Yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilçe “Organik Kültürler Diyarı” olarak adlandırılmaktadır.
Bölgende ilk yaşayanlarında Mysyalılar ile Luviler olduğu tahmin ediliyor. Sırtını antik dönemin efsanesi, Kazdağı’na dayayan bu ilçemiz doğal güzellikleriyle ön plana çıkıyor. Ormanların yeşili, denizin mavisi ile en güzel tonların yaşandığı nadide harikalardan birisi haline gelmiştir. Ayrıca 16 yüzyılın başlangıçlarında yerleşimin başladığı bu bölgede, dünyanın ilk felsefi okulu kurulduğu tahmin edilmektedir.
ASSOS
Ayvacık ilçesinde yer alan Assos beldesi tarihi doku ve doğal güzelliklerle ön plana çıkıyor. Antik Çağ’ın en önemli yerleşim yerlerinden bir tanesidir. 14 yüzyıl itibariyle Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine giren Assos, Agora Tapınağı, hamam tiyatro ve lahitler bulunmaktadır. Bu Antik kentin en önemli ve değerli yapısı Athena Tapınağı’dır.
ASSOS ANTİK KENT
Assos Antik kentinin tarihçesi M.Ö. 6.yy'a kadar gidiyor. Zamanında kent, yüzünü denize dönmüş ve teraslarla iniliyormuş denize. Osmanlıların yerleşmesinden sonra yerleşim ters istikamette gelişme göstermiş ve Behramkale köyü ortaya çıkmış. Kent sönmüş bir volkanik tepe üzerine, andezit kayalıkları arasına, denizden 236 metre yüksekliğe kurulmuş. Assos'un etrafında bol bulunan andezit taşı kentin inşasında kullanılmış. Assos taşı zor işlenen ama çok dayanıklı bir taş. Assos'da arkeolojik ilk kazı 1881-1883 yıllarında Amerikalı bir arkeoloji grubu tarafından yapıldı.1981 yılında tekrar başlayan kazılarda ilk olarak nekrapol yani mezarlık ortaya çıkarıldı. Kentin çevresi günümüzde de görülebilen 3200 metre uzunluğunda 20 metre yüksekliğinde surlarla çevrilidir. Surlar M.Ö. 4. yy'da inşa edildi. Kente giriş ve çıkışı sağlayan iki ana kapı bulunmaktadır. Doğu ve batı kapılarının önündeki alan nekrapol(mezarlık) olarak kullanıldı. Nekrapolde basit mezarların yanı sıra görkemli anıtsal mezarlar da bulundu. Nekrapolün 9 yüzyıl boyunca mezarlık olarak kullanıldığı tespit edildi.
ATHENA TAPINAĞI
az dağlarının eteklerinde yer alan Athena Tapınağı, günümüzde kadar ulaşan en önemli tarihi kalıntılar arasında yer alıyor. Yaklaşık 120 yıl öncesinde Assos’ta kazı çalışmalarının başlatıldığı biliniyor. Bu kazı çalışmaları sonrasında elde edilen kalıntılar ise görmeye değer. Tanrı Athena adına yapılan bu tapınağın 6. Yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Dikdörtgen şekilde planlanarak inşa edilen tapınak oldukça hoş bir deniz manzarasına da sahip. Oldukça etkileyici fotoğraflar çekebileceğiniz Athena Tapınağı’nı görmeden dönmemeniz gerektiğini düşünüyorum.
 
