlar değişti.  Biz o raporları okuduk. Devlet Hava Meydanlarının verdiği raporda İstanbul Yeni Hava Limanı kullanılamaz hale gelir diyordu. Devlet Su İşleri’nin verdiği rapor var, su kaynakları kaybedilir diyordu.  Bu raporların hepsi değişti, şu anda dosyada yok. Böyle bir tablo var. Bu Kanal İstanbul değil, Katar İstanbul, talan İstanbul.  Bu memlekette milyonlarca ailece açlık sınırı altında yaşıyor. 8 milyon asgari ücretli var.  Çalışanların yüzde 40’ı ya asgari ücret ya da altında alıyor. 1 milyon 250 bin üniversite mezunu genç işsiz var. Resmi rakamlara göre 4 buçuk milyon, gerçek rakamlara göre 8 milyon işsiz var.  Bu memlekette her üç çocuktan biri şiddetli yoksulluk çekiyor. Yeterli protein alamıyor, yeterli eğitim alamıyor. Biz Kanal İstanbul peşindeyiz. Bizim öncelikli sorunumuz adaletsizlik, işsizlik yoksulluk.  Bu proje son derece tehlikeli. Çılgın proje diyorlar ya. Bu gerçekten büyük çılgınlık. Türkiye’nin, Trakya’nın, Çanakkale’nin Marmara’nın aleyhine.  Türkiye’nin önceliği bu değil. Zamanında herhalde bu proje yapılacak diye, nerelere neler peşkeş çekilmiş. 2011 yılından bu yana Kanal İstanbul’u n iki yakasındaki arsa spekülasyonlarını,  taşınmazların nasıl el değiştiğini incelemek lazım. Bu konuda meclise araştırma önergesi verdik. Toprağımızı suyumuzu korumaktır asıl vatanseverlik” dedi.

Damla Şener Okdaş