Son günlerde ülkemizde de yapılan çevre kirliliği başta olmak üzere, gerçekleştirilen çevre zararlarına dikkat çekmek ve dinimizdeki çevre bakışını vatandaşlara aktarmak amacı ile  Diyanet işleri tarafından yazılan ve 81 İlin tüm camilerinde okutulan Cuma Hutbesinin bu haftaki konusu Çevre oldu. Diyanet İşleri tarafından hazırlanan Hutbede şu ifadeler yer aldı “İbretle baktığımızda görürüz ki, küçük bir karıncadan, yörüngesinde akıp giden devasa gezegenlere kadar etrafımızdaki bütün varlıklar Cenâb-ı Hakk’ın eseridir. Rabbimiz, eşsiz gücü ve benzersiz sanatıyla kâinatta bin bir çeşit canlı yaratmıştır. Bunların her biri nimettir ve her nimet emanettir. Varlığa değer biçen Allah’tır. Cenâb-ı Hak, mahlûkatı anlamsız ve boş yere yaratmamış; Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.” buyurmuştur. Kâinat, her zerresi ayrı bir anlam taşıyan, dengeli ve muhteşem bir bütündür. Hayat bulduğumuz bu dünyada her bir varlığın ayrı bir gayesi ve değeri vardır” denildi.
 Peygamberin Çevre Sevgisi Hatırlatıldı
Hutbenin devamında Peygamber Efendimizin çevre sevgisi hatırlatılarak “Allah, kendi zatından uzak ve bağımsız bir evren var etmemiştir. Bütün varlıklar Allah’ı anlatır; O'nun mülküdür. Varlık âleminin kontrolü O’na aittir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: ‘Göklerde ve yerde bulunanlar, her şeyi ondan talep eder. O, her an yaratma halindedir. O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsini  Şu halde, çevremize karşı olan sorumluluğumuz, Rabbimizin eserine ve mülküne olan saygımızın gereğidir. Allah’ın koyduğu kanunlara aykırı davranarak tabiata zarar vermek ise, Cenâb-ı Hakk’a karşı sorumluluğumuzu ihmal etmek demektir. Bizler, bir dağa bile muhabbet nazarıyla bakan, ‘Uhud bizi sever, biz de onu severiz   buyuran bir Peygamberin ümmetiyiz. ‘Birinizin elinde bir fidan varken kıyamet kopuyor olsa bile derhâl onu diksin!  buyuran Sevgili Peygamberimizi rehber ediniriz. Bütün hayvanların haklarını gözetmeleri hususunda ashabını sürekli uyaran Peygamberimizi örnek alırız” denildi.
 Bir taraftan tonlarca ekmeğin çöpe atıldığı, diğer taraftan açlık sebebiyle birçok insanın hayatını kaybettiği acı bir çağı yaşıyoruz. Ne yazıktır ki günümüzde dünyevî hırslarının esiri olan insanoğlu, çevresiyle dostça, adil ve insaflı bir ilişki kuramadı. Bütün canlılara nefes kaynağı olan ormanları yaktı, karnımızı doyurduğumuz toprakları çölleştirdi, suya kandığımız nehirleri kirletti. Medeniyetimizde bir ekmek kırıntısının dahi yere atılması hoş karşılanmazken tonlarca gıdanın çöpe atılmasına daha ne kadar rıza göstereceğiz? Geri dönüşüm imkânı olan atıkları, umursamaz bir tavırla çöp tenekelerine daha ne kadar hapsedeceğiz? Oysa çevremize sevgi ve şefkatle davrandığımız ölçüde bizler de huzur ve sağlık içinde yaşayacağız. Aksi halde zarar görecek olan sadece tabiat değil, bizatihi bizler olacağız” denildi.  
 Allahın Emaneti Çevremize Sahip Çıkalım
Hutbenin sonunda “Bizler, engin bir merhamet sahibi olan Allah’ın yeryüzündeki halifeleriyiz. Halife olmak, sorumluluğun adıdır; yeryüzünün efendisi değil koruyucusu olmaktır. Halife olmak, yeryüzünü Allah’ın rızasına uygun bir şekilde kullanmaktır. İfsat etmemek, zarar vermemektir. O halde, yaratan ve yöneten Rabbimizin bizlere emaneti olan çevremize karşı duyarlı olalım. Gün gelip emanetin sahibi olan Rabbimize hesap vereceğimizi aklımızdan çıkarmayalım. Yeryüzünün sadece insanların değil bütün canlıların hayat alanı olduğunu bilerek yaşayalım” denildi.
 
 
 
 


Kaynak: Haber Merkezi