Akropol’ün en tepesinde yer alan Athena Tapınağı’nın iç yapısında ve dışarısında çevreleme işlevi gören sütunlar yer alıyor. Tapınakta toplamda 34 sütun yer alıyor. Bunlardan ikisi dışında tümünün başlığı bulunuyor. Sütunların neredeyse 5m uzunluğunda olduğu biliniyor. Oldukça güzel bir görünüme sebep olan bu yapı, günümüzde oldukça fazla kişi tarafından ziyaret ediliyor. Athena Tapınağı’nın bir kısmının ise günümüzde dünyada oldukça fazla kişi tarafından ziyaret edilen önemli müzelerde de sergilendiği biliniyor. Bu müzeler arasında Louvre ve Boston Müzesi yer alıyor. Türkiye’de ise Athena Tapınağı’nın bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Bu müzelerde sergilenen sütunlarda yer alan kabartmaların üzerinde, Herakles hakkında hikâyelerin yer aldığı biliniyor.
ASSOS ANTİK LİMAN
Antik çağlarda bölgenin en büyük limanlarından olan Assos Antik Liman, bu yüzden ticaretin önemli noktalarından bir haline gelmiştir. Ticaret merkezi haline gelen Assos Antik Liman’ı bölgeniz zenginleşmesinde önemli rol oynamıştır. Liman sit alanı ilan edilmesi nedeniyle çevresinde herhangi bir inşaata izin verilmiyor. Limanda turistik tesisler dışından herhangi bir yapılanma bulunmuyor. Dar sokaklardan oluşan Assos Limanı antik havasını koruyor. Kırmızı ve yeşil fenerler antik kentinin sütunlarının üzerine kurulmuş olup antik limanın kalıntıları hala görülüyor. Bu bölgeyle arabayla giriş yapılmasına izin verilmiyor. Ayrıca limanın çevresinde balık restoranları da yer almaktadır.
AMFİ TİYATRO
Antik kentin güney yamacında Midilli Adası'na karşı kurulmuş tiyatronun bir deprem sonucunda yıkıldığı tespit edilmiş. Doğal bir kaya oyuğuna yapılmış, tahmini 2500 kişilik olan tiyatro sonraki yıllarda taş ocağı olarak kullanılmış. Yapım tekniği ve plan özellikleri açısından bir Roma çağı tiyatrosudur.
Tiyatronun yıkılan duvarları restorasyon sonucunda yeniden örüldü. Aslına uygun oturma sıraları yeniden dökülerek yapıldı. Şu anda tiyatro 1500 kişiyi ağırlama kapasitesinde ve çeşitli festival ve konserlere ev sahipliği yapabilmekte. İskeleye inen yol üstünde, solda, giriş kapısını farkedeceksiniz tiyatronun.
ASSOS HÜDAVENDİGAR CAMİİ
Osmanlı sultanı I. Murat Hüdavendigar tarafından 14. yüzyılda yaptırılan ve Osmanlı'nın kendine özgü eserlerinden biri olan Hüdavendigar Camii, Assos Antik Kenti sınırları içerisinde yer alıyor. Hüdavendigar Camii'nin en bilinen özelliği tek kubbeli ve kare planlı olarak inşa edilmiş olması. Behramkale Köyü'nün tepesinde yer alan camiinin içerisinde kadırga resimleri bulunuyor. Bu özellik, Osmanlı cami mimarisinde eşine az rastlanır bir örnek olarak dikkat çekiyor. Hüdavendigar Camii'nin giriş kapısının da ilginç bir özelliği var. Bu kapı, kendisinden daha eski olan Cornelius kentinin kapısı. Cornelius Kilisesi'nin onarılmasını emreden Kral Skamandros'un yazdığı yazılar hala Hüdavendigar Camii'nin kapısında yer alıyor.
APOLLON SMİNTHEİON
Troya şehrindeki Athena tapınağından sonra Troas'ın en önemli ikinci kutsal alanıdır. Önemi Anadolu'daki bilinen Apollon kültleri içerisinde fare simgesiyle karşımıza çıkan tek örnek olmasıdır. Apollon Smintheus çiftçileri farelerden koruyan bir tanrı olarak Troas bölgesinde ortaya çıkar. Kültün kökeni Girit'e kadar gider. Bu kültü M.Ö. 2000'de Girit'den Anadolu'ya göç edenlerin getirdiğini antik kaynaklardan öğreniyoruz.
 
Hamaksitos ve Khryse eskiçağ kentleri yakınında yer alan Apollon Smintheus tapınağı, Hellenistik Çağ batı Anadolu mimarlık sanatında kendine özgü mimari tasarım ve ona bağlı özgün plastik yapıtları ile, arkeoloji dünyasında bugün de önemini korumaktadır.
 
M.Ö.150 yıllarında Ion stilinde yapılan tapınak, Troya şehrindeki Athena tapınağından sonra Troas'ın en önemli ikinci kutsal alanı sayılıyor.
Apollon Smintheus tapınağının en dikkat çekici yanı, konusunu Homeros'un İlyada destanında anlatılan Troya Savaşı’ndan alan kabartmaları. İlyada anlatımlarının çeşitli çağlarda vazolar üzerinde, duvar resimlerinde ve mermer lahitlerde betimlendiği görüldü. Ancak bir tapınakta, ilk kez Gülpınar Apollon Smintheus’da rastlandı.Kabartma anlatımlar destandaki bölüm kurgularına göre sıralanabiliyor. 120 metre uzunluğundaki kabartmaların şimdilik sadece 24 metrelik kısmı ortaya çıkarıldı.
BABAKALE
Ayvacık'ın güneybatısındaki Babakale köyünde, Osmanlılar tarafından 1723 yılında kurulan tarihi kale. Çeşmesi ve suyolları günümüze kadar gelebilen eserler arasındadır. Eskiden bir korsan sığınağı olan kent, şimdilerde turizmle tanışmış durumdadır. Mavi yolculuğa çıkanların da uğrak yerlerinden biridir.
 
Adını, topraklarında yer alan kalede bulunan fenerden alır. Doğasıyla ruha dinginlik veren, tarihi zenginlikleriyle kültür arttıran bir beldemizdir. Üstelik gün geçtikçe turist sayısı artarak, popüler bir yer halini almaya başlamıştır. Dünya üzerinde en güzel balığı burada yemeniz mümkündür. Çayınızı yudumlarken, güneşin batışını izleyerek keyfini sürebilirsiniz.
BEHRAMKALE KÖYÜ
Bir Osmanlı köyü olan Behramkale Köyü’nde 150 hane bulunuyor ve Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alıyor. Aristoteles’inde üç yıl yaşamış olmasıyla bilinen köyde, Antik Çağ’da felsefe okulunun kurulduğu biliniyor. Bu nedenle köy, felsefeye dair ilgisi olan kişiler tarafından da sıklıkla ziyaret ediliyor. Assos Antik Surları arasında yer alması sebebiyle birçok doğal ve tarihi güzelliği yakın bir konumda olması avantajına da sahip olması, bölgeyi ilgi çekici hale getiriyor. Bölgeyi ziyaret eden kişilerin kısa sürede Athena Tapınağı, Assos Antik Kenti, Antik Liman, Athena Tapınağı gibi ilgi çekici bölgeleri de ziyaret etme olanakları bulunuyor. Neredeyse tüm tatil anlatışlarına hitap etmesi nedeniyle Türkiye’de sıklıkla ziyaret edilen bölgeler arasında yer alan Behramkale Köyü, hem doğal güzellikler ile ilgilenen hem de tarih ve felsefeye dair ilgisi olan kişiler açısından oldukça önemli bir yere sahip.
 
 
Nazif
Cemhan Şen